islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4847
EURO
36,2367
ALTIN
2.960,31
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Bankanın Oyunları

Bankanın Oyunları
16 Ağustos 2019 11:20
A+
A-

Türkiye’de uygulanan finans hukuk sistemi; hukukun temel prensibi olan adaleti adeta teğet geçmektedir. İnsanlar arasındaki anlaşmazsızlıkların en çok görüldüğü alanlardan biri olan akçeli işler, sağlam ve adil hukuk yapısına sahip değildir.

Bu işin ne büyük adaletsizliğe neden olduğunu basit bir örnekle anlatarak konuya girelim. Türkiye’de bankacılık sisteminin aktörleri olan bankalardan müzdarip olmayan adeta tek bir müşterisi dahi yoktur.  Kredi kartı aidatlarından tutun, her işleminde müşterinin gözünde şaibeli işler yapan bankacılık sistemi, temelde halkı sömüren ana bir yapının üzerine kurulmuştur. Bu ana yapı olmayan finansı yani parayı, eğitim öğretimi ile var kabul ettirip borçlandırma yaparak hane halkını ve müteşebbisleri adeta köle haline getirmiştir.

Bu o kadar güçlü bir yapıya dönüşmüştür ki insanlar bunun dışında bir çözüm olamaz kabulü ile sürekli narkozlanarak boyun eğdirilmiştir. Ta ki uyanık bir adamın, karanlık odadaki parasal tiyatronun görülmesini sağlayacak lambayı yakmasına kadar.

Herkesin karşılaşabileceği bir örneği verelim; Diyelim ki 1 milyon Türk Lirası paranız var. Sizde bu parayı bir bankaya vadesiz hesaba yatırdınız. Gerekçenizde her an istediğiniz miktarda paranızdan çekerek kullanmanız olsun. Size karşı stratejisi gereği, bankaya bu parayı yatırana kadar, banka size ilgi alakayı en üst düzeyde tutar. Ama ne zaman parayı bankaya yatırdınız ve paranızı çekmek istediniz bir müddet sonra işte banka gerçek yüzünü orada göstermeye başlar.

Şöyle ki; Banka size bir çek veya banka kartı verir. Bu iki enstrüman bankadaki paranızın üzerinde dilediğiniz gibi tasarruf etme yetkisini size vermiştir. İstediğiniz zaman paranızı çekebilir, bir başkasına gönderebilir, istediğiniz anlık durumda çek kesebilir ve bir borcunuzu ödeyebilirsiniz. Olması gereken budur ve banka bunu başta böyle söyler.

Ama iş sürece girdiği zaman, banka oyunlarına başlar. Hesabınızdan bir başka hesabınıza para kayıt(aktarım) işlemini yaparken sizden para keser. Oysa bu bir hizmet ücreti olan bir başkasının hesabına para gönderme değildir. Aynı bankanızı başka bir şubesine kayıt açmanızdır.

Diyelim ki 1 milyon paranızın olduğu vadesiz banka hesabınızdan 100 bin Türk Lirasına acil ihtiyacınız oldu, bankanıza gittiniz paranızın 100 bin TL kısmını almak istediğinizde banka size ‘’ bize daha önce haber vermediğiniz için bu parayı size veremeyiz’’ diyerek birkaç gün bazen bir hafta sizi sallar. Oysa buna kanunen hiçbir hakkı yoktur.

Yani paranızı banka size vermez. Oysa kanunen banka bu parayı her ne olursa olsun müşterisine talep ettiği an vermek zorundadır. Çekini kestiği an çekin karşılığını müşterinin hesabı müsaitse ödemek zorundadır. Müşteri atılmış çek tarihini beklemek zorunda değildir. Çek çünkü vadeli bir ödeme aracı değildir. Vadeli ödeme araçları bono ve senetlerdir.

Dönelim başka bir örneğe şimdi; halkın çoğunun karşılaştığı bir durumdur. Müşteri kendi hesabından para çekerken istediği kadar kendi parasını çekemez.

Yani hesabınızda 10 bin TL varsa banka kartı ile size 1500-2000 TL arası limit koyar. Bankaya istediğiniz kadar paranızı yatırabilirsiniz ama istediğiniz kadar kendi paranızı çekemezsiniz.

 Neden?

Bunun nedeni, sistemin uyguladığı büyük bir sömürü düzeni olarak,  sürekli borçlandırma tezgâhı olduğu, insanların kendi parası ile bile borçlandırıldığını söyleyebiliriz. Nasılsa bireysel itirazlar sönük kalacaktır. Tüketici hakları savunucuları da bir şekilde pasif bırakılarak etkisiz hale getirilecektir. Bugün olduğu gibi.

Biz konuya devam edelim. Çünkü herkese yapılan bu tezgâh kısmı önemli. 10 bin Lira hesabınızdan 1500-2000 günlük verilmiş limiti mecburi ihtiyacınızdan dolayı aşarsanız, yani 5 bin TL çekerseniz ne oluyor?

Sıkı durun şimdi…

Banka size kendi paranızı faizle satıyor. Yani siz 3 bin TL daha çekseniz, hesabınız müsait olduğu halde kendi kafalarına göre koydukları yönetmeliklerle sizin hesabınızdaki paranızı size faizle satıyor. Evet, yanlış okumadınız. Kendi hesabınızdaki paranız size satılıyor. Sizden komisyon adı altında para kesiyor.

Düşüne biliyor musunuz?

Kendi paranızı borçla alıyorsunuz.  Bunu daha anlaşılır kılmak için bir örnek daha vereyim. Bir eviniz var. Birine anahtarları emanet olarak bırakıyorsunuz. Acil evinize ihtiyacınız oluyor. Emanet bıraktığınız kişi kendi evinizi size kiralıyor. Bankalarda size kendi paranızı kiralıyor ve komisyon adı altında sizin paranızı size satıyor. Bankaların yaptığı işte budur.

Şimdi okurlarımızın bu yazımızdan sonra eminim bankaların birçok zulüm nitelikli işlevlerini de söyleneceklerini biliyorum.

Biz bunları, sık sık sorulan sorulara hem bir cevap olsun, kamuoyunda bu konu halkın menfaatine uygun hale getirilsin, hem de bankaların uyguladığı bu zorbalığa hukuksal olarak bir mücadele başlatılsın diye gündeme getiriyoruz.

Kendi hakkınızı bankalara karşı korumak için en etkili platform sosyal medyada bu ve benzeri konularda bankaların zulmüne duçar olmuş herkesi, yazımızın paylaşılmasına, sosyal medyadaki çalışmalarımızı yakinen izlemeye davet ediyorum.

Selam ve dua ile…

Yunus EKŞi

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.