Hamile Kediyi Köpeğe Parçalatan Çocuklar Haluk Levent’e Emanet
Şarkıcı Haluk Levent, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda hamile kediyi bir köpeğin ağzına atan çocuklara sahip çıkacaklarını duyurdu. Levent, çocukların bu şekilde bırakılmaları durumunda başka canlılar için de tehlike oluşturduklarını belirterek, “Bu çocukları topluma kazandırmak için aileleri ile görüşeceğiz elimizden ne gerekirse yapacağız.” dedi.
Devletin Çocuk ve Ailelere Dönük Koruyucu Sosyal Hizmetleri Yetersiz
Ailelerin duyarsızlığı, sorumsuzluğu ve ihmali sebebiyle birçok çocuğumuz âdeta sokaklara terk edilmiş durumundadır. TV dizileri ve (arka mahalle) sokak kültürü ile beslenen çocuklarımız, bazen çok gaddar ve şiddete meyilli olabilmektedir. Özellikle kitle psikolojisine benzeyen arkadaş grubu (güruh) etkisiyle kolektif olarak değişik yaramazlıkların bu şartlar altında sergilenmesi çok kolayca mümkündür. Masumane yaramazlıklar, “çocuğun kusuruna bakılmaz” türünden olsa haydi neyse. Ama çocuk dahî olsa içindeki canavarı uyandıran nefsanî duygular, özellikle can sıkıntısı anında kabardığında ve eyleme geçerken de çevresel sosyal baskı/kontrol olmadığında çocuklarımız birer “küçük terörist” olabilmektedir.
İşte Adana’da bir çocuk, kuyruğundan tuttuğu bir hamile kediyi arkadaşının tuttuğu köpeğin ağzına atarak ölmesine sebep oldu ise, bunun perde arkasında başta aile ve sosyal çevre olmak üzere öyle dramatik kusur ve ihmaller var ki say say bitmez.
Kediyi tutup köpeğin ağzına atan çocuğa “Kedi öldü hiç mi üzülmedin?” sorusuna verdiği cevap, bizi derinden düşündürmelidir. Başta aileden sorumlu Bakanımız! Bakınız dünyaya ve yaşayan her varlığa karşı acımasızca bakmasını “öğrenmiş” çocuk ne diyor: “Ben seni vursam bile üzülmem, kediye mi üzüleceğim.” Bütün fıtrî/ruhî duyarlılıklarını yitirmiş bu çocuk, bırakınız yaptıklarından zerre kadar pişmanlık duyması, tam aksine kameralar karşısında alenî bir şekilde kabadayı ağzıyla bile yaptıklarından övünebilmektedir. “Çekin âlem yakışıklı görsün…Ağabeylere selam, çatışmaya devam. Yaşımızın yetmediği yerde yaşantımız yeter, biz Denizli çocuğuyuz.”
Suç İşleyen Çocukların Islahı Şarttır
Bu gibi çocukları tutukladınız, mesele şimdi çözüldü mü? Suç işleyen failleri yakaladınız ve hemencecik onlara okkalı bir ceza verdiniz. Bu gibi sosyal sapkınlıkların tekerrür etmemesinin teminatını verebilir misiniz? Çocuk Islahevlerimiz olmadan bu çocukları nasıl topluma yeniden kazandırabileceğiz? Gerçi 2004 tarihli “Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun” (m. 15), ceza almış çocuk hükümlülerin eğitilmeleri, meslek edinmeleri ve yeniden toplumla bütünleştirilmeleri gayelerini güden sosyal tesislerimiz var. Fakat kanunların çizdiği yaş sınırlarında bulunup, suç işlemiş veya işletilmiş çocukların ıslah edilmeleri (yeniden sosyalleşmeleri) için mevcut sosyal hizmet kuruluşlarımızın sayısı yeterli midir ve bu kuruluşlar ne kadar etkili?
Risk Altında Olan Ailelere Koruyucu Çocuk Refah Hizmetleri Sunulması Şarttır
Risk altında olan çocukların sosyal ve manevî yönden korunması, aile hizmetlerinden bağımsız olarak düşünülemez. Çocuklar, ulu orta sokaklarda serserilik yapıyorsa, bunun ilk derecede sorumlusu ailedir. Çocuklar bozulmuş ise, bilin ki aile de ailevî sorumluluklarını yerine getiremeyecek kadar risk kapsamındadır. Bu gibi aileler, her yönüyle sosyal yönden sorunludur. İşsizlik, eğitimsizlik/kültürsüzlük, alkol bağımlılığı, aile içi şiddet ve manevî boşluk gibi her türlü risk unsuru, bu ailelerde had safhandadır.
Bazı gelişmiş ülkelerde seyyar sosyal hizmet elemanları riskli mahallelerde sokak sokak dolaşır. Okul saatlerinde parklarda, internet kafelerinde oynayan çocukları gördüklerinde bu çocukları hemen okullarına götürürler ve hemen aileleri ile temasa geçerler. Çocuklarını ihmal eden bu gibi ailelere, maddî ve manevî destek verilir ve sosyal rehabilitasyona tâbi tutulur. Riskli ailelere dönük sosyal politikalara uygun olarak çocuğun bedenî, ruhî, aklî ve psiko-sosyal gelişimin önündeki engelleri kaldırmayı ve çocuk gelişimini en üst seviyede sağlamayı hedefleyen Koruyucu Çocuk Refah Hizmetleri, bu aşamadan sonra önem arz eder. Ancak maddî ve manevî yönden güçlü bir aile, sağlıklı ve sosyal sorumlu çocuklar yetiştirebilir.
İşte riskli ailelere yönelik aile ve çocuk danışmanlığı hizmetleri, aile ve çocukların sosyal güvenlik kapsamına alınması ve korunmaya muhtaç çocuklara yönelik kurumsal eğitim ve bakım hizmetleri sayesinde çocuklar tarafından işlenen suçların sayısını azaltabiliriz.
Ezcümle
Çocuklarımızın öncelikli olarak temel ihtiyaçlarının azamî derecede karşılanmasını ön plânda tutan bir anlayış çerçevesinde manevî eğitim, aile terbiyesi, sosyal çevre, meslek edinme gibi sosyal hayatın hemen bütün alanlarında çocuklarımızın sağlıklı gelişimlerini sağlayan bütüncül aile ve çocuk politikalarına ihtiyacımız vardır.
Çocuklarımızın yasaklanmış olan, kanunî açıdan suç sayılan ve genel ahlâk kurallarına aykırı olan filleri işlemelerini önleyici somut bir yaklaşım da sokakta aktif görev alabilecek seyyar sosyal hizmet elemanlarının istihdam edilmeleridir. Bu bağlamda mahalle camilerimizin imamları da namaz vakitleri arasında benzer bir görev üstlenebilir ve çocuklarımızı sokaktan kurtarabilir.
İmamlarımız ve diğer din görevlilerimiz, sosyal hizmet alanında risk kapsamında olan çocuklara yönelik sergileyecekleri faaliyetler, manevî değerlere uygun bir biçimde olacağından dolayı çocuklarımızın üstün karakter sahibi olmaları, sosyal/manevî yönden bilinçlenmeleri ve topluma uyumları daha etkili olacaktır.
Çocuklarımıza yönelik bütün bu gayretler, devlet/diyanet düzeyinde sistemli bir şekilde gerçekleşmez ise çocuk suçluluğu artmaya devam edecektir. Şarkıcı Haluk Levent’in suç işlemiş bu iki çocuğa sahip çıkmaya yönelik iyi niyetli girişimi ne kadar takdire şayan ise de “sosyal” devletimizin acziyeti de o kadar üzüntü vericidir.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi