İsrailli Gazetecinin Vicdan Yoksunu Açıklamaları: “Gazzeli Esirlere Tecavüz Edilmeli”
Son günlerde İsrail basınında yer alan bir haber, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı. İsrailli bir gazeteci, Gazzeli esirlere yönelik cinsel şiddeti savunan açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar, insanlık onuruna ve evrensel değerlere yapılan açık bir saldırı olarak değerlendirildi. Gazeteci, esirlere yapılan bu zulmün “hak ettikleri” bir ceza olduğunu ve bunun “harika bir intikam” niteliğinde olduğunu dile getirdi. Bu sözler, sadece İslam dünyasında değil, tüm insanlık nezdinde büyük bir infiale yol açtı.
Gazetecinin bu açıklamaları, insanlık onurunu hiçe sayan, ahlaki ve vicdani değerlerden uzak bir zihniyetin ürünüdür. Savaş koşullarında bile uluslararası hukukun koruma altına aldığı esirlerin böylesine vahşi bir cezaya maruz bırakılması çağrısı, asla kabul edilemez. Bu tür açıklamalar, sadece Gazzeli esirlere değil, tüm insanlığa yapılmış bir hakarettir. İnsanlık tarihinde, savaşlar ve çatışmalar olmuştur, ancak savaşın da bir ahlakı ve insani kuralları vardır. Bu kuralların çiğnenmesi, insan olmanın getirdiği sorumluluklardan kaçmak anlamına gelir.
Bu tür açıklamalar, İslamofobik ve ırkçı bir bakış açısının yansımasıdır. Müslümanları hayvan olarak gören ve onlara yönelik her türlü zulmü haklı gören bu anlayış, insanlık dışıdır. Hayvanların bile yapmayacağı bir zulmü savunanlar, insanlık onurundan uzaklaşmış bireylerdir. Bu tür söylemler, sadece Müslümanlara değil, insanlığa ve medeniyete yapılmış büyük bir saldırıdır. Unutulmamalıdır ki insan olmanın gereği, adalet, merhamet ve vicdan gibi değerlere sahip çıkmaktır. Bu değerleri kaybetmiş bir toplum, insanlıktan da uzaklaşmıştır.
İsrailli gazetecinin bu açıklamaları karşısında uluslararası toplumun sessiz kalması, endişe vericidir. İnsan hakları savunucuları ve uluslararası kuruluşlar, bu tür insanlık dışı açıklamalara karşı güçlü bir duruş sergilemelidir. Gazetecinin sözleri, uluslararası hukukun ve insan haklarının açıkça ihlalidir. Bu tür açıklamalar, savaş suçları kapsamında değerlendirilmeli ve uluslararası mahkemelerde yargılanmalıdır. Sessizlik, zulme ortak olmaktır.
Sonuç olarak, İsrailli gazetecinin bu vicdan yoksunu açıklamaları, sadece İslam dünyasını değil, tüm insanlığı derinden yaralamıştır. İnsan olmanın gereği, adalet ve merhamet gibi değerlere sahip çıkmaktır. Bu tür insanlık dışı söylemler karşısında susmak, zulme ortak olmaktır. İnsanlık, bu tür vicdan yoksunu açıklamalara karşı sesini yükseltmeli ve zulmü durdurmak için harekete geçmelidir. Çünkü insanlık onuru, bu tür açıklamaların çok üstündedir…
HABER YORUM
Bu kadar da aşağılıksınız işte…
Tecavüzü savunacak kadar şerefsiz ve haysiyetsizsiniz…
Rahatsınız değil mi?
Müslümanların, hangi durum ve şartta olursa olsun böyle bir şeyi size yapmayacağını bildiğiniz için bu şımarıklığınız, haysiyetsizliğiniz ve şerefsizliğiniz…
Gün olacak devran dönecek ve bu yaptıklarınızın ve söylediklerinizin hesabı size sorulacak…
Ama sizin yaptığınız gibi değil, insan gibi sorulacak..
Cezanız ise verilecek…
Lanetlenmiş bir toplum olarak Filistin’den sürüleceksiniz…
MİRATHABER.COM