Süratle üzerimize gelen hepsi hayati önemdeki gündemin arasında yeni bir darbeye ülke olarak hazırlanmayı, usul ve sistem dahilinde önlemler almayı unuttuk. Oysa yeni bir darbe için düşman hain planlarını yaparken, halk olarak tam hazır olmamız lazım.
Yarın sabah darbe haberine uyandınız. Ne yapacaksınız?
15 Temmuz direnişinde verilen 249 şehid ve binlerce ağır yaralıyla, ama onlardan da öte bir dizi mucizeyle, Allah’ın rahmetiyle kurtulduk.
Fakat FETÖ de, rezil olan yabancı istihbarat örgütleri de, onlara itaat eden eski derin devletinkiler olsun yenileri olsun casuslar ve hainler uyumuyorlar.
Mutlaka bu seferkini, yabancı istihbarat servisleri FETÖ’ye güvenmeden doğrudan kendileri planlamaktalar. Ellerinde de hala kullanacakları FETÖ malzemesi askeriyede, emniyette, devlette, özel sektörde, güvenlik şirketlerinde var. FETÖ’cü olmayan doğrudan kendilerine bağlı ajanlar da var.
Bunların dışında FETÖ’cü olmayan ulusalcılar arasında darbe fikrine hala kuvvetle bağlı bir kesim var. Unutmayalım ki 27 Mayıs kendini ulusalcı zanneden subaylar ayartılarak Batı tarafından yaptırılmıştı.
Sabah uyandık ve darbe olmuş. Haber alamıyoruz çünkü bu kez TV kabloları kesilmiş. Sadece darbecilerin mesajı yayınlanıyor. Üstelik bu kez batılı ülkelerin etkisindeki medya da darbeyi destekliyor.
İnternet kesilmeye yakın yavaşlatılmış. En azından vatandaş için. Sosyal medya yok. GSM ve telefon şebekesi de çok ağır çalışıyor. Telefon dahi edemiyorsunuz.
Sokakta bir kitle yok. Camilerden sela okunmuyor. Devlet yetkililerine ve Cumhurbaşkanına ne olduğunu bilmiyoruz. Pencereden sokağa bakınca dört yol ağzında bir tank görüyoruz.
15 Temmuz ifşa olmasa uluorta akşam vakti değil 16’sı sabah 03.00’te herkes uyurken yapılsaydı durum işte bu olacaktı.
Hatta soğuk bir kış günü yapıldığını varsayalım. Bir dizi terör hatta savaş halini fırsat bilip peydahlandığını düşünelim.
Ne yapacağız?
Ne yazık ki böylesi bir durum için halk olarak hiç hazırlığımız yok. Sohbetlerde dile getirilen söylenti ve muhabbetten, kişilerin arkadaşların özel önlemlerinden değil devletin bizi halk olarak hazır etmesinden bahsediyorum.
Tıpkı deprem gibi darbeye de gelir mi diye değil ne zaman gelecek diye bakılmalı. Deprem için halkın eğitildiği gibi darbe için de eğitilmelidir.
Devletin bu konuda alacağı önlemler, halkı hazırlamalı ve hain darbeci, “darbe” dendiği saniyede umutsuzluk ve korkuya kapılmalıdır.
Bu önlemleri tasnif edersek birincisi caydırıcı yasalarolmalıdır. Darbe yapanlara ve buna karışanlara, hatta yasadışı emri dinleyenlere karşı korkunç cezalar TCK’ya girmelidir.
Örneğin darbe yapan subay üniformalı veya sivil yetkili vatan hainini itlaf eden sınıf arkadaşına, subayına, yaverine, astına, erine, sekreterine, çaycısına, berberine, bu mukaddes vazifeyi kim yaptıysa yaşam boyu maaş, eğer bu esnada şehid olurlarsa ailelerine maaş ve çocuklarının tahsili garanti altına alınmalıdır. Silah tutan herkes bu silahı vatan haini darbeciye karşı kullanmaya mükellef kılınmalıdır.
Darbecilerle işbirliği yapan bütün siviller en ağır cezalar almalıdır.
Silahlı kuvvetlerde ve polisimizde eğitimler verilerek hangi emirlere uymanın vatana ihanet olduğu anlatılmalıdır. Bir komite en ince ayrıntısına kadar TSK, Emniyet ve MİT iç tüzüğünde değişiklikler konusunda herkese eğitim vermelidir. Er olarak askerliğini yapanlar teslim olur olmaz ve temel eğitim tamamlanmadan ikişer günlük kurslarla hazırlanmalıdır.
Tabii en önemli caydırıcı hala mahkemelerde yılışan hainlere en sert ve ağır cezaların verilmesi, duruşmaların daha ciddi yapılması, yılışıklıkların medyada yansıtılmaması için de basının desteğinin istenmesidir.
Kaçanların özellikle Batı Avrupa’da, Balkanlar’da, Latin Amerika’da keyif çatmasının engellenmesi, açtıkları dükkanlarda, sözde okullarda, çakma düşünce merkezlerinde keyiflerinin kaçırılması gerekmektedir. En önemlisi de kanser gibi yayılmış by-lock kullanmayan on binlerce kriptonun yakalanması için kolaycı olmayan, ciddi ve korku oluşturucu çalışmaların başlamasıdır.
Bunların ardından yapılması gereken ikinci grup eylemler halk savunmasıdır. Sadece hain darbeciler için değil, ileride gelebilecek işgallere direniş için de halk savunması stratejisi kurulmalıdır.
Soğuk savaş sırasında bir Sovyet Rusya işgaline karşı, Türkiye, Yunanistan, İtalya, Belçika gibi pek çok ülkede NATO denetiminde kontrgerilla kurulmuştu. Bu bir yeraltı örgütüydü ve milli müdafaa amacının yerine ülkeyi devir aldı. Derin devlet oldu. Bunu istemiyoruz.
Açık, şeffaf, topluma yayılmış bir halk savunması oluşturulmalıdır. 15 Temmuz’da ön safta çıkıp gazi olanlar gibi, şehidlerin yakınları gibi vatanperver olduğu kanıtlanmış insanlara silah verilmeli, bunlara devlet bütçesinden yarı tatil yarı eğitim yeni milli piyade silahının ve seçkin vatanperverlere tanksavarların kullanılması öğretilmelidir. İstanbul’da 10 bin, Ankara’da 5 bin, Kocaeli, Sakarya ve Bolu ile bazı stratejik kentlerde biner silahlı vatanperver yemin ettirilmelidir.
Vatanperverlerin arasında Alevi Sünni, Kürt Türk, sağcı solcu farkı gözetilmemelidir ama kendi çaplarında sokak darbesine yeltenenler, Geziciler, Gezi sempatizanları, tabii ki sosyal medyada ipe asılmış rahmetli Menderes fotoğrafı yayınlayıp sıra size de geliyor diyen azgınlar, bunun dışında tutulmalıdır.
Bu milli savunma gönüllüleri periyodik olarak eğitim almalı, bağlantı içinde olmalı, fakat o emanet silahı komşusuna kin için kullanacak da yasalarla iki kat fazla ceza almalıdır.
Milli savunma sadece az sayıda silahlı vatanperver değil, çok sayıda silahsız insan evladını da içermelidir. Halka tank barikatı nasıl yapılır, işgalci darbeciler nasıl engellenir, halk arasında nasıl iletişim kurulur çok iyi anlatılmalıdır.
15 Temmuzlarda hamasi konuşmaların ötesinde, birer tam gün tatbikat yapılmalıdır. Barikatlar kurulmalı, Tanklar durdurulmalı, en az zarar görerek bir hainler grubu nasıl çevrelenir uygulanmalıdır.
Nasıl Cumhurbaşkanının çağırmasına gerek kalmadan hangi meydanda kimlerin toplanması gerektiği, sıcakta nasıl soğuklarda nasıl taktik uygulanacağı, kimlerin grupların başında gideceği resimli bir kılavuz kitapta anlatılır.
Her haneye hepsinin toplam maliyeti 10 lirayı geçmeyecek bir kılavuz kitap, bir acil durum kısa dalga radyosu, bir darbeye direniş paketi verilir. İstanbul’da bir rezidans parasına bunlar bütün Türkiye’ye hazırlanır.
Bu çalışmalar devlet millet bütünlüğünü artırır, sadece darbeci rezillere değil dış ülke işgaline karşı da uyanık tutar.
Bunu iktidar da istemesine rağmen sanki her köşede bunu engellemeye çalışanlar var.
Aradan 14 ay geçmesine rağmen hala halka yönelik yasal bir hazırlık yapılmış değil. Şehidlerimizi anmanın, gazilerimize şükranlarımızı sunmanın en iyi yolu, darbeye karşı sağlam bir halk direniş gücü oluşturmaktır. Doğrusunu Allah bilir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi