Mirat Haber Ajansı
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Wuhan kentinde başlayan ve ilk üç ay neredeyse sadece Çin’de yayılan Korona virüs pandemisinin ardından virüs dünyada hızla yayılmaya devam ederken Çin içinde ve çevre ülkelerde virüs denetim altına alınmıştı. Ancak ülkede ciddi siyasi, ekonomik ve sosyal değişimler yaşanmaya devam edilmekte.
Çin’de kalabalık bir Müslüman azınlık nüfus yaşıyor. Bunlar iki kategoride. Birincisi Türkler. Bunlar Uygurlar, Kazaklar, Kırgızlar, Salur Oğuzları. Türkler ağırlıklı olarak Doğu Türkistan’da yani Çin’in Xinkiang eyaletinde yaşamaktalar, bütün etnik baskılara karşın hala 20 milyonun üzerinde nüfusa sahipler. Diğer grupsa çok eski zamanlara geçmişi dayanan ve etnik Çinli, Çince konuşan ve aslı Çinli olan Han ırkından kabul edilen Hui Müslümanları. Huiler bütün Çin’e yayılmış durumdalar, ülkede hemen her çarşıda görünür olarak dükkanları bulunmakta ve nüfusları farklı rakamlar ve kaynaklara göre 20 ile 80 milyon arasında.
Uygurların yüz binlercesi toplama kamplarında olduğu için virüsün bu Müslüman etnik grupta yayılması endişesi taşındı. Ancak resmi rakamlara göre Xinkiang’da aktif bir vaka kalmadı. Yani virüs tamamen bitti. Bununla birlikte direniş gören Çin hükümetinin aşırı baskı yöntemlerinin virüs bahanesiyle daha da arttığı bildirilmekte. Çin gibi domuz dışında bir etin bulunmasının zor olduğu bir ülkede hemen hemen bütün helal et ticaretini yürüten ve kebap restoranlarıyla ünlü Huiler, Korona pandemisinden özellikle ekonomik olarak ağır darbe gördüklerini ifade ediyorlar.
Her iki grup da özellikle camiler çevresinde dayanışmasını sağlamakta. Camilere devamı aır darbe görmüş olan Uygurlar krizle birlikte daha da camilerden uzaklaşırken, dünyadaki ilk camiler arasında olan Hui camileri de kriz boyunca kapalı kalarak cemaatlerin dayanışmasını zorlaştırdı. Ancak Çin Müslümanları yaralarını sarmaya başladı ve her zamanki gibi en ağır zorluklara rağmen sabırla varlıklarını sürdürüyorlar.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi