Geliniz, dinleyiniz, belleyiniz, ibret alınız!
Yaşayan ölür, ölen fena bulur/yok olur, olacak olur. Yağmur yağar, otlar biter; çocuklar doğar, anaların babaların yerini tutar. Sonra hepsi mahvolur gider. Olaylarının ardı arkası kesilmez; hepsi birbirini takip eder.
Dikkat edin, söylediklerime kulak verin! Gökten haber var; yerde ibret alacak şeyler var! Yeryüzü serilmiş bir döşek, gökyüzü yüksek bir tavan. Yıldızlar yürür, denizler durur.
Gelen kalmaz, giden gelmez. Acaba vardıkları yerden memnun oldukları için mi orada kalıyorlar; yoksa alıkonulup da uykuya mı dalıyorlar.
Yemin ederim, Allah’ın indinde bir din var ki, şimdi bulunduğunuz dinden daha sevgilidir ve Allah’ın gelecek bir Peygamber’i var ki, gelmesi pek yakındır. O’nun gölgesi başınızın üzerine düşmüştür. Ne mutlu o kimseye ki, O’na iman edip de, O dahi ona hidayet eyleye! Vay o bedbahta ki, O’na isyan ve muhalefet eyleye!
Yazıklar olsun ömürlerini gaflet içinde geçiren ümmetlere!
Gafletten sakının! Her şey fânidir, ancak Cenabı-ı Hak Baki’dir. Birdir, şerik ve naziri yoktur. İbadet edilecek yalnız odur. O doğmamış ve doğurmamıştır.
Evvel gelip geçenlerde bizler için ibretler çoktur.
Ey İyad kabilesi! Hani babalarınız ve dedeleriniz? Hani müzeyyen/süslü kâşaneler ve taştan haneler yapan Ad ve Semûd kavimleri? Hani dünya varlığına mağrur olup da kavmine hitaben, “Ben sizin en büyük Rabbinizim” diyen Firavun ve Nemrut?
Bu yer, onları değirmeninde öğüttü, toz etti. Kemikleri bile çürüyüp dağıldı. Evleri de yıkılıp ıssız kaldı. Yerlerini şimdi köpekler şenlendiriyor. Sakın onlar gibi gaflet etmeyin. Onların yolundan gitmeyin. Her şey fâni, ancak Cenabı Hak Bâkîdir.
Ölüm ırmağının girecek yerleri var, ama çıkacak yeri yok!.. Küçük büyük herkes göçüp gidiyor. Herkese olan bana da olacaktır.”[1]
Kus bin Sâide bu güzel sözleri söylerken bahsettiği son peygamber Hazret-i Muhammed’in (sav.) de orada bulunduğundan habersizdi. Kus, bundan bir müddet sonra vefat etmiştir. Ancak kabilesi, peygamberlik geldiğinde Müslüman olmuş ve gelip Hz. Muhammed’e (sav) biat etmiştir. Hz. Muhammed (sav.) onun Müslüman olan kabilesine şöyle söylemiştir:
“Kus bin Sâide’nin Ukaz Panayırında deve üzerinde, ‘Yaşayan ölür, ölen fenâ bulur/yok olur, olacak olur!’ diyerek hutbe okuduğu hiç hatırımdan çıkmamaktadır. Bu gün bu hutbeyi okuyabilecek kimse var mıdır?”
Heyettekiler, o hutbeyi kabilelerinden hemen herkesin okuyabileceğini söylemişler. Hz. Muhammed (sav.) buna çok sevinmiştir. Orada hazır bulunan Hz. Ebubekir, Hz. Muhammed’e (sav.) hitaben, “Ya Rasûlallâh, o gün ben de oradaydım, söylediklerinin hepsi ezberimdedir” demiş ve hutbeyi baştan sona okumuştur. Ardından İyâd kabilesinden biri ayağa kalkmış ve Kus bin Sâide’nin şiirlerinden okumuştur. Bu şiirlerde Hz. Muhammed’in (sav.) soyu olan Haşimoğlularından büyük bir peygamberin çıkacağı, açıkça bildiriliyordu.[2]
Hz. Muhammed (sav.) Kus bi Sade hakkında şöyle söylemiştir:
“Yüce Allah, Kus bin Sâide’ye rahmet eylesin! O kıyamet günü ayrı bir ümmet olarak ba’s olunacaktır!”[3]
Allah’a inanmak, emir ve yasaklarına uygun bir şekilde hareket etmek, her zaman için erdemli insanların yolu olmuştur. Hak, adalet ve emanetin yerine getirilmesi, Allah’a inanan insanların uyması gereken önemli hususlardır. Bunlara uygun hareket etmeden Allah’tan, imandan, tevhitten, inançtan ve İslam’dan bahsetmek, kuru bir palavradan başka bir şey değildir.
Herkese selam, saygı ve hürmetler.
NURETTİN TURGAY
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
[1] Beyhakî, Kitâbü’z-Zühd, II, 264; İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 234-241; Heysemî, IX, 418.
[2] İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 234-241.
[3] İbn-i Kesîr, el-Bidâye, II, 239.
Teşekkürler.Mevla razı olsun