islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4780
EURO
36,4367
ALTIN
2.954,01
BIST
9.294,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Hayatımız Filme Alınıyor Haberimiz Var mı?

Hayatımız Filme Alınıyor Haberimiz Var mı?
6 Temmuz 2019 11:07
A+
A-

Bismillahirrahmanirrahim

Hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir kalbin tasavvur edemeyeceği ebedi cennetleri güzel kulları için hazırlayan yüce Allah’ımıza hamd ve sena ederim. Akıllı kişileri, nefislerini kontrol altına alan ve ebedi hayatları için çalışan kullar olarak tanımlayan aziz Peygamberimiz, biricik mi biricik hayat önderimiz Hz. Muhammed’e salat ve selam ederim.

Aziz kardeşlerim; biliyorsunuz sizlere Bilmemiz Gerekenler genel başlığı altında sohbetler sunuyoruz. Bu sohbetimizde vazifeli melekler tarafından hayatımızın filme alındığını, Kur’an ayetleri ışığında açıklamaya çalışacağız. Sohbetimizi, müessir kılmasını yüce Mevla’mızdan niyaz ediyorum.

Sevgili Kardeşlerim! İslam dininin iman esaslarından biri de âhiret hayatına iman etmektir. Kur’an’ımız, pek çok surede ayrıntılarını verdiği bu iman esasını aklımıza da kabul ettirmektedir. Anlamı üzerinde durmaksızın çokça okuduğumuz Yasin suresinin 77 ile 79. ayetlerinde Rabbimiz şöyle buyurur:

İnsan onu bir damla hayat maddesinden yarattığımızı bilmiyor mu da apaçık bir hasım kesiliyor? Üstelik kendi yaradılışını unutarak bize örnek vermeye kalkışıyor da  bu çürüyüp dökülen ve toprağa karışan kemikleri kim dirilterek, insan haline dönüştürecek, diye. Ey Aklını kullanabilen insan! Sen şöylece cevap ver: İlk defa kim yarattıysa o diriltecek. O, yaratılışın bütün inceliklerini bilen Rabdir.”

Kıyametin gerçekleşmesiyle birlikte, ruhlarımız yeniden yaratılacak bedenlerimizle birleştirilecek ve biz bütün iradeli sözlerimiz, davranışlarımız, işlerimiz ve ilişkilerimizden sorgulanacağız.

Cuma suresinin 8. âyetinde şöyle buyrulur:

“Ey Peygamber/Ey Yükümlü insan şöyle de: O kaçar olduğunuz ölüm size mutlaka erişecek. Sonra da gizliyi ve açığı bilen âlemlerin Rabbinin huzuruna sevk edileceksiniz. O da size yapar olduklarınızı bildirecektir.”

Bu yeniden diriliş gerçeğini inkâr, hakikati değiştirmeyecektir. Teğabun suresinin 8. âyetinde, bu hakikate şöylece işaret edilmektedir:

Yaradan’ın egemenliğini hâkimiyetini ve ahiret hayatının sorgulamasını inkâr edenler yeniden diriltilmeyeceklerine inanıyorlar. Ey Peygamber/Ey mükellef insan,sen de şöylece haykır: Rabbime yemin olsun elbette diriltileceksiniz. Hiç şüphesiz yaptıklarınız da size haber verilecektir. Yeniden yaratma ve yargılama Allah’a kolaydır. “

Aziz kardeşlerim! Mükâfatlandırma veya cezalandırma için Sorgulama Kur’an’ın, Rabbimizin diliyle El-kitab olarak nitelediği gibi hayat filminize göre yapılacaktır. Başrolünü oynadığımız bu hayat filminin çekimi her an, şu anda da devam ediyor. Bu arada ifade edelim:

İnsan Hayatı, senaryosunu Allah’ın ve kendisine cüzî irade verilen insanın yazdığı, yönetmenliğini Peygamberlerin üstlendiği, kayıt ve çekim işlemlerini ilgili görevli meleklerin yaptığı, erkek ve kadın her ergin kişinin başrolüne çıktığı ve ilişkide olunan insanların figüran olarak konumlandığı bir filimdir.

Sevgili kardeşlerim; edebiyat yapmıyoruz. Açıkladıklarımız, saf gerçektir. Biz bunu dile getiriyoruz. Aslında bu hayat filmi gerçeğine Rabbimiz diğer ayetlerinde de işaret buyurmaktadır. Dünya hayatı, bir oyun ve eğlence olarak nitelendirilmektedir. Kur’an’da. Ankebut suresinin 64. Ayetinde şu açıklamayı yapar:

“Bu dünya başka değil, bir oyun ve eğlence misali kısacık bir hayattır. Ahiret hayatı ise hayatın ta gerçeğidir. Bir bilselerdi.”

Sevgili kardeşlerim; Yaradan İslam dini ile bir hayat nizamı sunuyor. Ebedi hayatımız bu hayat düzenini yaşanıp yaşanmamasına göre şekillenecektir. Dünya hayatının önemsiz olduğu söylenemez. Söylenemezse peki âyetteki bu oyun ve eğlence vasfını nasıl anlayacağız? Bu vasıfla anlatılmak istenen dünya hayatının önemsizliği değil kısalığıdır. Bir sinema veya televizyon filmi gibi kısalığıdır.

Âhiret penceresinden bakıldığında uğruna mücadele verdiğimiz bu dünya hayatının bir kuşluk veya akşam vakti kadar süren kısacık bir hayat filmi olduğu görülecektir. Naziât suresinde şöyle buyrulur:

Dünya hayatına tapar gibi olanlar Kıyamet gerçeğini gördükleri zaman bu dünya hayatının bir akşam veya bir kuşluk vakti kadar olduğunu derinden kavrayacaklardır.”

Aslında benim gibi yaşı yetmişe merdiven dayamışlar bunu idrak edebiliyorlar. Geçmiş bir kuşluk veya akşam vakti kadar değil de ne?

Aziz kardeşlerim, peki Kendisiyle sorgulanacağımız bu hayat filmi nasıl hazırlanıyor?

Sözlerimiz Kayda Alınıyor

Bu hayat filmi için sözlerimiz anında tescil ediliyor. Biz her an meleklerin uzattığı mikrofonların önündeyiz. İradeli söz söylemeye gör. Anında tescil ediliyor. Kâf suresinde Rabbimiz bu gerçeği şöyle açıklar:

Biz insanı yarattık, ona nefsinin neler fısıldadığını biliriz. Biz ona can damarından daha yakınız. İnsanı sağından ve solundan kuşatan o iki vazifeli meleği de bir düşün. İnsan bir söz söylemeye görsün. Hazır bir yazıcı anında kayıt işlemini yapmaktadır.”

İşlerimiz de Filme Alınıyor

 Sözlerimiz, davranışlarımız ve işlerimizden oluşan amellerimize gelince, onlar da anında görüntülenmektedir. Rabbimiz bizleri Zuhruf suresinin 50. âyetinde şöylece uyarıyor:

İnsanlar gizlediklerini ve kendi kendilerine aralarındaki fısıldaşmalarını bizim işitmediğimizi mi sanıyorlar. Hayır. Onların yanı başındaki görevli elçi meleklerimiz anında yazıyorlar.”

Sevgili kardeşlerim! Anlamını sunduğumuz âyette “Yektübûne/yazıyorlar” ifadesi yer almaktadır. Masdarı “Yazmak olarak” anlamlandırılan bu fiil, harfleri bitiştirmek manasına gelmektedir. Buradan hareketle bu fiilin görüntüleri birleştirmek yani montaj işlemleri anlamına geldiğini söyleyebiliriz.

Edebiyat yapmıyoruz. Görüntüleri birleştirme olan montaj işlemi anlamı Csiye suresinin 29. âyetinde açığa çıkarılarak şöyle buyruluyor:

İşte bu, size kaşı gerçeği dile getirecek Kitabımızdır. Çünkü Biz (igörevlendirdiğimiz elçilerle ) yaptıklarınızı istinsah ediyorduk.”

İstinsah etmek yani birer nüshasını çıkarmak , bugün kullandığımız bir tabirdir Örneğin elimizdeki Evrakın nüshasını çıkarmak onu kopyalamaktır. Bir davranışın, bir işin kopyasını çıkarmak resmini almaktır. Kur’ân alınan bu resimlerin konuşacağını söylüyor. Konuşan resim ancak sesli ve hareketli film olabilir.

Ahiret sorgulaması için herkese Kur’an’ın el-Kitap dediği bu hayat filmi sunulacak. (İsra 14) Bu hayat filmi yaptıklarımızı bütün gerçekliği ile açığa çıkaracaktır. Bu hakikat İnfitar sûresinde pekiştirilerek farklı bir boyutuyla bize açıklanmaktadır. Bir diğer anlatımla hayat filmimizin kayıt ,çekim ve montaj işlemi yaşamımız boyunca devam edecektir.

Hayat Filmimize Göre Sorgulanacağız

Aziz kardeşlerim; kıyamet sorgulaması bu hayat filmine göre yapılacak. İster 15, ister 75 yaşında olsun, mükellef olan herkese bu hayat filmi verilecek ve ona “Oku kitabını” denilecek.

Alak suresi incelendiği zaman anlaşılacağı üzere ”Okumak” emri bizim anladığımız manada salt okuma değildir, görülebilecek her varlığı izlemektir. Peygamberimiz okuma yazma bilmezdi. Böyle iken Peygamberlik görevi  “Okuma” emri ile başladı. Okunacak Kur’an diye bir kitap da yoktu.

Peki, bu İkra/Oku emrinin mefulü nedir? Ne okunacak? Okunacak olan izlenebilir her bir varlıktır. Güneş, ay, yıldızlar, çiçekler, çimenler, ağaçlar, insanlar… Kur’ân dilinde her bir varlık bir ayettir. Her âyet bizi Allah Zülcelal’in varlığına, birliğine, kudretine, hikmetine, şefkatine götürür.

Evet, “Oku kitabını, hesab görücü olarak olarak kendi nefsin sana yeter.” denilecek. Yaradan sorgulamayı bize yaptıracak. Herkes yaptığını Kur’ân dilinde  el-Kitap denilen hayat filminde bulacak.

Ali İmran suresinin 30. âyetinde şöyle buyrulur: “Her bir nefis yaptığı hayırlarını bulacak, şerlerin de görecektir.”

Bahtiyar insanlar olacak müminlerın her biri hayat filmini izleyecek ve iradeli sözleri ve işlerini aynen bulacak:

Bakacak, Allah’a ve O’nun emir ve yasaklarına, ödün vermeksizin inanmış kayıtlı, iç huzuruyla kıldığı namazlar, tuttuğu oruçlar, verdiği zekâtlar ve yaptığı hayırlar yerini almış. Ana-baba, akraba, arkadaş ve komşularına ihsankâr olmuş belirli. İnsanlarla ilişkilerinde adalet, af ve merhametle muamele etmiş, sözlerine, sözleşmelerine bağlı ciddi bir toplum insanı olarak yaşamış, her bir karesiyle hayat filminde, görüntülü.

Tebessümleri, teşekkürleri, kolaylaştırıcı tavırları, hepsi tek tek kayıtlanmış/ görüntülenmiş

Bizim ahiret saadetimizi sağlayacak olan salih amellerimiz kadar haramlardan da sakınmamızdır. Bu sebeple örneğin faize, zinaya karşı durmuş, onlar da kayıtlı. Mümin hayat filmini izlerken günahlarını da görecek, ama tövbe ettiği günahların örtülendiğini de görecek.

Kâfir ve İsyancı da İzleyecek Yaptıklarını

İnkârcı olan ve azgınlıkları sebebiyle inançlarını yitirmiş kişiler de izleyecek hayat filmini. Kehf sûresinin ayet 49. Ayetinde şöyle buyrulur:

“el-Kitap (olan hayat filmi ) ortaya konacak . Ey Peygamber/Ey insan! Sen de Allah’ı ve yasalarını hayatın merkezine taşımamış inkârcı ve isyancı kişileri, hayat filmi olan amel kitabında gördüklerinden ötürü dehşete düşmüş göreceksin. Onlar şöylece de feryat edecekler: Eyvah bize; yandık ki yandık, hayat filmimiz olan bu Amel Kitabı’na ne oluyor da küçük büyük her amelimizi içine almış. Böylece yaptıklarını hazır bulacaklar. Çünkü Rabbin hiçbir kuluna zulmetmez.”

Evet inkârcı ve isyancı kişi de bakacak hayat filmi olan amel amel kitabına, bakacak. Kendisini ürpertecek ve feryat ettirecek  hayat filmine bakacak da İslam dinini çağdışı görmüş, seküler yaşamı benimseyerek Allah’ı hayatının merkezinden çıkarmış, İslam karşıtı toplum önderlerini yücelterek izlemiş ; faizi meşru, zinayı helal, yalanı ve ekonomik entrikaları mubah görmüş hepsi görüntüde; namaz kılmamış, zekât vermemiş , hukukî ve sosyal adalete karşı çıkmış, aşağılamış-nefretle bakmış, hepsi ama küçük ve büyük hepsi ayrıntılarla verilmiş.

Bunları izleyen inkârcı ve azgın günahkâr çaresiz inkâra yöneltecek. Ya Rabbi bu el-Kitap olan bu hayat filmi benim değildir diyecek. İşte o zaman dillere mühür vurulacak.

Yasin sûresi 65. âyette bu gerçek şöyle açıklanıyor:

“Sorgulama Günü olan O Gün’de dillerine mühür vuracağız. Bize elleri konuşacak. Ayakları da yaptıklarına tanıklık yapacak.”

Sevgili Kardeşlerim! Hayatının hangi karesi inkâr ediliyorsa o kare hayat filminde ekrana getirilecek.

Çare yok. Bu defa aleyhine şahitlik edecek organlarına yüklenecek kişi.

Şimdi Fussilet suresinin  21 ile 23. âyetlerini dinleyelim:

Kendi derilerine/organlarına şöyle diyecekler: ( A be gözüm, kulağım, a be elim ve ayağım,) niye aleyhime/ aleyhimize şahitlik ediyorsunuz. Organları da şöylece cevap verecekler: her bir varlığı konuşturan Allah bizi de konuşturuyor, biz ne yapabiliriz. Sizi ilk defa yaratan O’ydu. İşte böylece O’nun huzuruna döndürüldünüz.”

Sorgulama faslı gelip çatacak. Hakka sûresinde şöyle buyrulmaktadır.

“O hesap gününde sorguya çekilecekler, onlardan hiçbir şey gizli kalmayacak. el-Kitap olan hayat filmleri sağ tarafından verilecekler çevresindekilere şöyle diyecekler: Ey insanlar/ey dostlarım! Gelin benim şu hayat filmim olan şu el-kitabımı bir görün. Ben bir gün gelecek, bu hayat filmime göre sorgulanacağımı biliyordum. İşte o, o razı olduğu bir hayatın içinde, yüksek cennetlerde yerini alacak.

Hayat filmleri olan amel kitabları, sol taraflarından verileceklerin her biri şöyle feryat edecek: Ne olaydı da hayat filmim olan bu el-kitabım bana sunulmasaydı. Ben bu hesabımı bilmeyeydim. Ne olaydı ölüm bir hiçliğe kapı açsaydı da yok olup gitseydim. Şimdi malım bana bir fayda vermedi. Makamlarım, mevkilerim, otoritelerim… Hepsi silinip gitti.

Rabbimiz de şöyle buyuracak. Onu yakalayıp bağlayın, cehennem azabına yaslayın ve de yetmiş arşın uzunluğundaki  zincire vurun. Çünkü o, büyük olan Allah’a inanmaz, yoksulları doyurmaya da yanaşmazdı.” (Hakka )

Aziz kardeşlerim; Uydu yayın yapan yerel televizyonlarımızda yayınlanabilmesi için bu sohbetlerimiz 45 dakikayı aşmayacak şekilde planlandı. Bunun için ilgili ayetlerden yalnızca bazılarını arz ettim.

Aziz kardeşlerim; hayatımız filme alınıyor.

Her an meleklerin uzattığı mikrofonların önündeyiz. Anında tescil ediliyor. İradeli davranışlarımız, işlerimiz ve ilişkilerimiz anında yakın çekimle filme alınıyor. Gizli değil, açıktan.

Vallahil azim şuanda vazifeli melekler beni de filme alıyor, sizi de filme alıyor. İyi ki de alıyor. Evet, aciziz, zayıfız ama yüreğimizde Rabbimize iman taşıyoruz. İnşallah ahiretin güzellikleri bizim olacak.

sözü ayetlerle bitirelim. Haşr suresinden âyetler ve kısacık bir dua ile bitirelim:

“Sakın ha Allah’ı unutanlar, Allah’ın da nefislerini kendilerine unutturduğu kişiler gibi olmayın. Onlar zarara uğrayacakların ta kendileridir.Ateş yaranı Cehennemliklerle ile Cennete gireceklerı bir değildir. Asıl kurtuluşa erecekler Cennet yaranı olacak olanlardır.”

 Ya Rab, bizi bilgili ve bilinçli kullarından kıl. Senin kulluğuna talibiz. Bizi güzel kulluğuna erdir. Güzellikler yurdu olan Cennet’ine ulaştır. ÂMİN.

Ali Rıza DEMİRCAN

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.