İstanbul Sözleşmesi ve bu sözleşmeye dayanan 6284 Nolu Yasanın yürürlük tarihinden itibaren eş veya baba olarak 2.00.000 (yazı ile 2 milyon) erkek yuvasından/evinden uzaklaştırılmıştır. Tazyik hapisleri verilmiştir. Kadına şiddet ise azalmamış, aksine % 500 artmıştır. Evlilikler azalmış, (Binde 9 olan evlenme oranı binde 6,8 düşmüştür) boşanmalar artmıştır. Sadece kadına değil diğer aile bireylerine yönelik cinayetler başlamış ve intiharlar artmıştır. Bu kanunun uygulaması ile sadece 2019 yılında 553.000 tedbir/uzaklaştırma (bu sayılar resmi açıklamalara dayanmaktadır) kararları verilmiştir.
Bu Sözleşmenin temeli toplumların fesadına yönelik feminist politikalara dayanmaktadır. Tanrının dişil olduğu felsefesine inanan radikal feministler maalesef dindar camiadaki bir kısım sivil kuruluşları ve yazarları ifsat ve iğfal etmişlerdir. Tüm bu apaçık gerçeklere rağmen hala inatla hatadan dönülmeyerek, ısrarla savunulması üzücüdür ve rezalettir.
Dağılan veya parçalanan ailelerin dramları, babaların ve çocukların feryat ve figanlarını sonunda Sayın Cumhurbaşkanımıza ulaştığını görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız “Milli İrade” toplantısında yüzlerce vakıf/dernek yöneticisinin protestoları karşısında “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NAS DEĞİLDİR” diyerek verdiği işaretten sonra “İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’Nİ GÖZDEN GEÇİRECEĞİZ” beyanatıyla yüreklerimize su serpmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımız uyarılarımıza sessiz kalmamış, gereğini yapacağı yolunda beyanat vermiştir.
Feminist politika ve anlayışlardan vazgeçilerek kadim medeniyetimize, inanç değerlerimize ve hukukun temel ilkelerine geri döneceğimizi ümit ve temenni ediyoruz.
Prof. Dr. Sefa SAYGILI
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi