Bir Umut Nidası: Gazze’nin Sessiz Çığlıkları ve Dünyanın Sessizliği
İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne yönelik acımasız saldırıları 399 gündür aralıksız devam ederken ordunun Gazze Şeridi’nin Han Yunus ve Refah kentlerine düzenlediği saldırıda aralarında çocukların da olduğu 4 kişi yaşamını yitirdi. Saldırılarda hayatını kaybedenlerin naaşları, cenaze namazı kılınıp toprağa verilmek üzere Nasır Hastanesi morgundan alındı. Hayatını kaybedenlerin yakınları büyük üzüntü yaşadı.(AA)
HABER YORUM
Bir Umut Nidası Gazze… Hüzün kokan, acı içinde kıvranan, susuz kalan toprakların adı. 399 gün, ardı ardına inen bombalar ve yitip giden canlarla dolu bir devrin süresi. Han Yunus ve Refah’ta, gözleri umutla dolu küçücük çocuklar, barışı beklerken sessizce aramızdan ayrıldı. Toprağa verilen her çocuk, her bir gencin ardından kalan sadece acılı bir feryat; bir umut nidası.
Bu çocuklar, dünyaya adaletin, merhametin gerçek anlamını hatırlatmak için her defasında aynı ateşle yanıyor. İsrail’in abluka altındaki Gazze’ye yönelik durmaksızın süren saldırıları, insanlığın gözleri önünde cereyan ederken, “Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler ve artık hakka dönmezler” (Bakara 18) ayeti sanki bu suskun dünyaya işaret ediyor. Bu sessizlik, bu kayıtsızlık insanlığın vicdanını yıpratırken, belki de yarının çocuklarının kalbinde onarılamaz yaralar açıyor.
Nasır Hastanesi morgunda toplanan cenazeler, sevdiklerinin ağıtlarıyla toprağa verilirken, Gazze halkı belki de son defa barış için dualar ediyor. Ancak bir ümitle, gözler göğe çevriliyor. Belki sesleri bir gün duyulur, belki bu zulüm nihayet bulur diye. Bizler için Gazze, yalnızca bir şehir değil, masumiyetin, adaletin ve direnişin sembolüdür. Oradaki çocuklar, yaşlılar, anneler ve babalar, bizden sadece bir şey istiyor: Hakkı haykırmak ve sessiz kalmamak.
Dünya, bugün üstüne ölü toprağı serpilmiş gibi. Ancak bir gün insanlık uyanmalı ve bu çağrıyı duymalı. Yoksa adaleti savunduğunu iddia eden her bir insan, bu suskunluğuyla zulme ortak olmaktan kurtulamayacak. Gazze’nin sessiz çığlıkları bizim vicdanımıza emanet; onlar suskun ve biz susmamalıyız.
MİRATHABER.COM