Şu dönemde Türkiye için en büyük düşmanın Amerika – İsrail olduğu apaçıktır. Bu gerçekten gafil olan da kapkara cahil değil ise haindir.
Bir yılı aşkındır Ülkemizin de karşı çıkmasına rağmen Amerika destekli İsrail Gazze katliamını sürdürmektedir. Amerika’nın yarım asrı aşkındır Türkiye’nin güneyine tekabül eden Suriye’nin kuzeyinde kuyumuzu kazmaya çalıştığını da cümle alem bilmektedir.
Amerika’nın maşası olan PKK/YPG/SDG yapılanmasının on binlerce canımızı aldığı ve savunma konumunda olan Ülkemizin daha fazla sayıda kan dökmesine sebep olduğu da biliniyor. Yapılan askeri harcamaların, her yıl 50 milyar dolar olarak faizlerini ödediğimiz dış borlarımızı kapatıp ülkemizde sosyal adaleti gerçekleştirebilecek miktarı aştığını da bilmekteyiz.
Hal böyle iken yeniden ABD’ne başkan seçilen TRUMP’ın Türkiye ve Cumhur başkanımız hakkındaki olumlu söylemlerini hayra yorumlanamayacağı açıktır.
Şimdi haberi okuyalım :
[ ABD DIŞİŞLERİ SÖZCÜSÜ’NÜN “TÜRKİYE İLE SDG ARASINDA ATEŞKESTE UZLAŞILDIĞI”NA DAİR AÇIKLAMALARI
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, yaptığı bir açıklamada Türkiye ile terör örgütü PKK/YPG/SDG arasında ateşkes konusunda uzlaşı sağlandığını açıkladı.
Bu açıklamaya ilişkin Dış İşleri bakanlığımızın duyurusu da şöyle:
“Türkiye olarak herhangi bir terör örgütü ile görüşmemiz söz konusu değildir. Yapılan açıklamayla ilgili bir dil sürçmesi olduğunu düşünüyoruz.” ]
ABD gibi dünyaya egemen olma iddiasındaki bir devletin dış işleri bakanlığı olmayan bir durumu niye açıklasın. Niçin “Türkiye ile terör örgütü PKK/YPG/SDG arasında ateşkes konusunda uzlaşı sağlandığını” duyurma ihtiyacını hissetsin.
Bizim elbette dış işleri bakanlığımızın açıklamalarına itibar etmemiz gerekir.
Gerekir de özellikle tam bir yüz yıldan beri Batılılaşmak ve Batıyı dolayıyla Amerika’yı tanrılaştırmak için kanlı devrimler yapmış ve de AB önünde yarım asırdır dilenciliğe yatmış bir geçmişten geliyoruz.
Hulasa Amerika “Türkiye ile terör örgütü PKK/YPG/SDG arasında ateşkes konusunda uzlaşı sağlandığını” söylüyorsa onu dil sürçmesi olarak göremiyoruz. Yanılmış olmayı yürekten dileriz.
Yüceliği yanlış yerde arıyorsanız bulamazsınız, tarih de tekerrür eder. Görelim :
“Gereğince inanmamış olanlar, müminleri bırakıp kâfirleri kendilerine dost ediniyorlar. Müminlere en şiddetli muhalefeti gösterirken, zalimleri ve kâfirleri yakın dost, yardımcı, yandaş ve müttefik olarak görüyorlar. Onların yanında izzet ve şeref mi arıyorlar? O zalimlerin yanında yer almakla üstünlük ve şeref elde edeceklerini mi umuyorlar? İnkârcılarla dost olup onların hayat tarzını, kılık kıyafetini, kültürünü taklit ederek güçlü, gelişmiş, ileri bir toplum oluşturabileceklerini mi sanıyorlar? Ne kadar da aldanıyorlar! Oysa izzet ve şeref, tamamen ve yalnızca Allah’a aittir.” (Nisa 139)
Ali RIZA DEMİRCAN
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-