islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4751
EURO
36,2672
ALTIN
2.955,33
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Ölümün Sıradanlaşması

Ölümün Sıradanlaşması

Korona virüs sebebiyle ölenlerin sayısı dünyada yüz bini, ülkemizde de bini çoktan aştı. Hastalanıp ölenlerin istatistik bilgilerini her gün, her saat izleyişimiz, ölüm gerçeğini sanki sıradanlaştırıyor

Kuşkusuz ölüm, en yaman hakikattir ve biz faniler için ölümden asla kurtuluş yoktur.

Her can ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da, şerle de imtihan ederiz. Ve siz sonunda Bize döndürüleceksiniz. (Enbiya 21/35) buyuruyor bizi yaratıp yaşatan Rabbimiz.

“De ki: Sizin kendisinden kaçtığınız ölüm, muhakkak sizi bula­caktır. Sonra da görüleni ve görülmeyeni bilen Allah’a döndürüleceksiniz de O size bütün yaptıklarınızı haber verecektir.” (Cuma 62/8)

“Nerede olursanız olun ölüm size ulaşır; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile.” (Nisa 4/78)

Şair Cahit Sıtkı Tarancı bu hakikati ne kadar güzel mısralaştırmıştır:

“N’eylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak

Taht misali o musalla taşında.”

Ancak, özellikle şu günlerde sürekli gündemimize gelen ölüm haberleri, bizim ölüm gerçeğinden ders almamıza vesile olabiliyor mu? Sırası gelenlerin bir bir göçmeleri bize ne anlatıyor?

Rasulüllah (s.a) buyuruyor: “Tüm lez­zetlerin tadını kaçıran ölümü hatırlayın.” (İbn Mâce, Tirmizî, Neseî)

İmam Süyûtî, Cami‘us-sağîr’de benzer bir hadis-i şerif naklediyor: “Ölümü çokça hatırlayın. Çünkü ölümü hatırlamak günah işlenmesini önler, yok eder ve dünyaya bağlanmamayı sağlar. Eğer zenginlik halinizde ölümü hatırlarsanız, bu, zenginlikle gururlanmayı ortadan kaldı­rır. Eğer ölümü fakirlik halinizle hatırlarsanız, bu, sizi yaşantınızdan memnun kalacak hale getirir.”

İşbu sebepledir ki, egemen seküler zihniyet ve Batıl/ı yaşam biçimi ölümü hatırlamaz, hatırlatmaz.

Oysa Ölüm kâbusu gerçekten gelir de: ‘İşte bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir’, denir.” (Kaf 50/19)

Can boğaza dayandığında, o vakit siz bakar durursunuz. Görmediğiniz halde Biz ona sizden daha yakınız. Eğer ceza görmeyecek iseniz, onu geri çevirsenize; şayet iddianızda doğru iseniz!” (Vakıa 56/83-87)

“Nihayet o müşriklerden birine ölüm gelip çattığında: ‘Rabbim’ der, ‘beni geri gönder; ta ki boşa geçirdiğim dünyada iyi ameller yapayım.’ Ha­yır! Onun söylediği boş laftan ibarettir..” (Mü’minûn 23/99-100)

“Ey inananlar! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoyma­sın. Kim bunu yaparsa işte onlar ziyana uğrayanlardır. Herhangi birinize ölüm gelip de: ‘Rabbim! Beni yakın bir süreye kadar geciktirsen de sadaka verip iyilerden olsam!’ demesinden önce, size verdiğimiz rızk­tan harcayın. Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi asla ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.” (Münafikûn 63/9-11)

Doğru olan ise ölüm gelmeden iyi ameller yapmaktır: Zira Kişiye vaiz olarak ölüm yeter. (Taberanî) 

Çok akıllı biri olan Hz. Ömer (r.a) bu sebeple yüzüğünün kaşına “kefâ bi’l-mevti vâizan” yazdırır.

Akıllı, zeki olan kişi nefsini hesaba çekip, ölümden sonrası için çalışan kimsedir. (İbn Mâce, Tirmizî)

Öyleyse Rabbimizin şu buyruğuna kulak vermeliyiz: Ey müminler! Ahiret için azık edinin. Bilin ki azığın en hayırlısı takvadır. Ey akıl sahipleri! Benden (emirlerime karşı gelmekten) sakının!” (Bakara 2/197)

O halde, kesinlikle başımıza gelecek olan ölüm kapımızı çalmadan Ahiret için hazırlık yapmalıyız.

Hakim’in Müstedrek’inde geçen şu hadis bize hayatın ve var olan nimetlerin kıymetini hatırlatıyor:

Beş şey gelip çatmazdan önce beş şeyi ganimet ve fırsat bil: Şöyle ki, ölümünden önce bu hayatının değe­rini bil, hastalığa yakalanmadan önce sağlığının değerini bil, meşguliyet gelip çatmazdan önce boş zamanının değerini bil, yaşlılık gelip çatmazdan önce gençliğinin kıymetini bil, yoksul düşmezden önce zenginliğinin de­ğerini bil.”

Ölüm gelmeden önce hayatın ve sağlığın değerini bilip salih ameller işlersek, ölüm güzelleşecektir. Yüce Rabbimizin, hakkında , “Biz, senden önce de hiç­bir beşere ebedilik vermedik. Şimdi sen ölürsen, sanki onlar ebedi mi kalacaklar?” (Enbiya 21/34); “Muhakkak sen de ölecek­sin, onlar da ölecekler.” (Zümer 39/30) buyurduğu kutlu Peygamberimizin hüsnü hâtimesi gibi:

“Ölüm güzel şey, budur perde ardından haber…

Hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?”

(Necip Fazıl Kısakürek)

Abdullah YILDIZ

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.