ABD ve Batı Ortadoğu’da Ne Yapmak İstiyor?
ABD ve Batı, insan hakları ve özgürlükler konusunda dünya genelinde hassasiyet gösterdiklerini iddia etseler de, Müslümanların söz konusu olduğu bölgelerde, özellikle Gazze gibi yerlerde aynı duyarlılığı sergilemekten kaçınıyorlar. Ortadoğu’da uzun süredir devam eden bu ikiyüzlü tutum, sadece Filistin’de değil, Irak’ta da kendini göstermiştir.
ABD’nin kuruluşundan itibaren, Siyonist etkilerinin Amerikan politikasında derin izler bıraktığı bilinen bir gerçektir. Kuruluş bildirgesine imza atan 57 kişiden 50’sinin Siyonist olduğu göz önüne alındığında, ABD’nin Ortadoğu politikasında İsrail yanlısı bir çizgi izlemesinin arkasındaki sebep daha iyi anlaşılmaktadır. ABD’yi yöneten bu Siyonist etki, ülkenin dış politikasını şekillendirmekte ve Ortadoğu’da Müslümanlara karşı yürütülen savaşın arkasındaki asıl güç olarak karşımıza çıkmaktadır.
ABD, 2003 yılında Irak’ta kimyasal silahların varlığını bahane ederek bu ülkeye müdahale etti. Demokrasi getireceğini iddia eden ABD, sonunda Irak’ı kaosa sürükleyerek üç parçaya böldü. Bu müdahalenin arkasında, demokrasi ya da insan haklarından ziyade, bölgedeki petrol kaynaklarını ele geçirme arzusu olduğu artık herkes tarafından bilinen bir gerçek haline geldi.
ABD ve Batı, Ortadoğu’da bir damla petrol için oluk oluk kan akıtmaktan çekinmemektedir. Bölgeye yapılan askeri müdahaleler, sözde barış ve istikrar getirmek amacıyla yapılıyor gibi gösterilse de, aslında amaç, bölgenin zengin petrol rezervlerini kontrol altına almaktır. Gazze’de, Irak’ta ve diğer Müslüman coğrafyalarda yaşanan acılar ve dökülen kan, bu çıkar oyunlarının bir parçasıdır.
ABD ve Batı’nın Ortadoğu’daki bu zulmü ne kadar sürdürebileceği sorusu, bugün birçok insanın aklını kurcalayan bir konudur. Ancak tarih, adaletin eninde sonunda yerini bulacağını göstermektedir. Müslüman coğrafyalar üzerindeki bu baskı ve sömürü düzeni, bir gün mutlaka sona erecek; hak ve adalet, bölge halklarının lehine tecelli edecektir.
ABD ve Batı’nın insan hakları ve özgürlükler konusundaki çifte standardı, Ortadoğu’daki politikalarını ve eylemlerini derinden sorgulamamıza neden oluyor. Bu iki yüzlülük, sadece Müslüman dünyasında değil, tüm dünyada büyük bir tepkiyle karşılanmaktadır. Siyonistlerin yönlendirdiği bu politikalar ne kadar güçlü olurlarsa olsun, zulmü sonsuza kadar sürdüremeyecekler. Ortadoğu halkları, bir gün mutlaka kendi kaderlerini ellerine alacaklar.
MİRATHABER.COM