Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Haziran Dünya Çevre Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı. Mesaj şöyle:
“Daha yeşil, daha temiz bir Türkiye için ülke genelinde atık yönetimi, iklim dostu teknoloji, enerji kaynaklarının kullanımı, hava, su ve toprak kalitesinin iyileştirilmesi, ağaçlandırma kampanyaları ve planlı şehirleşme yönünde önemli çalışmaları hızla sürdürüyoruz. İnsan ve çevre sağılığının korunmasında kritik öneme sahip katı atık toplama tesisleri de ülke genelinde yaygınlaştırılmıştır.
Sıfır Atık Hareketi bütün dünyanın örnek aldığı bir çevre hareketi ve ekonomik döngü modeli haline gelmiştir. Kuraklığın giderek daha büyük bir tehdit halini aldığı günümüzde yer altı ve yer üstü su kaynaklarımızı korumak için de önemli adımlar atıldı. İçme suyu tesisleri ile son dönemde yaşanan taşkınlardan korunmak için taşkın tesisleri ve atık su arıtma tesislerinin sayısı önemli sayıda artırılmıştır. Diğer yandan yer altı barajları inşa etmekle ilgili çalışmalar da sürdürülmektedir.”
“İçtiğimiz suyun, soluduğumuz havanın, ayak bastığımız toprağın, bilinçsizce tükettiğimiz kaynakların insanlığın israf yerine, doğaya saygılı, çevreye duyarlı, kanaati esas alan bir tüketim anlayışını yerleştirmek için çabalarımızı sürdürmekteyiz. Bu noktada, aileler ve eğitimciler başta olmak üzere hepimize büyük sorumluluklar düşüyor. Türkiye Yüzyılı’nın inşası için çevre konusunda da, ilhamını kadim medeniyetimizden alan bir anlayışla çabalarımızı sürdüreceğiz. Bu günün, çevre sorunları konusundaki toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlamasını temenni ediyor, gelecek nesillere daha yeşil bir dünya bırakmak için tüm vatandaşlarımızı duyarlı olmaya çağırıyor, en kalbi duygularımla selamlıyorum.”
Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çevre mesajı ateistlerin – deistlerinde akıl ve bilim çizgisinde verebilecekleri türden. Akıl ve bilim önemsenmeli ama yetmez.
Doğal çevreyi, çevreyi yaratan Allah ile irtibatlandırmadıkça ve çevreye Kur’ân penceresinden bakmadıkça bakışımız eksik kalacak ve amaca ulaştırıcı da olamayacaktır.
Kur’ân penceresinden baktığımızda doğal çevre ile ilgili olarak tespit edebildiğimiz hakikatleri, şu başlıklar altında özetleyebiliriz.
1.) İnsan ve doğal çevresi Allah’ın mülküdür,
2.) Bütün yeryüzü ve tüm doğal çevre biz insanlar için yaratılmıştır,
3.) Doğal varlıklar Allah’ın varlığı ve birliğine ve ölümle başlayacak ahiret hayatına belgedir,
4.) Doğal çevre bize Allah’a şükredici insanlar olmamız için verilmiştir,
5.) Doğal çevre Allah’ı anmakla yükümlü duygulu varlıklardır,
6.) Bizler için yaratılan doğal çevre, biz insanları tanır ve biz insanların hizmetinde olduğunun bilincindedir,
7.) Doğal çevre, doğal varlıklar bize Rabbimiz tarafından bir emanet olarak verilmiştir. Sadece bizim neslimize değil insanlığa emanet olarak verilmiştir.
Cumhurbaşkanımız mümin bir insandır. Doğal çevreye Müslümanca bakmalıdır, böyle bakması da arzumuzdur. Ama bilgi yetersizliği olabilir. Bu da danışmanlarla giderilebilir.
Cumhurbaşkanımıza, artık bu son olabilecek dönemini iyi değerlendirilmesini ve her vesile ile Müslümanca bir dil kullanması gereğini hatırlatırız.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-