Geçen hafta Paris 2024 Olimpiyatlarının açılışında Hz. İsa’ya atfedilip suistimal edilen “Akşam yemeği” üzerinde durmuştuk. Bu hafta bu tablo ile ne yapılmak istendiğine bakacağız.
Her şeyden önce bu olayda Hz. İsa’ya ve Hıristiyan dinine sanat adı altında estetize edilmiş bir saldırı ve şimdilerde küresel yaygınlık kazanması için büyük yatırımların yapıldığı sapkınlık söz konusuydu. En başta Vatikan’ın sert tepki göstermesi beklenirken, Papalık çok alt düzeyde bir bildiri yayınlamakla yetindi: “Tüm dünyanın ortak değerleri paylaşmak üzere bir araya geldiği prestijli bir etkinlikte, dine yönelik gülünç imalarda bulunulmamalıdır. Bu tören, maalesef Hıristiyanlıkla alay eden sahneleri içeriyordu, bu durumu derin bir üzüntüyle karşılıyoruz ”
”Yönetmen Thomas Jolly ve kostüm yönetmeni Daphne Bürki tartışma yaratan açılışa ilişkin yaptıkları açıklamada, töreninin genel olarak kamuoyunda “çok iyi” karşılandığını ancak sahnenin ilham kaynağının Leonardo da Vinci’nin Hz. İsa’nın havarileri ile yediği yemeği konu alan “Son Akşam Yemeği” isimli tablosu olmadığını belirttiler.
Jolly, tartışmalı canlandırma sahnesinde, Hz. İsa’nın değil Yunan mitolojisindeki şarap tanrısı Dionisos’in konu edildiğini ileri sürdü: “Gösteride ilk başta masaya gelen Dionisos var. Neden Dionisos var? Çünkü Dionisos Yunan mitolojisinde kutlamaların, şarabın tanrısı ve Sen nehri tanrıçası Sequana’nın babası. Burada fikir Olimpos tanrıları ile bağlantılı büyük bir pagan şenliği” anlatılmaktadır.
Çalışmalarını “alay etmek üzerine kurmadığını dile getiren Jolly, amacının “yapıcı ve uzlaştırıcı” bir açılış töreni yapmak olduğunu savundu ki, bunun anlamı bundan sonraki dönemin yapıcı ve uzlaştırıcı paradigması “putperestlik ve sapkınlık” olacak demektir.
Bu olayda altı çizilmesi gereken birkaç nokta var:
1.) Olimpiyatların yapıldığı yer Fransa’dır. Fransa, 1789’dan bu yana radikal/din karşıtı laikliğin ana vatanı, doğum yeridir
2.) Türkiye’nin de kalabalık kadro ile katıldığı olimpiyatların ilham kaynağı tasvirler, semboller, figürler ve merasimlerin referansı eski Yunan putperest inancı ve kültürüdür
3.) Putperestler, hiçbir dine saygı göstermezler. Tören yoruma mahal bırakmayacak açıklıkta, Kilise için hayli önemli olan Hz. İsa’nın Son Akşam Yemeği’ni esas almıştır
4.) Olimpiyatlarda sporcuların gerek kadın gerek erkek kıyafetleri dinin yasakladığı türdendir. Kıyafeti, beden dili münker olan bir sporcunun kendi ülkesine altın madalya kazandırması, o sporcuyu münker işleyen biri olmaktan çıkarmaz. Maalesef milli saikler, Müslümanlarda bu hassasiyetleri zayıflatmış bulunmaktadır. Muhafazakar gazeteler, şortlu sporcu kızların resimlerini bel üstünden vererek vaziyeti kurtarmaya çalışıyorlar. Muhafazakarlığın iki yüzlülüğünün göstergesidir
5.) Dini hayatın zayıfladığı modern zamanlarda dünya giderek pagan-putperest bir kültüre ve yaşama tarzına sürüklenmektedir
6.) Hakikat değeri olmayıp tümü hurafe ve fantastik muhayyileye dayanan mitolojik semboller ve imgelerle olimpiyat ritüellerine kaynak olmaktadır; söz konusu mitoloji Yunanlıların putperest zamanlarında bir anlam ifade edebilirdi ama bugün türümüzün tamamı için kurtuluşa referans olamaz
7.) Temel esasları bakımından çıplaklığa karşı olan Yahudilik ve Hıristiyanlık bu genel gidişe karşı durmakta yetersiz kalmaktadır. Kimi müntesipleri kendini akışa kaptırmış, kimilerinin de sesleri kısılmıştır
8.) Şirke, putperestliğe, ateizme, deizme, fısk ve fücura meydan okuyacak güce ve zengin kaynağa İslam sahip olduğu halde, müntesiplerinin şuursuzluğu, seküler dünyanın cürmüne duydukları zaaflar dolayısıyla fonksiyonunu yerine getirmekte zaaf gösteriyorlar. Öyle olsalar bile, değişmeyen hakikat şu ki; putperestliğe ve sapıklığa karşı mücadeleyi dinlerini ciddiye alan Müslümanlar verecektir, vermektedirler de..
9.) Müslümanların verdiği mücadele sadece onların değil, beşeriyetin içine girdiği büyük tehdidi önlemeye matuf olduğundan, kararlı tutum ve mücadele devam ederken selim aklını ve temiz vicdanını henüz kaybetmemiş diğer insanlar ve topluluklar da bu mücadeleye iştirak edecek, böylece küresel düzeyde Hak batıla, ma’ruf münkere, güzel çirkine, iyilik kötülüğe galip gelecektir.
ALİ MEHMETOĞLU
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-