islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4768
EURO
36,3253
ALTIN
2.957,23
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Dijital Dünya, Robotlaşmış İnsanları Mı Hazırlıyor?

Dijital Dünya, Robotlaşmış İnsanları Mı Hazırlıyor?
8 Şubat 2018 07:21
A+
A-

Teknoloji ile insanın karşılaşması, insanın sistematik düşüncesinin sonucu olmakla birlikte, onu kendi kontrolü altına alması gibi beklenmeyen bir noktaya ulaştı. İnsanın zekası ile başardığı bu mucize, aslında yılların getirdiği bilginin birbiri üzerine koyulmasının sonucu olan tabii bir birikim idi. Üstelik bu birikim, herkesin çabası ve gayreti ile elde edilen uzun bir koşuşun sonunda elde edilmişti. Ama, bu mekanik gelişme; giderek insanın sahip olduğu fikri, ahlaki ve kültürel değerlerin yerini almaya başladı.

Teknolojinin insani ve sosyal değerlere göre daha etkin konuma gelmesi, teknolojinin gücü ve öneminden çok, insanın; kendi değerlerini muhafaza edememesinin ve kültürel dünyasını yenilememesinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Teknoloji, batı’daki fikri ve ahlaki çöküntünün başlamasıyla birlikte, yeni bir varlık sebebi ve hatta Tanrı haline gelmişti. Ruhi ve ahlaki özünü kaybeden insanın, maddeci ve menfaatçi bir yöne doğru kaymasından daha tabii ne olabilirdi..

Toplumun kültürel ve ahlaki yönünün yozlaşması ve olayları değerlendirirken ölçü olarak ruhi, fikri ve ahlaki değerler yerine, maddi ve teknolojik dünyayı öncelemesiyle, ister istemez pozitif temelli bir hayata doğru yöneldi. Bu yeni yöneliş, dijital çağın hayatın her yönüne hakim hale gelmesiydi. Modern toplum, herkesin bilgilerini en detaylı şekilde alıyor ve insanları kayıt altına alıyordu. Buna sebep olarak modern toplumun, insanı sadece maddi ve sayısal bir varlık görmesi ve onun iç dünyasına ve düşüncelerine değer vermeyerek onu kontrol altına alıp kendi varlığını sürekli hale getirmek olduğu anlaşılıyordu.

Dijital sistem günümüzde, insanı ve toplumu kontrol altına almanın en son hamlelerini yapıyor. Son Davos toplantısına katılan Cüneyt Zapsu, toplantı ile ilgili intibalarını soran TV muhabirine etkilendiği bir olayı şöyle anlatıyordu: Hebrew Üniversitesi (İsrail) Profesörlerinden Hariri, artık insanlığı küçük bir zümre idare edeceğini ve bunu yaparken biyo-teknolojik sistemlerini kullanarak insanların beyinlerini etki altına alarak buna yapacaklarını söylüyordu. Zapsu, bu olaydan çok etkilendiğini anlatarak, bir süre önce bu alanda çalışma yapan kızı ile konuyu konuştuğunda, onun “Çocuklarımızı bu dünyaya hazır hale getirmek gerekiyor. Özellikle Dini bilgileri onlara vererek” ifadesiyle konuyu değerlendirdiğini aktarır.

Zapsu, belli ki Amerika’da en açık örneğini gördüğü bu dijital dünyanın etkilerini pek takip edememiş. Aslında, günümüzde gençlerin ilgi alanlarına, medya ve ticaret alanlarına bakıldığında bu dijital baskının ülkemizde de, diğer ülkelerde olduğu gibi hayatı kontrol altına aldığını ve en önemlisi, insanları kültür, sanat ve ahlak alanından oldukça uzaklara fırlatmış olduğunu görebilecektir.

Teknolojinin ve özellikle dijital dünyanın, hayatımızı kolaylaştırıcı yönü için olaya biraz daha ılıman yaklaşmamız gerektiğinin farkındayım. Fakat, dijital bir dünyanın tüm hayatımızı, zevklerimizi ve sorumluluklarımızı da kendi etki alanına sokarak, bizi sosyal ve medeni düşünce ve duygulardan uzaklaştırdığını söylememiz gerekiyor.

Özellikle, çocuk ve gençlerin kendi gelecekleri ve rolleri ile ilgili olmayan ve sadece onları eğlendiren bir mantık çerçevesinde tasarlanan oyunların, onların sosyalleşmeleri ve sorumluluk almalarında ciddi engeller ve problemler oluşturduğunu bilmek lazım. Ayrıca, bu oyunların kurgu ve görsel efektleri içinde ahlaki, geleneksel ve dini değerlerimizle uyuşmayan birçok davranış, söz ve tavırların yer aldığını ve bunlarla sürekli meşgul olan çocukların farklı bir anlayış ve duygu içine girdiğini de bilmekte fayda vardır. Yani, bu oyunlar; çocuklarımızın mantığına ve ruhuna, kültür ve ahlakımızın verdiği değerlere zıt değerler inşa etmekte ve onları kendi ruh ve kültürlerinden uzaklaştırmaktadırlar.

Hükümetin çok acil bir şekilde sosyal bilimcileri harekete geçirerek, bu oyunlara alternatif, kendi ahlak ve sosyal değerlerimize dayalı eğlendirici, bilgilendirici ve yetiştirici mahiyette çocuk ve gençlik programları oluşturması kaçınılmaz bir görev halindedir. Eğer bunlar yapılmazsa, gelecek yıllarda bu topluma yabancı insanların yetişeceğinden ve hayatın mekanize bir hale geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.