KUR’AN VE SÜNNET’TE CENNET DERECESİNİN FARKLILIĞI VE EBEDİLİĞİ
Kur’ân, Cennet’e girecek mü’minlerin Firdevs, Adn, Ne’îm ve Me’vâ, gibi Cennetler’de farklı derecelerde bulunacaklarını açıklamaktadır. Dereceleri farklı olan mü’minler Sâbikûn ve Ashâbül- Yemîn olarak iki ana guruba ayrılmaktadır. “Sabikûn / öne geçenler birinci derecede yer almaktadır.247
Cennet’e Gireceklerin Derece Farklılıklarını Gösteren Âyetler’den Misaller.
Ahkaf 19:
İsra 21:
“Mü’minler ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir. O’nun âyetleri okunduğunda, bu âyetler onların îmanlarını artırır ve onlar yalnızca Rablerine tevekkül ederler / güvenirler. Onlar, namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rı- zık olarak verdiklerimizin bir kısmından (Allah yolunda) harcayan kimselerdir.
Nisa 95-97:
“Mü’minlerden mazeretsiz olarak meşrû savaştan geri kalanlar ile mallarıyla ve canlarıyla cihad edenler bir olmaz. Bu sebeple Allah mallarıyla ve canlarıyla cihad edenleri, derece bakımından geri kalanlardan üstün kılmıştır. Her ne kadar Allah hepsine el-Hüsnâ olan Cenneti vaad etmişse de, vereceği büyük bir karşılıkla cihad edenleri geri kalanlara üstün kılmıştır; onları, kendi- sinden bir lütuf olarak dereceler, bağışlanma ve rahmetle yüceltecektir. Çünkü Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.”248
Derece Farklılıklarını Gösteren Hadîsler
Kur’ân’ın yanı sıra Sevgili ve şanlı Peygamberimiz de Cennet’e gireceklerin derecelerinin farklı olacağını açıklamışlardır.
Ebû Said (r.a.) anlatıyor:
“Allah’ın Resulü müjdeleyici açıklamalarının birinde şöyle buyurdu:
Açıklamak istediğim bu amel, Allah yolunda cihad etmektir.
Dereceleri farklı olacak mü’minlerin, bu farklılıkları onların güzelliklerinin artmasına ve yararlanacakları nimetlerin çoğalmasına sebep olacaktır. Bunun gibi farklılıkları yüzlerinin nûruna da yansıyacak, daha ışıltılı olmalarına ve Allah’ın güzellik tecellilerine daha çok bakmalarına neden olacaktır. Aşağıda sunacağımız hadîs bu gerçeği açıklamaktadır.
Ebû Hüreyre (r.a.) rivâyet ediyor:
“Allah’ın Resûlü şöyle buyurdu:
Onların ardından Cennet’e gireceklerin yüzleri ise semadaki en ışıltılı yıldız gibi aydınlık olacaktır…”250
Kur’ân-Sünnet bağlantısını gözeten yöntemimiz gereği bu hadîsi aşağıda sunacağımız âyetlerin bir tefsîri gibi anlayabiliriz:
[“Yüzler vardır o gün parıltılı.”
“Yüzler vardır o gün, pırıl pırıl. Gülen, aldığı müjdelerle parıldayan.”]251
– Salât ve Selâm üzerine olsun- Peygamberimizin Kur’ân çizgisindeki bu açıklamalarına göre Firdevs, Adn, Ne’im ve Me’vâ gibi birbirinden farklı olan Cennetlerin her birinde yüz ayrı derece vardır. Her iki derece arasındaki mesafe göklerle yer arası gibidir.
Doğrusunu Allah bilir, ilim, amel ve ihlâsa göre farklı olacak bu dereceler, erkek veya kadın kişilerin özel Cennet’lerini oluşturacaktır.
Cennetliklerin inançları ve amellerine göre yerleşecekleri bu derecelere değişik sekiz ayrı bölümden / kapıdan girilecektir.252
Bu giriş bölümlerinin Namaz, Cihad, Sadaka ve Reyyan gibi isimleri vardır.
Sunulan örneklerde görüleceği üzere, Kur’ân ve Sünnet’te derecelerin Cennet’le değil Cennetliklerle irtibatlandırılması, Cennet’e ancak îman ve amelle girileceğine, kişilere verilecek özel Cennetlerin, onların ibâdetleri ve ibâdet vasfındaki hayırları ile yapılandırılacağına işaret olsa gerektir.253
Hadîsimizde açıklandığı üzere Cennet’teki iki derece arası gökle yer arası gibi olacaktır. Bir alt derecedeki Cennetliklerin bir üst derecedeki Cennetlikleri doğu-batı ufhunda kayan yıldızları gördükleri gibi göreceklerdir.
Kur’ân, dünya hayatında, cinlerin denizlerin derinliklerine dalabildiklerini ve ışık hızı ile hareket ederek gökle temas edebildiklerini bildirmektedir.254 Metafizik âlemin bir bölümünü oluşturacak Cennet için yeniden yaratılacak olan Cennetliklerin vücut yapılarının cinlerden çok çok daha mükemmel olacağı açıktır.
Buradan hareketle farklı dereceliler arasında dostlukları yaşatmak için yapılacak gidip gelmelerin yıldızlara çıkmak ve yıldızlar arası seyahat etmek gibi olacağını söyleyebiliriz.
Cennet’e En Son Girecek Kişi Örneği İle Cennet’liklere İstediklerinden Fazla Verilecektir
Sevgili Peygamberimiz, “Allah’tan istediğiniz zaman Firdevs’i isteyiniz. Zira Firdevs, Cennet’in ortası ve en yükseğidir. Üstü de Rahman olan Allah’ın Arşıdır. Cennet’in nehirleri de oradan çıkar” buyurarak en yüksek dereceli Cennet’e işaret etmişlerdir.255
-Salât ve Selâm üzerine olsun- O, en alt dereceli Cennet’i de, Cennetliklere istediklerinden fazla verileceğini beyan ederken dolaylı olarak şöylece açıklamışlardır:
“Ben Cehennem’den en son çıkacak kişiyi biliyorum. Bu kişi Cehennem’den sürünerek çıkacak ve ona haydi git Cennet’e gir, denilecek. O da gidip Cennet’e girecek ve insanları yerlerine yerleşmiş bulacak.
Ona, geçmişte içinde bulunduğun zamanı; (şahların-kralların-Karun gibilerin dünyevî ihtişamlarını) hatırlıyor musun, diye sorulacak, evet cevabını verince de ona şöyle denilecek:
İste. O da isteyecek. Sonra da ona şöyle denilecek:
-Dilediğin sana verilecektir, dünya nimetlerinin on katı fazlası da ilave Bunun üzerine o kişi, şöylece Rabbine yönelecek:
-Allahım! Sen bütün varlıkların malikisin, benimle alay mı ediyorsun?
Hz. Peygamber anlatımının bu bölümünde arka dişleri görülecek şekilde güler.256
Kur’ân ve Sünnet’in en alt dereceli mü’minler için açıkladığı Cennet hayatı, sınırsız nimetler içerisinde saltanatlı bir hayatı işaret etmektedir.
Bazı alimler, Ahkâf sûresinin aslında kâfirler ve azgınlıkları ile ilgili olan anlamını sunacağımız 20. âyetinden hareketle Cennet ha- yatına ermek için dünyanın görkemli nimetlerinden kaçınma gereğini ileri sürmektedir. Bu görüş doğru olabilir mi?
Varlık içinde iken bile mütevazi bir hayat yaşanması, peygamberimizin tercihi ve tavsiyesi olmuştur. Sadelik, hiç şüphesiz azgınlıktan ve şımarıklıktan koruyacak mânen daha güvenli bir hayat tarzıdır.
Ancak helal yollardan kazanılması, zekât ve nafaka gibi malî görevler yapılması, içki, kumar, zina ve israf gibi haramlardan kaçınılması şartı ile görkemli nimetlerden / zenginliklerden yararlanılmasını yasaklayan İslamî bir kural yoktur. Kur’ân A’raf 32 de şöyle buyurur:
(Devam Edecek)
MİRATHABER.COM
DİP NOTLAR
248- Yukarıda sunulan âyetlerle, Allah’ın, amellere tam olarak karşılık vereceğini ve katından fazlasını da ihsan edeceğini bildiren âyetleri bir arada incelediğimizde dünya hayatımıza yönelik olup uygulamamız gereken bir temel iktisadî / ekonomik kuralı da öğrenmiş oluyoruz. O da adama göre değil, işe göre ücret vermektir, gerektikçe de ücret üstü ikramiye ödemektir. (Nisâ, 173; Şûrâ, 26)
249-Müslim, İmare, 116, Nes’aî, Cihad,
250-Buhârî, Enbiya 1; İbn Mace, Zühd
251-Kıyame 22; Abese 38-39.
252-Buhârî, Savm 4, Müslim, Zekât 85
253-Cennet’in Firdevs gibi bir diğer derecesinin, Peygamberimizin kendisine verileceğini ümit ettiği Vesîle olacağına ilişkin hadîsler için bölüm sonundaki Ek kısmına bakınız.
254-Sâd 37, Cin 8
255-Tirmizî, Cennet 4 “Cennet’in ortası ve en yükseği” ifadesi Metafizik âlemde Firdevs Cennetlerinin diğer Cennetlere nisbetle orta ve en yüksek konumda olduğuna işaret olsa gerektir.
256-Müslim, Îman Bab 83. Hn. 186 / 308. Cehennem’den Çıkış var mı? başlıklı kısma bakınız
…