islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4916
EURO
36,2572
ALTIN
2.963,26
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

İnsan ve Doğal Çevresi Allah’ın Mülküdür 3

İnsan ve Doğal Çevresi Allah’ın Mülküdür 3
A+
A-

Bu ve bundan sonraki yazılarımızda Kur’ân penceresinden doğal çevreye baktığımızda görebileceğimiz 7 hakikatin her birini tek tek açıklamaya çalışacağız.

İnsan ve Doğal Çevresi Allah’ın Mülküdür

Kur’ân penceresinden baktığımız zaman görebileceğimiz 7 hakikatin birincisi “insan ve doğal çevresinin Allah’ın mülkü” olduğudur.

İnsan olarak İslâmî çizgide yaşamanın, erdemli bir hayat sürmenin kaçınılmaz gereğidir bu bilgi/bu hakikat. İnsan ve onun doğal çevresinin Halikı/Maliki Allah’tır, Mülk onundur. Rabbimiz aklımızla da bilebileceğimiz bu gerçeği bize Kur’ân’da çokça hatırlatıyor:

“ …Ey insan! Haykırırcasına söyle; Allah( zerreciklerden galaksilere, tek hücrelilerden, balinalara/fillere kadarher bir varlığın halikıdır, Odur tek olan, Odur karşı çıkılamayacak güç sahibi olan.” (Rad 16)


İnsan doğal çevresiyle birlikte Yaratanın mahlûkudur. Onun malıdır. Doğal çevre bizim mülkümüz değildir… Rabbimiz inkârcı tiplere, örneğin Tur sûresinin 35-36. âyetleriyle soruyor:

Onlar bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar, yoksa onlar kendi kendilerinin yaratıcıları mıdır? Gökleri ve yeri onlar mı yarattı. Hayır… Onlar kesin bir şekilde inanmıyorlar.”

Felsefeye Değil Kur’ân’a İhtiyacımız Var

Aklı devreye sokucu öylesi âyetler var ki insan hayretler ve dehşetler içinde kalıyor. Böyle iken İlahiyatlarda neden gereğince felsefe okutulmuyor, deniyor. Oysaki ilahiyatlarda orijinalinden neden Kur’ân okutulmuyor, denilmesi lazım. Altını çizerek açıkça ifade edeyim; Kur’ân okuyanın felsefeye ihtiyacı yoktur. Eğer felsefe akıl yürütme sanatı ise, eğer felsefe hakikate ulaşma yolu ve yöntemi ise Kur’ân’la yoğrulan kişi felsefeye ihtiyaç duymaz. Kur’ân penceresinden bakan insanın yanında ateist/deist felsefecilerin ulaşacağı hakikat ne olabilir? Yaratan akılla da varılabilecek hükmünü ilan ediyor:

“Göklerin, yerin ve içindekilerin de mülkü Allah’ındır. Allah planlamaya ve yaratmaya gücü yetendir.”(Maide 120)

On Milyonu Aşkın Canlı Türü

Bilimsel tahminlere göre on milyonu aşkın canlı türü var. Her biri müthiş bir sanat eseridir. Bakın dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir eğitim sisteminde öğrenilemeyecek bir bilgiyi Kur’ân diliyle ifade edelim:

“… Allah sizin bilmediklerimizi de yaratıyor; yaratmaya devam ediyor.” (Nahl 8)


Bu ve benzeri âyetlerin çizgisindebizim doğal bulduğumuz fakat birilerince ilginç bulunacak bir haber yayınlandı medyamızda: Yepyeni bir hayvan türü görülmüş.Görülür, çünkü Yaratan kudretini izhara devam ediyor. O her şeyi programlamaya, programladıklarını yaratmaya gücü yetendir.

İnsanoğlu Haddini Bilmeli

Evet, doğal çevre yaratıkları Allah’ındır. İnsanoğlu evvela haddini bilecek. İnsan doğal çevrenin halikı, maliki, sahibi değildir, egemeni hiç değildir, ona yalnızca yararlanma hakkı verilmiştir.

Yeri gelmişken bir daha haykıralım: Yeryüzünde ne kadar şer varsa, yeryüzünde ne kadar zulüm varsa hepsinin temelinde insanoğlunun “benim vücudum, benim malım, benim çıkarlarım, benim ülkem, benim ırkım, benim sömürü alanlarım” demesi yatar. Bütün şerlerin kaynağında bu var. Basite indirgeyerek değinelim. İnsanlar arası ihtilaflara, kavgalara, yaralamalara ve öldürmelere bakalım. Temelinde benim davası ve iddiası var… Hâlbuki insan kader programının ortaya çıkardığı bir varlıktır. Yaratılacağı coğrafyayı ve kendilerinden doğacağı ana babayı belirleyen; erkeklik ve dişiliğini tayin eden; yiyeceği, içeceği, giyeceği manasına rızkını belirleyen kendisi değildir, Yaratandır. İnsan haddini bilmeli ve haykırmalıdır:

Ben de doğal çevrem de Rabbimindir.

Devam Edecek

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.