Dün market yaparken muhafazakar oldukları belli bir aileyle selamlaştım. Örtülü hanımefendi hemen yanımdaki reyondan İsrail ürünü kolasını aldı. Bende “Bakın yerli olanları da var, çok başarılılar ben denedim deneyebilirsiniz dedim.” Hanımefendi mahçup bir tebessümle doğru aslında dedi, beyefendi ise sinirli bir halde “ Bizlerin almaması çözüm değil, devlet sokmamalı bunları ülkeye” dedi. Eh biz bize düşenden sorumluyuz dedim.
Öyle değil midir? Herkes kendine düşen görevden sorumlu değil midir? İsrail doğumlu Siyonist olmayan Yahudiler bile Filistini destekleyebilirken biz üzerimize düşen şu küçücük fedakarlıktan kaçabilir miyiz. Çünkü bu kaçmaktır. Sorumluluktan kaçmak için hep bir suçlu bulmaktır.
Psikolojide sürekli birini suçlamak ve suçu başkasına atmak, bireyin yaşadığı her negatif durum karşısında sorumluluk almaktan kaçınması ve suçlu olduğu halde karşısındakini suçlamaya ısrar etmesine suçlama psikolojisi denir. Bu durum öylesine yaygın ki çocuk yetiştirirken de olumsuz örnek olarak yeni nesil karakterine tohumunu tehlikeli bir şekilde ekiyor. Sorumluluk alamamak öyle hale geliyor ki insanın imanını bile tehlikeye sokuyor.
Ortaokul öğrencilerinin din derslerine giriyordum. Onlara Hat sanatını tanıtmak için bir sonraki derse dolma kalemle gelmelerini istemiştim. Öğretmenlerin ödevleri veli gruplarına yazdıklarını bilmeme rağmen ben yalnızca çocuklara söylemekle yetindim. Sınıfın çoğu derse kalemsiz geldi ve açıklamaları “Öğretmenim annem koymamış” tı.
Tatilde havuz başında otururken 13 yaşlarında bir kız annesine pembe mayosunu bavulda bulamadığını söyledi. Annesi ben onu almadım dedi endişeyle. Kız annesine bunu nasıl unutursun ben şimdi ne yapacağım diye uzunca bir süre kalabalığın içinde söylendi.
Eski bir arkadaşımla derin bir sohbete dalmışken konu yine yeni nesil sohbete bağlandı. Arkadaşım şimdikiler hiç öyle değil, biz işimizi nasıl titiz yapardık, nasıl özenirdik, aman hak geçmesin diye dertlenirdik, bir biz mi enayiydik dedi. Yok biz sorumluluk sahibiydik dedim. O sorumlulukta Allah’a. Yaptığımızı sadece kul için yaparsak enayide hissederiz kötü de. Ama yaptığımız iş Allah rızası taşıyorsa vazifemizi en iyi şekilde yapmakla sorumlu olduğumuzu biliyoruz.
Yani sorumluluktan kaçıyoruz, çocuklarımıza da sorumluluk yükleyemiyoruz. Artık ebeveynler çocuğu üzerinde hayal bile kurmuyor. Büyüyünce doktor olsun öğretmen olsun devri bitti bitiyor. Kendini yormasın sıkıntı çekmesin devri başlıyor sanki. Aman sorumluluk yüklenmesin devri.
ŞEYMA DEMİRCAN NAMAZCI
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ