MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Salı günkü grup toplantısında bu yılın 26 Ağustos’unda erken seçim istemi ve bunun ardından yapılan toplantı ertesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iki ay içinde, 24 Haziran’da bir erken seçim ilanı siyasetçiler için beklenmedik bir gelişme oldu.
Kuşkusuz Sayın Bahçeli’nin kişiliği ve geçmişi, ortaklık kurduğu Sayın Cumhurbaşkanı’yla anlaşmadan onu zor durumda bırakacak bir emr-i vakiye gitmesine izin vermez. Dolayısıyla erken seçim kararı, Erdoğan’ın almış olduğu ve 24 saatlik bir alıştırmayla, reaksiyon analiz süreciyle sunulmuş bir karardır.
Zamanı şok da olsa seçim zorunludur. Türkiye’nin en büyük ve acil sorunu İngiltere’de planlanıp Amerika ve diğer üyeleri tarafından uygulanan Batı’nın çok kanaldan saldırıları, işgal çabalarıdır.
Birinci saldırıkuşkusuz FETÖ ve yeni darbe çabasıdır. FETÖ’nün hala onbinlerce kriptosunun ve hatta bilinen elemanının önemli konumlarda bulunduğu aşikardır. Yeni açıklanan 3000 TSK mensubu, tek başına değilse de diğer NATO unsurlarıyla bir darbeye kalkışabilecek niteliktedir. Her seferinde daha kanlı girişimler yaptıkları düşünülürse, insan olarak kabul etmedikleri Müslüman halka katliamlar planladıkları, şeytani efendilerinin emirlerini uygulayacakları varsayılmalıdır.
İkinci saldırıcephesi Ortadoğu Komünist İmparatorluğu kurulma çabasıdır. PKK/YPG devletçiği, bütün Suriye projesi, Kuzey Irak oluşumları, Deyrizor petrolü, son İngiliz/ ABD/ Fransız füze hücumu, bunun unsurlarıdır. Plan Afrin’de darbe yemiştir ancak plandan vazgeçilmemiştir. Ortadoğu’yu kukla PKK’ya vermek hala hedefleridir.
Üçüncü saldırınoktası ve belki de hükümetin en fazla çekindiği, ekonomik müdahalelerdir. Bu zaten 2013’ten bu yana devam etmektedir ama başarısız FETÖ darbesinin ardından açıktan, kredi derecelendirme kuruluşları ve yatırımcılar kullanılarak devam etmektedir. FETÖ ve PKK önlense de yarım trilyonu aşmış dış borçla, mevcut Borca ve Kısmi Rezerve dayalı faizci klasik Ortodoks modelle Ekonomik Kriz her zaman kapıyı çalabilir. Mutlaka tabandan gelen parayla harekete geçecek, hep faiz demek olan borca dayanmadan dönecek adil bir ekonomiye geçiş projesi gerekmektedir.
Dördüncü tehlikeaçık bir savaştır. Kukla Macron’un Fransası, bir Batı-Türkiye savaşı başlatmak için adaydır. Kukla Çipras Yunanistanı da başlat denirse başlatacak bir ülkedir. Ya da CENTCOM’un azılıları her an bir çatışma çıkarabilir. Bildiğimiz bunu İngilizlerin çıkarmayacağıdır; tarzları değildir. Savaş, etrafımızda büyük bir ateş gücü yığınağı varken her zaman bir tehlikedir.
Bu tehditler varken ve henüz tekmerkezden mücadele için iki yıla yakın zaman varken bunu yakınlaştırma Erdoğan’ın doğal arzusudur. Siyasetçi olduğundan bunu muhalefetin en beklemediği zamanda yapması da oyunun kuralıdır.
Olağanüstü hal de her ne kadar yabancı ülkeler lafını edecek olsa da eğer siyasi iletişimi, propagandayı, söz hakkını, parti çalışmasını, mitingleri etkilemiyorsa, seçim için bir sakınca içermemektedir. Türkiye, terör, darbe, savaş saldırıları altında bir ülkedir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi