Türkiye’de bir azınlığın inandığı ve beslendiği bir ekonomik sistem halka dayatılmaktadır. Bu sistemin temel özelliği halkın sürekli borçlu kalmasını sağlayacak finansal düzenlemeler yapmak. Bu finansal düzenlemeler sayesinde ödeme araçlarını çeşitlendirirken, bunu borca bağımlı olarak sürdürerek, sistem halkın aleyhine her borcun faiz üretmesini sağlamaktadır.
Başka bir ifadeyle, bankacılık sistemi içinde çeşitlendirilen borçlandırmaya süreklilik kazandırılarak; emekli, çalışan, üreten ve tüketen herkes bu borçluluğun tuzağına düşürülmektedir. Zaten halka dayatılan mevcut borç para sisteminde temel amaç da budur. Kurulu bankacılık sisteminin yasal alt yapılarını hazırlayıp, kanunilik kazandırıldıktan sonra, halkı ve devlet kurumlarını bu düzen içinde sürekli borçlandırarak sermaye transferini sistem gerçekleştirmektir.
Şimdi öyle bir noktaya geldik ki borç tuzağına düşmüş halk, sürekli faiz ödemeleri yüzünden kredi kartlarını ödeyemez hale geldi. Tabi bu durum sistemin bir soygun sistemi olduğunu da açığa çıkarma tehlikesini oluşturduğu için, sistem hem geçici palyatif çözümlere baş vurarak sözde halka iyilik yapıyoruz havası estirmektedir. Böylece mevcut finansal sistemin değiştirilmesi konusunda halkın talebinin oluşması törpülenmektedir.
Faizci finansal sistem, para kredi sisteminin değiştirilmesi ile ilgili halkın tepkisini çekmemesi için kredi kartı borçlarına bir yapılandırma getirdi. Bu yapılandırma 60 ay gibi uzun bir süreye yayılarak halkın sürekli borçlanması devam edebilmesi sağlanmaya çalışılıyor. Kredi kartı borçlarını ödeyemeyenler, borçlarını yine borçlanarak ödeyecekler. Yapılandırma denilen şey anapara ve faizinin tekrar uzun vadede yeni faiz oranları ile satılmasıdır. İnsanlar ödemelerini yapabilecek duruma gelsin ki kurulu finansal sistemin bir avuç azınlık için faiz üretkenliği sürdürülebilsin.
60 aylık sözde yapılanma içinde 25 bin TL altında olan kredi kartı borçları için %3.5, 25 bin ile 150 bin TL arasındaki kredi kartı borçlarının yapılandırılması karşılığı uygulanacak faiz oranı %4.25 , 150 bin TL üzeri kredi kartı borçları için ise %4.75 faiz uygulanacağı karara bağlanmış.
Görüldüğü gibi sistem borcunu ödeyemez hale getirdiği insanları kredi kartları ile borçlandırırken, bankaların istediği faizlerle borcun ödenemez hale gelmesi, faizin ana parayı geçmesi durumunun toplumun her kesimine yayılmasından dolayı, sözde halka bir nefes aldırma diye 60 ay gibi bir geniş ödeme alanı açıyorlar. Ve böylece yeni bir faiz oranları belirleniyor, ödenemez faizli borçların üzerine yeni faiz oranları koyarak, halka çalışın bu faizleri önce ödeyin deniyor. Yıllardır söylüyoruz! Milletimiz büyük bir tehlikenin içinde. İşte bu bir kölelik düzenidir. Mevcut finansal sistemin halkımıza kurduğu büyük bir tuzaktır.
Bugün BDDK resmi sitesinin verilerine göre kısa vadede kredi kartlarının borcu 2 trilyon 22 milyar 512 milyona ulaşmıştır. Kısa vade demek bir yıl ve daha az zamandır. Merkez Bankasının bastığı tedavüldeki para miktarı 658 milyar 973 milyon 978 bin 535 TL
Bankacılık sektörü 2024/7 dönem bilançosunda nakit değerleri toplamı 392 milyar 211 milyon dur. Arada ki fark halkın cebinde olsun. Şimdi kalkmış millete diyorsunuz ki 2 trilyon 22 milyar 512 milyon borcunuzu, üzerine eklenecek aylık %3.5 ile %4.75 faizleri ile beraber ödeyin! Bu asla mümkün değildir.
Artık ne zaman uyanacağız! Bu paranın ödenmesi mümkün değil. Her geçen gün daha çok borç batağına milletçe batıyoruz. 60 ay kredi kartı borç öteleme bir sistem narkozu olarak uygulanıyor. Milletçe bir şey yapmamız gerekir. Bu sanal borçlar zaten finansal sistemden beslenen zalim bir azınlığın menfaatine işliyor. Varlıklarımızı, çocuklarımızın geleceğini, evlerimizi, topraklarımızı iş yerlerimizi tek tek kaybediyoruz. Toplumda çok büyük yıkımlar var. Bunlar ayrı ayrı bağımsız yerlerde olduğu için örtülüyor. Ekonomik çöküş bir çok sosyal sorunları beraberinde getiriyor.
Halkımıza dayatılan bu modern köleliğin içinde mutlu bir yaşamın olması mümkün değildir. Halkın borçları bir tuzak üzerinden oluşturulduğu için, faizleri ile beraber tasfiye edilmesi gerekir. Bunun için alternatif bir iktisadi modelin uygulanması kaçınılmazdır. Halkımızı bu kölelikten, İktisadi işgalden çıkarmaya mecburuz. Bunu kim, nasıl yapacak sorusunun cevabını hep birlikte bulmak zorundayız.
Yunus Ekşi
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-