Cennetliklere verilecek mânevîleştirilmiş maddî nimetleri açıklamışken onlara ilişkin maddî olarak nitelenebilecek bazı özellikleri de beyan etmek istiyoruz.
Eşler ve cinsellik konusu dördüncü bölümde özel başlıklar altında genişçe inceleneceğinden burada cinsellik dahil ilgili âyetler ve özellikle de hadîslerden bazı örnekler sunmak ve açıklamakla ye- tineceğiz.
“Îman eden ve İslâm Dîni’nin gerektirdiği güzel ameller yapanlara gelince; Biz onları içinde ırmakların çağıldadığı Cennetler’e koyacağız, onlar orada sürekli olarak kalacaklardır. Orada onların Ezvacün Mütahhara / tertemiz kılınmış pek güzel eşleri olacaktır.
Üstelik onlar üzerine mutluluk duyacakları gölgeler salacağız.”117
“Biz Cennet’e girecek kadınları yeniden yaratacağız da onları eşlerine aşık, hep bir yaşıt olan bâkirelere dönüştüreceğiz.”118
Cennetliklerin Yüz Aydınlığı
Kur’ân’ın “Yüzlerindeki mutluluğun parıltılarını…” dile getirdiği Cennetliklerle ilgili olarak -Salât ve Selâm üzerine olsun- Sevgili Peygamberimiz de şöyle buyurmuştur:
“Cennet’e ilk gireceklerin yüzleri dolunay gibi parlayacaktır. Onların ardından Cennet’e gireceklerin yüzleri ise semadaki en ışıltılı yıldız gibi aydınlık olacaktır…”120
Allah’ın Resûlü Hz. Muhammed şöyle buyurur:
Kur’ân, Cennet’e girecek kadınlardan birbirinin yaşıtı anlamına gelen Etrâb kelimesi ile söz etmekte, ama kaç yaşlarında olacakları konusunda bilgi vermemektedir.
Bu hadîsde açıklanan otuz yaşın erkeklerle ilgili bir örneklendirme olması gerekir. Çünkü Cennet’e girecek kadınları Nebe’ sûresinini 33. âyetinde Kevâ’ib olarak yani göğüsleri henüz oluşmuş; kadınlığa ilk adımını atmış kızlar şeklinde tasvir edilmektedir. Bu durum ise çok daha erken yaşları, örneğin 18 yaş grubunu çağrıştır- maktadır. Doğrusunu Allah bilir.
Enes İbn-ü Malik anlatıyor:
Allah’ın Resûlü, muhtemelen değişik konular arasında kendisine yöneltilen cinselliğe ilişkin bir soru üzerine şöyle buyurdu:
“Cennet’te kadın-erkek her bir mümine (çok farklı ve üstün güçler verileceği gibi cinsel yönden de) yüz kişi kuvveti verilecektir.”122
Peygamberimize aidiyetini kabul edebileceğimiz bu hadîste geçen “Yüz kişi” ifadesi hiç şüphesiz mecâzîdir ve çokluğu yansıtmaktadır. Cennetliklerin, Cennet için yeniden yaratılacakları Kur’ân’ın beyanı olduğuna göre, güçlerinin her yönde farklı ve ileri derecede olması tabîidir. Cinselliğin Cennet şartlarına uygun letâfet ve zerâfet kazanacağı da şüphesizdir. Nitekim bir hadîste “Cennet ehli Cennet’e vücutları kılsız, yüzleri sakalsız ve gözleri sürmeli olarak gireceklerdir.” buyrulmuştur.123
Bir soru üzerine Allah’ın Resûlü şöyle buyurur:
“Cennette çocuk isteyen kişiye anında verilir. Çünkü onun hamileliği, doğumu ve (istenilen) yaşa ermesi anında gerçekleştirilir.”124
Dünyamızda olduğu gibi Cennet hayatında da çocuk özlemi duyulabilir. Özellikle çocuksuz olarak Cennet’e girecekler için bu arzu tabiîdir. Cennette her istenen verileceğine göre, arzu edilen ço- cuk da zahmet çekilmeksizin anında ihsan olunacaktır.
Çocuk ihtiyacının, ana-babaları Cennet’e giremeyecek çocuklarla karşılanması da muhtemeldir.
İbn-i Ömer anlatıyor:
“Siyah tenli bir çöl adamının sorusu üzerine Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
Nefsimin kudreti altında bulunduğu Allah üzerine yemin ederim ki siyah tenlilerden Cennet’e gireceklerin beyazlığı bin yıllık bir mesafeden görülecektir.”125
|A-Cennet’in uzaktan görüleceği bir mesafe olacağı hakikattir. Bu uzaklığın bin yıllık olarak ifadelendirilmesi mecâzî bir anlatım
B-Kur’ân, “Dilediğini yaratan ve seçen…” Rabbimizin kulluk denemesi gereği ten renklerini farklı yarattığını ve bunu kudretinin göstergesi kıldığını şöylece açıklamaktadır:
“Allah’ın sınırsız kudretinin delillerinden biri de gökleri ve yeri yaratması, dillerinizin / lisanlarınızın ve ten renklerinizin farklı olmasıdır. Şüphesiz bunda anlayış ve kavrayış sahipleri için ibretlik dersler vardır.”126
O, Cennet’e girecek siyahî kullarını siyahlığı içinde parlayan güzeller güzeli kişilere dönüştürebileceği gibi, kimlikleri içinde çok çok uzaklardan görülecek şekilde bembeyaz da kılabilir. Kaldı ki Kıyâmet Günü yüz beyazlığı ve siyahlığı inanç ve amel durumlarına göre oluşacak, kâfirler kararırken mü’minler de beyazlaşacaktır.
“Bazı yüzlerin [mutluluktan] bembeyaz olup parladığı ve bazı yüzlerin [acıyla] karardığı o [Hesap] Günü’nde yüzleri kararanlara şöyle denilecek:
Bembeyaz / Nûr yüzlülere gelince, onlar Allah’ın rahmeti içinde olacaklar, orada ebedî kalacaklardır.”
Hz. Ali’den…
Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu;
“Cennet’te farklı kadın ve erkek resimlerinin sergileneceği galeriler vardır. Ama orada alış veriş benzeri işlem yoktur. Kişi, bu resimlerdeki sûretlerden istediğine anında bürünebilecektir.”127
Cennetliklere ilişkin çok değişik bir özelliği dile getiren bu hadîsi farklı vücut yapısına sahip olacağımız Cennet şartları içinde değerlendirmek lazımdır.
Allah Musavvirdir; her bir varlığı sûretlendirendir. Rahimlerde iken biz insanları sûretlendiren de O’dur.128
Allah’ın güzel isimlerinden olan Musavvir’in Cennet hayatı içinde de zuhûr edeceği açıktır.
Dünya hayatında doğuştan gelen veya sonradan oluşan bazı görünümler rûhsal bunalımlara sebebiyet verebilmektedir. Görülen güzeller karşısında içten kıskançlık veya özlem duyulduğu, -yanlış
da olsa- estetik ameliyatlara başvurulduğu da bilinmektedir. Çünkü insanın daha güzele tutkunluğu da gerçektir.129
Dünyamızda insanlar ve nesli tükenenler dahil canlı varlıklar milyonlarcadır.
Her bir türün birbirlerinden farklı canlılarının sayıları da milyarları aşmaktadır. Bunlara bir de cansız olarak nitelediğimiz varlıkları ilave edersek belirecek sûretlerin mikdarını yalnızca Allah’ın bilebileceği anlaşılır.
Ebedî olan Cennetler mükemmellikler âlemidir. Orada yaratılacak sûretlerin daha çok ve daha güzel olacağı açıktır.
Sunulan bütün bu gerekçeler çizgisinde, Cennet’te aslî kimliğimizle irtibatlı istenilen yüz değişimleri olabileceğini kabûle bir engel yoktur.
Beğeneceğimiz değişik sûretlere girebilme özelliğimiz ile bizler ve Cennet’e girecek eşlerimiz belki de değişik, farklı ve çok eşlerle birlikte olma arzularımızı gerçekleştirmiş olacağız.
Doğruları en iyi bilen Allah’tır ve istenebilecek her şeyi yaratmak Ona kolaydır.
Cabir b. Abdullah anlatıyor:
Allah’ın Resûlüne soruldu.
Ya Resûlellah! Cennetlikler uyuyacaklar mı? Şöyle buyurdular:
-Uyku ölümün kardeşidir. Cennet ehli uyumayacaklardır.130
Cennetliklerin yorulmayacağını açıklayan Fâtır sûresinin 35. âyeti, bu hadîsi doğrular gibidir. Çünkü yorulmayacak insanların uyumaması doğaldır. Hiç uyumayan insanların varlığı da bunu ka- nıtlamaktadır. Kaldı ki Cennet için ebedî bir hayat sürecek şekilde yaratılacağımızdan muhtemelen uykuya da gerek duyulmayacaktır.
Süleyman İbn-ü Yezidî’den…
“Peygamberimizin Cennet’in nimetlerini anlatımı sırasında bir sahâbî sordu:
– (Ya Resûlellah!) Cennet’te deve var mıdır?
|Kur’ân’ın, dolayısıyla Sevgili Peygamberimizin ilk muhatapları için deve son derece önemli bir nimetti. Onu günümüzün en ileri ulaşım araçları gibi görebiliriz. Sahâbîlerin deve ve at için yönelttikleri soruların benzerleri, devrimizde otomobiller-uçaklar için, gelecekte de örneğin uzay araçları için sorulabilir.
Kur’ân, Cennet nimetlerini sınırlamamaktadır. Kıyâmet’e kadar geçerli olacak hitabı ile, verilecek nimetlerin hiçbir insan tarafından bilinemeyecek enginlikte ve sınırsızlıkta olacağını da duyur- maktadır. Üstelik bu nimetler, ihtiyaç gidermek için değil, hazları / zevkleri artırmak ve çeşitlendirmek için ikram edilecektir.
Metafizik âlem olan Cennet’te, ebedi yaşam sürecek şekilde ve bilemediğimiz bir yapıda yaratılacakları için Cennetliklere bekârlık, yorgunluk, hastalık, ihtiyarlık ve ölüm yoktur. Ebediyyen sağlıklı yaşayacak ve genç kalacaklardır. Vücutlarından misk kokulu terler şeklinde çıkacağından Cennetliklerde tükürük, balgam, sidik, dışkı ve âdet kanı gibi boşalımlar olmayacaktır.132
Ahlâkî yücelikte birbirlerinin benzerleri olacakları için de Cennetlikler arasında boş ve çirkin söz, ihtilaf, düşmanlık kıskançlık, kavga ve tecavüz gibi günah nitelikli davranışlar ve işler de bu- lunmayacaktır.133
(Devam Edecek)
DİP NOTLAR
117-Nisa 57
118-Vakıa 35-37
119-Biz Peygamberimize nisbet edilen sözleri, genelde yalnızca Hadîs İlmi’nin koyduğu ictihadî nitelikli kurallara göre, râvilerinin yaşantısı ve hafızalarını inceleyerek değerlendiriyoruz. Oysaki daha ileri bir titizlikle Kur’ânî ilkelere uygunluk veya aykırılık yönünden de Çünkü senedi yönünden kuvvetli olan bazı hadislerin içerik yönünden Kur’ân’a aykırılığı bilindiği gibi, zayıf olan bazı hadislerin de Kur’ân’la örtüştüğü bilinmektedir. Biz bütün hadîsler gibi Cennet ve Cennet Hayatı ile ilgili olan hadîslerin de Kur’ân’dan bağımsız olarak ele alınmayacağı ilkesine inandığımız için ana konumuz olan Cennet’le ilgili hadîsleri, Kur’ân ile Hadîs bütünlüğünü dikkate alarak seçmeye çalıştık.
120-Buhârî, Enbiya 1, İ. Mace, Zühd 9
121-Tirmizî, Cennet Hadis Ğarip’tir.
122-Tirmizi, 2539
123-Zevâid, 10 / 399. İsnadı Ceyyid’dir.
124-Darimi Rikak 110, 2837
125-Zevaid, 10 / 420
126 Kasas 68; Rûm 22.
127-Tirmizî Cennet
128-Haşr 24, Âl-i İmran 6
129-Âl-i İmrân Estetik ameliyatların caiz olup olmadığına ilişkin olarak bak. A. Rıza Demircan İslâmî Kimliğimizi Korumak s. 220
130 M. Zevaid 10 / 415.
131 Tirmizi Hn. 2546.
132-Dünya hayatında bitkiler ve ağaçlar topraktan aldıkları gübrevi gıdaları, yaprağa, güle ve meyvaya dönüştürmektedir. Cennet insanları aldıkları gıdalaı niçin mis kokulu terlere dönüştüremesin?
133-Bakara 25; A’râf 43; Fatır 35; Buhârî Enbiya 1.