“Işid’in yaptıkları Geleneksel Fıkha Göre Meşrûdur” diyerek Işid’i desteklediğim ithamı
Işid’in yaptıklarının bir çoğunun geleneksel fıkha göre meşrûr/geçerlidir dediğim doğrudur, fakat Işid’i desteklediğim iddiası alçakça ve zalimce yapılmış bir iftiradır. Aslında beni ölüm listesine almış olmaları da bunun bir kanıtıdır.
Işid zinanın cezasının recm olduğu iddiası ile insanları taşlayarak öldürüyor. Geleneksel Fıkhımız da bilerek veya bilmeyerek İslâm’a bühtanla zinanın cezasının Recm olduğunu söylüyor.
Işid İnsanları esir alıyor, bir kısmını öldürüyor, diğer bir kısmını da köleleştiriyor. Köleleştirdiği esir kadınları da odalıklaştırılmaları için mal gibi satıyor. Geleneksel Fıkhımız’da da hükümler bu şekildedir.
Çok az bir istisna ile bizde Tarîkatler, Cemaatler, Diyanet, Medreseler ve İlahiyatlar da Geleneksel Fıkıh savunucusudur.
Biz de diyoruz ki Işid’in yaptıklarıın bir çoğu Geleneksel Fıkh’a göre doğrudur ama Yüce Dinimizin temel kaynakları olan Kur’ân ve Sünnet’e uygun değildir. Bu sebeple Müslümanlar Işid’i onaylayamazlar. Karşı çıkmaları gerekir.
Bu konudaki yayınladığımız bir makalemizi sunuyoruz:
Kur’ân – Sünnet Yasaları ve Geleneksel Fıkıh
Işid Uygulamaları Bağlamında
Bu makalede bazı konulardan örnekler verilerek Kur”ân ve Sünnet”in ilkeleri ve Geleneksel Fıkhın/Hukukun görüşleri ortaya konmakta, böylece Işid”in Geleneksel Fıkhın görüşlerini uyguladığına dikkat çekilmektedir.
Kur’ân ve Sünnet Yasalarına Misaller
Kurân ve Sünnet kurallarına göre ancak savaş açanlarla savaşılabilir. (Bakara 190)
Kendileriyle savaşılan Müslümanlar değil ancak kâfir olanlar esir edilebilir. (Muhammed 4)
Yalnızca ganimet amaçlı savaş açılarak esir alınamaz. Meşru savaşta saldırgan düşman çökertilmeden dünyevi bir gaye ile de esir alınamaz ( Enfal 69)
Meşru savaşta esir alınabilir. Alınan esirler öldürülemez, kendileriyle ilgili fidye belirlenebilecek esirler köle edilerek mal gibi satılamaz. ( Muhammed 4)
Savaş hinterlandında esir edilen kadın mal gibi satılamaz ve satın alınarak nikâhsız bir şekilde odalık kılınarak cinsel ilişkiye girilemez. ( Muhammed 4; Nisa 3, 24, 25;Nur 32)
Esirler karşılıksız olarak veya belirlenecek fidyeyi ödemeleri halinde özgürleştirilir. Fidyelerini ödeyememeleri durumunda İslâm Toplumu’nun ilgili yasaları devreye girer.(Muhammed 4; Tövbe 60; Nisa 92; Nur 3 vs.)
İslâm Toplumu’nda zinanın cezası bir topluluk önünde 100 sopa vurulmasıdır. (Nûr 2) Eşcinsellerin cezası ise ilk defa yapılması, meşruiyetinin savunulması ve yaygınlaştırılması için organize çalışılmalar yapılması durumunda Toplum Düzeni’ni bozma olarak hafiften ağıra doğru artabilir. (Nisa 16; Maide 33)
Peygamberimizin uygulamalarına göre alınacak esirler ancak savaş öncesinde işledikleri suçlar sebebiyle savaş suçlusu olarak öldürülebilir, fakat yakılarak veya işkence edilerek öldürülemez.
GELENEKSEL FIKHIMIZ
Geleneksel Fıkıh Anlayışına Örnekler
Tarihi şartlar içinde, “yapılana benzeri ile mukabele etme” ve Kur’an’dan bağımsız bir Sünnet anlayışıyla gelişen ve mezheplerimiz arasında önemli farklılıklar içeren geleneksel fıkıh/hukukumuzla ilgili olarak da şu örnekler verilebilir:
Yalnızca ganimet amaçlı olarak esir alınabilir, alınan esirler öldürülebilir, köleleştirilerek mal gibi satılabilir. Satılan esir kadınlar alıcıları tarafından nikâhsız odalık kılınarak cinsel ilişkiye girilebilir.
Zinanın cezası taşlayarak öldürme olan Recm ‘dir. Eşcinsel erkeklere Recm cezası uygulanabileceği ağır hapis cezası da uygulanabilir. Bazı müçtehitlere göre dağ başından atma cezası da verilebilir.
Şarta bağlı olmaksızın örneğin yakarak veya boğarak öldürme dahil yapılana benzeri ile mukabele edilebilir.
Işid’in uygulamalarına baktğımızda birçok alanda geleneksel fıkhımızla örtüştüğü görülmektedir. Ancak onların müslümanları kendilerine özgü değerlendirmelerle, kafir olarak niteleyip savaş açmak ve esir almak gibi tatbikatları da vardır. Bu gibi tasarruflar geleneksel fıkhımızda da kabul görmemektedir.
Ülkemizi de ilgilendiren gelişmeler ışığında görevimiz, jakoben laikliğe karşı çıkarak halkımızın inançları ve demokratik taleplerini doğrulamak, Kur’ân’a ve Kur’ân ile örtüşen Sünnet’e dönüş olmalıdır.
GELENEKSEL MİRASIMIZA BAKIŞIMIZ
Tarihi süreç içinde görüşleri Kur’ân ‘a ve Kur’ân’a bağımlı Sünnet ile örtüşen pek çok mezhep alimlerimiz olmuştur. Biz, yararlanmamız gereken kültürel mirasımızı asla bütünüyle ret etmiyoruz. İslâmî İlimlerimizin Kur’ân ve Nebevî Sünnet çizgisinde yeniden yapılandırılması gereğine işaret etmek istiyoruz.
Not:Işid son dönemlerde tam anlamıyla açığa çıktığı üzere Amerika’nın geliştirdiği ve en son teknoloji ile donatıp yönettiği ve Ortadoğu politikaları için kullandığı bir örgüttür. İçinde bir çok cahil Müslümanın bulunması bu gerçeği değiştirmez. Işid geleneksel fıkhı da iyi bilmez. Onu yönlendiren emperyalizmin hizmetinde olan Oryantalistlerdir. Onlar İslâm’ı pek çok Müslümandan iyi bilirler. Kur’ân ve Sünnet ile çelişen ictihadlarımızdaki çarpıklıklardan yaralanmasını ise daha iyi bilirler.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi