islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4889
EURO
36,2751
ALTIN
2.961,54
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Diyanet Değilse, Kim?

Diyanet Değilse, Kim?
23 Eylül 2019 10:32
A+
A-

İlk insan, bir peygamberdir. Onunla başlayan ilâhî dava son peygambere kadar bir bütündür. Onların karşısında bozguncular vardır. Bozguncular genelde kâfirlerdir. Kâfirlerin tutarlı tarafları yoktur. Bozguncular daima vehimle karar verirler. Bozguncu kâfirlerin ilmî dayanakları yoktur. Evhamlarını bilimselleştirmeye yeltenirler.  

Nereden gelirse gelsin Allah Teâlâ, çer çöp mesabesindeki her tür vehim ürünlerini ve iddialarını izmler çöplüğüne atar. İddiacılarını sürekli uyarır. Onları son nefes denilen bir anlık olaydan sonra toprağın derinliğine indirir. Bu tür beşeri iddiaların sahipleri silinir giderler. Akıllarını kullanmadan, kendilerine geçici olarak verilmiş olan ömrü boşuna heder ederler. Temelsiz, dayanaksız iddialarla, engin hazine olan akıllarını kötüye kullanırlar. Dünyada mutsuz ve huzursuz yaşarlar, sonsuz âlemde de bitmez tükenmez acılar çekerler. İlâhî kaynağa bağlanmazlar, vehim ve öfkeye kapılırlar. Akla hayale gelmedik farklı ve bozuk görüşlere takılırlar. Dünya hayatında tutarsız ve mutsuz yaşadıkları gibi arkalarında da kötü isim bırakır, çeker giderler. Bu nasipsizler, gelecek olan hayatta zelildirler ve ziyandadırlar.

Buna karşılık Peygamberler silsilesinde ayrılık yoktur. Bunların hepsi ayni dava ile görevlidirler. Hazreti Âdem aleyhisselamdan son peygambere kadar sistem ayni sistemdir. Allah Teâlâ, Peygamberler silsilesinin son halkası Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’i göndermiştir. Hem Onu “rahmeten lil’âlemin” ve “kaffeten linnas” olarak göndermiş ve hem de Ona “kavli sakil” ile ağır görev vermiştir. Bu “ağır söz”, inananların kalbinden kötülüğü tasfiye eden, arındıran Kur’an’dır. İşte bu Kur’an, Onun ümmetine büyük bir görev yüklemiştir; Sizden oluşup gerçekleşecek,  hayra davet eden, maruf ile emreden ve münkerden nehyeden öncü bir ümmet (lider kadro) olsun. İşte felâha erenler onlardır. (Ali İmran:3/104) Bu ayete göre bu “lider kadro,” ehliyet ve liyakat sahibi müslümanların seçerek işbaşına getirdikleri üstün şahsiyetlerdir. Halk nezdinden seçile seçile en üst kadroya kadar seçim devam eder. Bu zevat, âlim, ârif ve âdil şahsiyetlerdir. Bunlardan seçilerek işbaşına gelen en üst şahsiyet ise dünya İslam Birliğinin de lideridir. Bu ise kesin emirdir.

Bugün Hristiyanların Vatikan’ı ve Musevilerin haham başı vardır. Onlar için dini özgürlük vardır. Ancak böyle bir imkân müslümanlara yasaktır. Bu yasağı koyanın kim olduğu belli olmadığı halde yasaktır! Bu yasak güdümlü, kontrollü ve amansız bir yasaktır! Asırlarca gittiği her yere ilim, irfan, hak ve adalet ile medeniyet götüren İslam’a engel olma yasağıdır. Güvenilir dayanakları olmayan siyonist ve ehli salip, İslam’ın gücünü etkisiz hale getirmek için her alanda İslam’ı itibarsızlaştırma mücadelesi vermektedirler.

Bize, geçtiğimiz asrın ve insanlık tarihinin en hain, en kalleş ve en korkunç projeleri uygulandı. Özellikle İslam ülkelerinde büyük tahribatlar öngörüldü. Bu yasaklarla tarihte görülmemiş çöküşe ve yıkıma sebep oldu. Müslümanlar kökten itibarsızlığa mahkûm edildiler. Özellikle müslümanların bilgilenme yollarını tıkadılar. İçeride âlimler, seçkin değerler olmalarına rağmen aktivitelerini kaybettiler. Devlet kadroları zaafa uğradı. Devleti taşıyamadılar. Bunların peşinden aile çöküntüleri baş gösterdi. Devletleri yıkıldı. Ekonomik güç kalmadı. Kültür hazineleri tahrip edildi. Yıkılan devletleri yerine yasakçılar Türkiye’de yeni bir devlet kurdurdular. Bu devletin adı, Türkiye Cumhuriyeti’dir. Sonra demokrasi ve laiklik gibi ucube ve ideolojik kavramlar yerleştirdiler. Sistemi işlemez makine yaptılar.

Buna rağmen yeni devlet bünyesinde din adına Diyanet İşleri Başkanlığı diye bir kurum kuruldu ve ülkede din işleri bu kuruma tevdi edildi. Kurumun yapacağı çok hizmet vardır. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın uhdesinde mevcut birçok yetkiler vardır. En itibarlı olabilecek bir konuma sahiptir. Lider kadro hüviyetine sahip olmasa bile birçok alanda, tarihin seyrini değiştirecek hizmet yapabilir. Her şeyden önce Kur’an öğretim ve eğitimi ile aile eğitimi, hizmetlerini projelendirir. Bunlarla toplumu yeniden inşa edebilir. Büyük bir kadroya, hazır potansiyel güce ve büyük bir bütçeye sahiptir. Aktivitelerini artırmalıdır.

Bu büyük görevi yapacak olan Diyanet değilse, kim olacaktır? Ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran Allah Teâlâ’yı unutmadan düşünmek gerekir! Esselamu aleykum.   

İlhan ORAL

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.