islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4838
EURO
36,2362
ALTIN
2.960,88
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Yemen’de İç Barış Nasıl Sağlanabilir?

Yemen’de İç Barış Nasıl Sağlanabilir?
18 Mayıs 2019 13:04
A+
A-

Fore: Yemen’de İç Savaş Sebebiyle 7.300 Çocuk Öldü

BM Çocuk Fonu başkanı (UNICEF) Henrietta Fore, konsey üyelerine hitaben yaptığı konuşmada Yemen’de yaşanan iç savaşın bedelini en fazla çocukların ödediğini vurguladı. Fore, dört yıl süren iç savaşta 7 bin 300 çocuğun ya öldüğünü, ya da ağır bir şekilde yaralandığını söyledi. Fore, Yemen’de hâlâ 15 milyon çocuğun risk altında yaşadığını belirterek, “Çocuklar hayatlarının kurtulmasını istiyor. Ülkede herhangi bir çatışmada, önce çocuklar acı çekiyor 2 milyondan fazla çocuk okula gidemiyor. Büyüme çağında olan 2,5 milyon çocuk yeterli beslenemiyor.” dedi.

Yemen’de İç Barış Nasıl Sağlanabilir?

Müslüman ülkelerin liderlerinin ekseriyeti, kötü yönetim sebebiyle halkın sefalete itilmesine bağlı olarak ortaya çıkan muhalif hareketlerinin tepkilerini dikkate almak yerine onları “hain” veya “terörist” demek suretiyle sadece toplumsal kutuplaşmaya yol açmamakta aynı zamanda iç savaşın zemini de oluşturmaktadır.

Birçok Müslüman ülkede olduğu gibi Yemen’de de ağalık sistemi, aşiret bağları, cehalet, sefalet, ideolojik saplantılar ve mezheplerle ile iç içe geçmiş birbiriyle kenetlenememiş bir sosyal yapı, istikrarsız bir ekonomi sistemi ve despotik bir siyasi yapıya sahipti. Neticede dönemin yönetim anlayışına karşı Zeydi mezhebine bağlı Husiler’ce organize edilen protestolar, siyasî yönden uzlaşı ile çözüme kavuşturulamadığı için, Husiler silahlanma yoluna giderek, iç savaşın patlak vermesine sebep oldu.

Dünyanın en yoksul ülkelerinden biri olan Müslüman Yemen’de dünyanın en zengin ülkelerinden olan komşu ülke Suudi Arabistan’ın desteğiyle başlatılan iç savaş, ne yazık ki 4 yıldan beri devam etmektedir. Her ne kadar iktidar hırsıyla birbirleriyle savaşan Husiler ile hükümet yanlısı güçler arsında savaş yapılıyorsa da bundan en çok sivil halk zararını görmektedir. Sivil halk, yani savaşla hiç ilgisi olmayan masum insanlar: Yaşlılar, anneler, babalar ve tabiî ki dünyadan habersiz olan çocuklar.

Yemen’de bir türlü uzlaşamayan savaş yanlısı güçler sebebiyle halkın üçte ikisinden fazlası yaşamak için yardıma muhtaç hâle getirildi. Her yerde kıtlık hâkim. Buna rağmen Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyon, mevcut iktidarın ayakta kalmasını daha doğrusu devrik lider Hadi’nin yeninden iktidara gelmesini istediği için, hava saldırılarına hiç ara vermiyor. İki Müslüman ülke arasında cereyan eden bir savaş gibi görünse de Suudi savaş uçaklarına lojistik ve istihbarat desteği sağlayan birçok Gayri-Müslim ülke de bu savaşın sürdürülmesinden yanadır. Savaş koalisyonun ortağa olan ABD, Fransa ve İngiltere gibi yabancı ülkeler, silah satarak maddî kazanç elde etmek çabasındadır.

Peki diğer Müslüman ülkeler, Savaş Koalisyonun karşılık olarak neden BARIŞ KOALİYONU oluşturup bir an evvel iç barışın sağlanmasını temin edici girişimlerde bulunmuyor? Hadi emperyalist dünya seyrediyor, seyretmekle de kârlı çıkıyor. Peki İslâm âlemi ne yapıyor? Seyretmenin ötesinde iç savaşın halkalarının başka Müslüman ülkelere de sıçramasına sessiz kalıyor. Çünkü hiçbir engelle karşılaşmayan Suudiler, bu arada Hadi’ye destek vermek gayesiyle Yemen’e Eritre ve Somali’den askerler taşıyor. Böylece iç savaş, karada da devam ediyor. Yetmiyor başta Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere Katar, Fas, Sudan, Kuveyt, Bahreyn, Ürdün ve Mısır da Suudi Arabistan’a ve Hadi’ye destek vererek, bu savaşın içinde yer alıyor. İran da boş durur mu? O da Husiler’e silah desteğinde bulunuyor.

Yemen’de İnsanlık Krizi Yaşanıyor

Suudi savaş uçaklarının hava saldırılarının yüzde 30’undan fazlası askeri olmayan hedeflere isabet ediyor. Buna bağlı olarak Yemen’de her 10 dakikada bir çocuk hayatını kaybediyor. Birleşmiş Milletler’in (BM) ifadesiyle bu iç savaş, dünyanın “en ağır” insanlık krizini de ortaya çıkarttı. Nüfusu 28 milyon olan bir ülkenin 22 milyon insanı, sefalete sürüklendi. 2 milyondan fazla Yemenli, kırsal alanlardaki evlerini terk etmek ve şehirlere göç etmek mecburiyetinde kaldı. Tarımcılık yok edildi. 300 bin Yemenli, Somali ve Etiyopya gibi yoksul ülkelere göç etti.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre kolera salgınına 500 binden fazla insan maruz kalmış durumdadır. 2018 yılında 370 bin civarında kolera vak’ası tespit edilmiştir. Sebep, temiz suyun olmaması ve zaten yetersiz olan sağlık kurumlarına erişimin sınırlı olması. Baş gösteren salgın hastalıklar sebebiyle binlerce insan hayatını kaybediyor. Ülkedeki kıtlık sorunu önlenemeyecek boyutlara ulaştı. Yemen’de açlıktan ölmemek için, halen on milyon kişinin acil gıda yardımına ihtiyaç duyuyor.

İç Barış Nasıl Sağlanabilir?

Halife Hz. Osman‘ın şehit edilmesiyle birlikte İslâm coğrafyasında ilk fitne tohumları atılmış oldu. Arkası maalesef devam etti. Cemel ve Sıffin muharebelerinde Müslümanlar birbirleriyle savaştılar ve on binlerce Müslüman hayatını kaybetti. O dönemde siyasî ağırlıklı olan fitnenin devam etmesini istemeyen Hz. Hasan‘ın tutum ve davranışını günümüzün siyasî liderleri neden örnek alamaz ve belli şartlar altında iktidarlarından vaz geçemezler? Madem siyasî taraflar anlaşamıyor neden tarafsız ve bağımsız Müslüman ülkeler/liderler, iktidar savaşlarının bitirilmesine yönelik barışçı girişimlerde bulunamaz?

Dokuz yıl devam eden Irak-İran Savaşında olduğu gibi yine seyirci ve sessiz mi kalacağız? Daha fazla masum insanların ölmesi karşısında kendimizi hiç sorumlu hissetmeyecek miyiz? Maden Müslümanız, madem kardeşiz, iç çekişme ve ihtilafın ortadan kalkması için neden gayret göstermiyoruz?

Bakınız Allah, birbiriyle çatışan Müslümanları nasıl uyarıyor:

“Ey iman edenler! Hepiniz toptan silme (barışa, uzlaşmaya) girin.” (Bakara: 208).

Birbirleriyle uzlaşmayan Müslüman liderler/gruplar, Kur’an’ın bu açık emrine muhalefet ettiklerinin farkındalar mı acaba?

Yine bir ilâhî uyarı:

“(Ey iman edenler) Hepiniz toptan Allah’ın ipine sarılın ve tefrikaya (ayrılığa, çatışmaya, savaşa) düşmeyin (girmeyin)…” (Àl-i İmran: 103).

Yine başka bir ilâhî uyarı:

“(Ey iman edenler!) Kendilerine apaçık beyanat geldikten sonra, (siyasî yönden) bölünen ve ihtilafa düşenler gibi olmayın.” (Âl-i İmran: 105).

Madem Yemen iç savaşındaki taraflar bu uyarılara itibar etmiyor o halde bu savaşın dışında kalan akıllı Müslüman ülkeler/liderler/bilim insanları bir araya gelip bir BARIŞ KOLİSYONU oluşturmalı ve aşağıdaki âyet mucibince “Allah rızası için, fitnelerin sonlandırılması için, insanlık için kardeşler arası ille de barış” demeli ve bunun şiçin mücadele etmelidir:

“Eğer mü’minlerden iki taife (siyasî grup, devlet) birbiriyle savaşırsa, hemen aralarını düzeltin. Eğer onlardan biri diğerine saldırırsa, o vakit Allah’ın emrine gelinceye kadar saldırganla savaşın (müzakereler yoluyla mücadele edin). Allah’ın emrine geldiğinde, aralarında âdil bir şekilde barış yapın ve adaletli olun. Şüphesiz Allah, âdil olanları sever.” (Hucurat: 9)

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.