Giysi ile ilgili emiler ve yasaklar, Kur’ân’la bildirilen ve Hz. Muhammed tarafından açıklanan yasalar olduğu için, bu yasaların gereğini yapmak ibadettir. Bu sebeple giyimle alakalı olarak bilinmesi gereken ve uygulamayı vicdan zevki haline getirecek temel konu budur.
Kadın Giysisi
Giysi kadının ilk evidir. Onu, fiziksel etkilerden ve bakışlardan koruyucudur. İnancını ve kültür farklılığını yansıtıcı ve ve tanıtıcıdır. Bunun içindir ki İslâm Dini, kendisine inananlar için bağımsız ve özgün kimlik inşası amacıyla giyimle ilgili ölçüler koymuştur.
Şartlarını Taşıyan Giyim İbadettir
Giyim konusu işlenirken belirlenmesi gereken ilk konu onun bir ibadet görevi olduğu gerçeğidir.
İbadet Allah’ın ve Peygamberi Hz. Muhammed’in emirleri ve yasaklarına itaat emektir.İnsan, ibadetiyle dünya hayatını anlamlandıracak ve Cennet’lere kavuşacaktır.
Giysi ile ilgili emiler ve yasaklar, Kur’ân’la bildirilen ve Hz. Muhammed tarafından açıklanan yasalar olduğu için, bu yasaların gereğini yapmak ibadettir. Bu sebeple giyimle alakalı olarak bilinmesi gereken ve uygulamayı vicdan zevki haline getirecek temel konu budur.
Giysinin Amacı
-En doğrusunu Allah bilir- Giysi ile ilgili ilahi buyrukların amacı, insanı bilinçlendirmektir; Kişiyi Allah’ın, rûhu, malları ve toplumsal hayatı yanı sıra bedeni üzerinde de egemen olduğu bilincine erdirmektir. Bu ana sebebe bağlı olarak içgüdüleri aklın ve ilâhi kuralların denetimine almaktır/aldırmaktır. İlişkileri cinsiyet üzerinden değil kişilik üzerinden kurmaktır/kurdurmaktır. Toplumsal hayatın çekirdeği ve İslâmî düzenin ana kurumu kılınan aile hayatına yönlendirmektir. Sağlığı ve estetiği korumaktır. İlâhi irade gereği yasaklanan zinadan ve zinaya götürücü işlerden sakındırmaktır.
Giyimin Maddi Şartları
Giyimin maddî şartlarını, giysinin Kur’ân ve Sünnet buyruklarına göre başı ve vücudu örtecek şekilde sık dokulu ve geniş, giyinenin cinsiyetine uygun, helal kılınan maddelerden yapılı, sadeliği içinde güzel, bâtıl din ve ideoloji mensuplarının giysilerine aykırı olması şeklinde özetleyebiliriz. Bunlardan ilki kadın ve erkekte faklılık gösterirse de, diğerleri müşterektir.
A- Kadın Giysi ile İlgi Kur’ânî Buyruklar
a–Kur’ân-ı Kerîm’de kadın giyimini konu edinen ikisi temel olmak üzere üç âyet vardır. Bunlardan ilk indirileni, Ahzab Sûresi’nin 59. âyetidir Biz de bu âyetten başlayacağız.
Bu âyette Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“Ey Peygamberim! Eşlerine, kızlarına ve mü’minlerin kadılarına söyle/emret. Cilbab’larını baştan aşağı sarkıtarak örtünsünler. Böylesi örtünmeleri (ahlâkiçizgide yaşayan erdemli kadınlar olarak)tanınmalarına (bakışla, sözle ve elle)incitilmemelerine daha uygundur. Allah çokça bağışlayan ve pek çok merhamet edendir.”
Kadının örtünmesi ile ilgili bu ilk emir, ikinci emir olan Nûr Sûresi’nin 31.âyeti gibi Peygamberimiz aracılığıyla verilmektedir.
Bu emirlerin Peygamber devlet başkanı olan Peygamberimiz aracığıyla verilmesi, Kıyamet Günü’ne kadar İslâm’ı teblîğ ve uygulama konumunda olacak bütün ilim adamları, yöneticileri ve velîleri görevlendirmek içindir. Çünkü örtünme yalnız kadınları değil, Toplum Ahlâkı’nı oluşturup yaşatmak ve korumak konumunda olan kadın erkek tüm ergenlerin yükümlülüğüdür.
Âyette geçen Celâbîbkelimesi Cilbab’ın çoğuludur. Cilbab, sözlükte baş örtüsü, büyükçe baş örtüsü, boğaz çukurundan aşağıya doğru salınan giysi, vücudu bütünüyle örten örtü manalarına gelir.
Cilbab emri, baş örtüsü takan, ama gerdanlarını, göğüs çatallarını açıkta bırakan, ayaklarına halhal takınan ve bu şekilde Mescid-i Nebî’de cemaat namazlarına katılan mümin kadınlara verilmiştir. Ama cilbab emriyle nerelerin açıkta bırakılabileceği, kimlere karşı örtünme ile yükümlü olunmayacağı ve şeklî bir örtünme ile yetinilip yetinilemeyeceği, bir diğer anlatımla süs vasfını taşıyan giysi ve aksesuarların kullanılıp kullanılamayacağı açıklanmamıştır. Değinilen ayrıntılar açıklanmamakla birlikte açıkta bırakılan organların kapatılması gereği öğrenilmiştir. Bu ayrıntılar daha sonra indirilen Nûr sûresinin 31. âyetiyle açıklığa kavuşturulmuştur.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi