Ahmet Hakan’ın şahsında genele uyarı
Denenmek İçin Özgür Kılındık
Yüce Rabbimiz bizi yasalarıyla ve verdiği nimetlerle denemeye uğratmaktadır. Bunun için irademizi kullanma yeteneği vermiştir. Kişi hür iradesiyle inanacak veya inanmayacaktır. Özgür iradesiyle İslâmi ölçülere uygun olarak yaşayacak veya yaşamayacaktır. Başkalarının hakkına tecavüz etmedikçe özgürlüklerin kullanımı asıldır. (Bak el-Enbiya 35; el-İnsan 2)
İslâmî yönetimin egemen olduğu toplumda faiz, zina ve eşcinsellik gibi toplum hayatını tehdit edici haram uygulamaların açıktan ve propaganda edilircesine işlenmesine yönetimler yasal çerçeve içinde engel olabilirler.
Baskı Rabbimize İsyandır
Baskı Rabbimizin iradesine karşı gelmek olarak günah eylemdir. Bakara suresinin 256. âyetinde açıkça beyan edildiği gibi dini hayatın lehine veya aleyhine manevî yani mahalle baskısı ve fiili engel oluşturmak haramdır. Ülkemizde dini hayatın lehine olmaktan çok aleyhine baskılar oluşturulduğuna özellikle üniversitelerimiz ve ordumuzda çokça tanık olmuştuk. Dindar görünen kesimlerde de seküler yaşam içinde olanlarda da mahalle baskılarının devam ettiğini söyleyebiliriz.
Baskı Yok Tebliğ Var
Baskı yok ama Müslümanlar için İslâm Dini’nin, ortak aklın ve ilmin onayladıkları olan Marûf’a çağrı ve zıddı olan Münker’den sakındırma görevi vardır. Müslümanlar özellikle de Münker’den yani dinimizin olgun aklın ve ilmin/bilimin yasakladıklarından sakındırmakla yükümlüdür:
“ İçinizden aynı inanç ve amaç için birleşerek Hayra çağıracak; Marûf’u fiilen gerçekleştirmeye ve Münker”den sakındırmaya çalışacak Ümmet/topluluklar oluşturun. Onlar gerçekte kazanıp mutlu olacak olanlardır.” (Âl-i İmran 3/104)
Aslında toplumculuk bunu gerektirir. Katılımcılık olarak tanımlayanlara göre demokrasinin gereği de budur.
Müslümana ‘Sana Ne Kardeşim, Bırakın Kardeşim’ Denilemez
Bu sebeple Müslümanlara ‘baskı kurmaya kalkma, fiilen engel olmaya yeltenme” denilebilir de ince bir telkin edasıyla ‘Marûf’a çağırma ve Münker”den sakındırma’ denilemez. Bilinçsiz halk tabiriyle ‘sana ne kardeşim, bırakın kardeşim’ denilemez ama ‘kaba ve kırıcı tebliğ tavrından uzak ol,’ denilebilir.
Bizim Ahmet Hakan
Bu yazıya da bizim Ahmet Hakan sebep oldu, 24 Aralık tarihli yazısından okuyalım:
“A ha da Başladı
Aha da başladı. Geleneksel“Müslüman Noel kutlamaz”diye sağa sola sataşma şenlikleri…
Aha da başladı. Geleneksel “Yılbaşı, Noel değildir! Saçmalamayın”diye çıkışma şenlikleri…
Aha da başladı.Geleneksel “Yılbaşında Mekke’nin fethini kutluyoruz” diye alternatife abanma şenlikleri…
Aha da başladı.Geleneksel “Bırakın kardeşim kim neyi kutlamak istiyorsa kutlasın”diye ortalığı yatıştırma şenlikleri…”
İnsanları Duyarsız Hale Getirdik
‘Sana ne kardeşim, bırakın kardeşim’ diye diye insanları duyarsız hale getirdik. Kültürel cihaddan kaçınma günahına batırdık.
Bilgili ve bilinçli Müslüman seçimlerde oy kullanmakla toplumsal görevini yapmış olamaz. O ölünceye kadar Marûf’a çağıracak ve Münker’den sakındıracaktır. Bu görev namaz gibi zekât gibi oruç gibi olmazsa olmazdır. Sözü Kur’ân’a bırakalım:
“Mümin erkekler ve kadınlar birbirlerinin Evliya’sıdır: Onlar birbirlerini temsil edebilir ve birbirleri adına tasarrufta bulunabilirler.
Onlar Ma’ruf olanı emredip gerçekleştirmeye çalışırlar, Müker’den de (güçleri ölçüsünde sözlü ve fiilî olarak)sakındırırlar.
Namazı birliktelik içinde kılar ve zekâtı verirler.
(Hayatı düzenleyici emirleri ve yasaklarında)Allah’a ve Resûlü’ne itâat ederler. Onlar Allah’ın kendilerini merhametiyle kuşatacağı insanlardır. Hiç şüphesiz Allah karşı koyulamayacak güç sahibidir ve neylerse güzel eyleyendir.” (Tevbe 9/71).
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi