Rabbimizin buyruğu gereği günahın açığından da gizlisinden de kaçınmakla yükümlüyüz. (el-En’am 120) Günahların pek çoğu Kur’ânımzda açıklandığı için apaçıktır; Yalan faiz, rüşvet, zulüm, zina gibi. Bazı günahlar da apaçık değildir, onları belirlemede bir ölçü de Peygamberimizin bize ölçü veren şu beyanlarıdır.
“Günah (İsm)içini huzursuzlaştıran ve insanlar tarafından bilinmesini istemediğin şeydir.”[i]
Günahı, yaptığımız fakat çevremiz tarafımızdan bilinmesini istemediğimiz söz davranış, iş ve ilişki olarak niteleyen Peygamberimizin bu tanımlarını ölçü alarak kendimizi sorgulamalıyız. Aşağıda bu hadisimizle ilgili genel bir açıklama yapacağız ama Müslüman siyasiler, ilahiyatçılar vs. olarak kendimize soralım:
Hangi birimiz porno izlediğinin bilinmesini ister?
Hangi birimiz yakın çevremizdeki başarılı insanları tahammül edemediğini açığa vurabilir?
Hangi birimiz övgüleri ile aslında yalakalık yaptığını itiraf edebilir.
Hangi birimiz Allah’ın rızasını hedeflediğimiz sanılan işlerimizi parasal veya siyasal çıkarlar için yaptığımızı dobra dobra açıklayabilir?
İşte böyle İnsanlar tarafından bilinmesini istemediğimiz sözlerimiz işlerimiz de tövbe gerektiren günahlarımızdır.
Geliniz yukarıda bir kısmını aktardığımız hadisin bütününü görelim ve bazı noktalara açıklık getirelim.
Nevvas İbn-ü Seman (r.a.) anlatıyor:
“Bir yıl Medine’de Allah’ın Resûlü (s.a.v.) ile kaldım. Medine’den ayrılmamı engelleyen yalnızca sorup-öğrenmek arzusuydu. Zira birimiz Medine’den ayrıldığı zaman artık Allah’ın Resûlü’ne bir şey sormak imkânını bulamazdı. Bir defasında Allah’ın Resûlü’ne “Birr”i ve günah olup olmadığı açık olmayan, sözler, işler ve davranışlar içinde neyin “İsm” (günah) olacağını sordum. Şöyle buyurdu:
– Birr: Allah’ın rızasına erdirecek amel olan güzel ahlâktır. Günah (İsm)ise içini huzursuzlaştıran ve insanlar tarafından bilinmesini istemediğin şeydir.”1
Hadîsimiz İslâmi şahsiyetimizi koruyabilmek için bilmemiz ve kullanmamız gereken bir ölçüyü öğretmektedir.
Peygamber’imizin buyurduğu gibi helâller bellidir, haramlar da belirlidir. Ancak vahyin indirildiği Hz. Peygamber dönemi sonrasında ortaya çıkan sözler, davranışlar, işler ve bulunan bazı maddelerde olduğu gibi helâl mi yoksa haram mı olduğu açıkça belli olmayan uygulamalar ve maddeler vardır.
İslâmi şahsiyetimizi koruyabilmemiz için bunlar içinde günah olanları nasıl tespit edip korunacağız. Hadîsimiz bize bir tespit ölçüsü vermektedir. Ancak bu ölçü Allah’ın ve Peygamber’inin emirleri ve yasaklarına bağlı gerçek mü’minlerin kullanabileceği bir ölçüdür. Eğer şüpheli durumlarda günahı tespit ölçüsü olan “İç huzursuzluğu ve insanlar tarafından bilinmesini arzu etmemek” kriterini içki, kumar, zina, faiz, vücudu teşhir gibi haramları açıktan işleyen ve işlerken de hiçbir ürperti duymayan inancı zayıf, ameli kısır Müslümanlar kullanmaya kalkışırsa daha da sapıtırlar.
Haramları işleyenlerin haram görerek kaçınacakları ne olabilir?
——————–
[i]1 Müslim Birr 14, Tirmizi Zühd 52.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi