Başörtülü kadınlar, toplumsal önyargıların hedefi haline gelmeye devam ediyor. Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Muharrem Kılıç, yeni medya ortamının sağladığı ‘özgürlük’ adı altındaki nefret söylemlerinin, şiddete dönüşme potansiyelinin arttığını belirtiyor. Son dönemde yaz sezonuyla birlikte başörtülü ve haşemalı kadınlara yönelik ayrımcı söylemler, sosyal medya platformlarında da kendini göstermeye başladı.
TİHEK Başkanı Kılıç, sosyal medya platformlarının nefret söylemi ve ayrımcılığı yaygınlaştırmada önemli bir rol oynadığını ifade ediyor. Milli sporcu Yusuf Dikeç’in annesi ile paylaştığı fotoğraf sonrası yaşananlar, bu nefretin şiddete dönüşme riskini gözler önüne seriyor. Sosyal medyada yapılan bu tür yorumlar, toplumda linç kültürünün beslenmesine neden oluyor.
Prof. Kılıç, din özgürlüğünün sadece bireyin vicdanı ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda ‘dinini açıklama’ özgürlüğünü de kapsadığını vurguluyor. Kamuya açık alanlarda başörtü, haşema veya çarşaf giyen kadınlara yönelik ayrımcı tutumlar, hem ulusal hem de uluslararası düzenlemeler uyarınca din ve inanç temelinde ayrımcılık yasağı kapsamında değerlendiriliyor.
Nefret söyleminin yayılmasını engellemek için hukuki düzenlemelerin önemine dikkat çeken Kılıç, internet ve sosyal medya üzerinden hızla yayılan bu tür söylemlerin, toplumsal huzuru tehdit ettiğini ifade ediyor. Yeni medya teknolojilerinin artmasıyla nefret söyleminin yayılma yolları giderek çoğalıyor ve bu durum, toplumun huzurunu bozuyor.
Son olarak, Kılıç, toplumda huzur ve hoşgörüyü artırmak için nefret söylemine karşı farkındalık yaratmanın ve eğitim programlarının önemine işaret ediyor. Demokratik toplumlar, farklı dinlere mensup bireylerin eşitliğini sağlamak ve bir arada yaşama kültürünü geliştirmekle yükümlüdür. Bu bağlamda, nefret söylemlerine karşı mücadele, toplumsal barışın korunması için hayati bir öneme sahiptir…
Milli bir sporcumuz, annesiyle çekinmiş olduğu bir fotoğrafı sosyal medyada paylaşıyor…
Vay sen misin bu fotoğrafı paylaşan?
Annemiz örtülü ya…
İslam’a ve Müslümanlara hakareti kendilerinde hak gören klavye kahramanları çıkıyor er(!) meydanına…
Küfürler, hakaretler ve seviyesizlik tavan yapıyor…
Yazık değil mi? Hem de çok yazık…
Toplumun seviyesizliğine bakar mısınız?
Kendini laik ve medeni olarak tanımlayan bu zavallılar, başörtüsünden dolayı bir anneye hakaret edecek kadar terbiyesizleşiyorlar….
Gelin bunun adını koyalım isterseniz…
Bunun adı, seviyesizliktir…
Bunun adı, haysiyetsizliktir…
Bunun adı “…..” dır.
“Cennet annelerin ayakları altındadır” buyuran Peygamberimizi (sav) hatırlatmak istiyoruz bu şahıslara ama…
Anlamazlar….
Çünkü bunların beyinleri, laisizm denilen şeyle iğdiş edilmiş durumdadır…
Ne diyelim?
İnsan adam olmayınca, adamlık insana zor geliyor…
MİRATHABER.COM