islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5209
EURO
36,4834
ALTIN
2.960,56
BIST
9.118,33
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Küfrün Karanlığından İslam’ın Aydınlığına

Küfrün Karanlığından İslam’ın Aydınlığına
20 Kasım 2024 10:00
A+
A-

Tarih boyunca insanlık yaratılış gayesine uygun olarak yaratana kulluk etmiş, zaman zaman da kulluğundan saparak yaratıcısına isyan etmiştir. Kullarına karşı şefkati ve merhameti sonsuz olan alemlerin Rabbi Allah, kulluktan sapan kullarına doğru yolu göstermek için de içlerinden seçtiği peygamberleri kendilerini uyarsın diye göndermiştir.

Nebilerin gösterdiği yol üzerinden gidenler, küfrün karanlığından İslam’ın aydınlığına kavuşmuştur. Ve bu durum ilk insandan son nebiye kadar döngüsel olarak süre gelmiştir. Son nebi ile birlikte doğru – Hak – olan da, yanlış – batıl – olanda hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar ortaya çıkmıştır.

Son nebi ile birlikte ortaya konan hak, insanları “Müslümanlar” ve “Kâfirler” olarak iki gruba ayırmıştır. İnsanlar ya Allah’ın gösterdiği yola tabi olacak İslam’ın aydınlık dünyasında yaşayacak, ya da küfre sapıp kâfir olacak küfrün karanlığında kalacaktır.

Tarih, Müslüman kâfir herkese göstermiştir ki siyasi, iktisadi, hukuki ve içtimai alanlarda İslam’ın hükümleri geçerli ve idarede Müslümanların olduğu dönemlerde, yeryüzüne iyilik, güzellik, merhamet, şefkat, adalet hakim olmuştur. Küfrün kâfirlerin, tagutların ve nefsini ilah edinenlerin egemen olduğu dönemlerde ise, günümüzde olduğu gibi yeryüzü yaşanmaz hale gelmiştir.

Bu durum göstermektedir ki, yeryüzü insanlığı yaşadığı zulümden, adaletsizlikten, zifiri karanlıktan kurtulmak istiyorsa, Allah’ın dini olan İslam’a dönmeli, Allah’ın yasalarına boyun eğmelidir.

Bir ailede, bir toplumda, bir devlette, Allah’ın ve Peygamberinin hükmü geçmiyor, Allah ve Peygamberi yok sayılıyorsa, huzurun ve mutluluğun varlığından da söz edilemez. Allah’a ve Peygamberine isyan üzere toplumlarını ve devletlerini yönetenler, asileşmiş tagutlaşmıştır.

Tagut, Allah’a karşı haddini aşan, Allah’ın bütün sınırlarını çiğneyen, acizliğine bakmadan yaratıcısına pervasızca hasım kesilendir. Allah’a karşı isyanda bütün sınırları aşarak tuğyan eden tagutlar, nefsini ilah edinmiş ölümlü birer ilahlık ve rablık iddiasında olanlardır.

Bu türden olanlar, tuğyanda sınır tanımayan tagutlar, kendileri ile birlikte tebaasındaki insanları da aydınlıklardan karanlığa – zülumata götürür. Bu tagutlar, tagutluklarının gereği bütün insanlığı yakar yıkar, öldürür, katleder, işgal eder sömürür. Ahiret inançları olmadığı için, Allah korkuları da yoktur.

Oysa İslam, inansın inanmasın bütün insanları, tagutların götürdüğü karanlıktan – zülumattan aydınlıklara – nura çıkarır. Tagutlar karanlıkları zülumatı sever. Aydınlıklar bu zalimlerin gözlerini kör ettiği için, kendileri karanlıkta yaşadığı gibi, kimsenin de aydınlığa nura kavuşmasını istemezler.

Yaşadığımız çağda, bütün dünyada tuğyan etmiş tagutların egemenliği sürüyor. Bütün tagutlar elbirliği ederek bir köşeye sıkıştırdıkları bir avuç Müslümanı acımasızca, hunharca, canice katlediyor, tecavüz ediyor, mallarını mülklerini gasp ediyor. Bu zulme itiraz eden, başkaldıran, engel olmaya çalışan halklarını sindiriyor, cezalandırıyor.

Tuğyan etmiş tagutların bir kısmı silahla, tankla füzeyle uçakla Müslümanların üzerine ölüm yağdırırken, bir kısmı da her türlü silah ve yaşam ihtiyaçları için onlara canhıraş lojistik destek sağlıyor. İstiyorlar ki, dünya hep kendi karanlıkları içinde kalsın, nura kavuşmasın.

Fakat tuğyan etmiş, tuğyanda sınır tanımayan bu tagutların bilmediği bir husus var: Tagutlar istemese de Allah nurunu tamamlayacaktır. Bir gün bütün dünya küfrün karanlığından İslam’ın aydınlık dünyasına kavuşacaktır. Rabbimizden niyazımız, aydınlığa giden yollara bizleri de vesile kılsın.

YAKUP DÖĞER 

MİRATHABER.COM -YOUTUBE-

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.