islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4868
EURO
36,2376
ALTIN
2.961,79
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Ramazan Mektebi

Ramazan Mektebi
22 Mayıs 2018 07:07
A+
A-

Ramazan ayı mü’minler için bir eğitim ve öğretim ayıdır. Bu ay ibadetler ve hayırlar için özel ve verimli bir aydır. İslâm Dini’nin kaynağını oluşturan Kur’ân-ı Kerîm’in, Cibrîl isimli melek aracılığı ile Şanlı Peygamberimiz Hz. Muhammed’e indirilmeye başlandığı hatıralı bir aydır. Ana ibadetlerimizden olan Orucun kendisinde farz kılındığı aydır.

Kur’ân inanmakla ve yaşamakla yükümlü olduğumuz İlahi Kitap’tır. Oruç ise bu Yüce Kitab’ın çizgisinde yaşayabilmek için muhtaç olduğumuz Takva’ya bizi erdirecek  ayrıcalıklı ibadettir.

Rabbimiz Bakara Sûresinin 185. âyetinde farz kıldı­ğı orucun bu ayda tutulmasını şöylece emretmiştir.

«Ramazan Kur’ân’ın kendisinde indirildiği aydır. Kur’ân, insanları Allah’ı belirlediği dosdoğru yola iletir. Bu yolun belgelerini ve Hak ile batılların ayırıcı ölçülerini verir. Sizden her kim Ramazan ayında hazır bulunur­sa o ay oruç tutsun…»

Muhterem Okuyucum!

Gerçekten düşünür bir cemiyetçi/toplumcu olarak Ramazan ayını incelediğimizde, onun dünyamızın amelî eğitim yaptıran çok güçlü bir mektebi olduğunu görürüz.

Bu yüce mektebin genelde İslâmi emirler ve yasaklar ve özelde oruç, namaz, zekât, fitre, Kur’ân oku­mak ve dinlemek ve çokça zikir yapmak gibi müfredatı­nı uygulayan, geçmiş on bir ayın muhasebesini yapan ve gelecek on bir aya bedenen ve ruhen hazırlanan ve böy­lece İslâm Dini’nin hayat düsturlarını yaşama aşkıyla dolan Mü’minler Yüce Mevlâmızdan rahmet ve rıza dip­loması alırlar.

Ramazan mektebinde arz edilen bu olumlu neticeyi alabilmek için Ramazan eğitiminin tek hedefi, Mü’min hayatının biricik gayesi olan ibâdetlerle, ciddî bir İslâm insanı olarak kaynaşmak lâzımdır.

Mü’minler!

İbâdet; Yüce Rabbimizin namaz, oruç, zekât, hac, Hakk’a çağrı, mü’minlerle beraberlik, adalet ve cihad gibi her bir emrini uygulamaktır. Peygamberimizin öğütlediği, af merhamet, tevazu, sevgi ve saygı gibi ahlâkî güzellikleri yaşamaktır. Faiz, zina, içki, kumar, bencillik, zulüm, riya ve yalan gibi ilâhî yasaklardan sakınmaktır.

Hayatının her bir safhasında gerçekleştirmekle emrolunduğu ibâdet hayatını mü’min hususiyle Ramazan ayında tabiîleştirecektir. Dinimizin, tatbik etmediği emirlerini îfa etmek, kaçınmadığı yasaklarından sakın­mak için nefsini kontrol altına alarak ciddî bir eğitime tâbi tutacaktır. Mevzuumuzu müşahhas/somut misallerle aydınlatalım:

a – Bir çok mü’min kardeşimiz çocukluk ve genç­lik yıllarında terbiye edilmediği veya tembelliği ve ga­yesiz yaşamayı meslek edindiği için en büyük kulluk görevimiz olan namazı kılmamaktadır.

Namaz, insanı Allah’a bağlayan, İslâm’a göre yaşama gücünü ve zevkini kazandıran pek feyizli bir ibâ­dettir.

Namaz kılmayanlarımız Ramazanda mükellef ol­dukları manevî eğitimin ilk gereği olarak derhal nama­za başlamalı, nefislerine bu güzel ibâdeti alıştırmalıdır­lar.

b – Mü’minlerin bir kısmı zekâtlarını vermemek­te, akrabaları içinde âciz olanlara nafaka vermek mükellefiyetinden kaçınmaktadırlar. Kur’ân’ın ve Sünnet’in pek çok olan yardım etme emirlerinden yüz çe­virmektedirler. Peygamberimizin ifadesiyle yalnız muh­teris nefisleri ve aileleri için kazanan mânen alçaklar gurubuna girmektedirler:

Yüce Peygamberimizin ifadesiyle yapılan bir iyiliğe asgari/en az yetmiş kat mükâfatın verileceği bu mübarek eğitim ayın­da, mü’minler nefislerinin ihtiraslarını yenmeye, cim­rilik duygularını gidermeye çalışmalıdırlar. Yardım et­meyi bir vicdan zevki ve iman neşesi haline getirmenin terbiyevî mücadelesini vermeli, ilk önce de vermeye ze­kâttan başlamalıdırlar.

Saygıdeğer Okuyucum!

c – Ferdî, ailevî ve içtimaî/sosyal hayatımızda, sanat, ti­caret ve memuriyet hayatımızda göstermekle mükellef olduğumuz samimiyet, doğruluk, söze ve söz­leşmelere bağlılık, hoşgörürlük ve sabır gibi İslâmî ah­lâk değerlerini gereği şekilde yaşamayan mü’minler de bu üstün sıfatlarla vasıflanabilmek için Ramazan eği­timi ile iradelerini terbiye etmeye çalışmalıdırlar.

d – Bazı zayıf iradeli mü’minler Allah’ın ve Pey­gamberinin yasak kıldığı içki, kumar, zina, faiz, kara­borsacılık, rüşvet, yalan ve kin gibi haramları, bile bile yapmaktadırlar.

Birçok mü’minler de dünyaları ve âhiretlerine fay­dalı olmayan sigara, aşırı derecede sportif faaliyet, -meşruda olsa- eğlenceye düşkünlük, faydasız konuş­ma gibi ibtilaların mahkûmu olmaktadırlar.

Ramazan bir eğitim ayı olduğu için bu gibi kusur­ları ve faydasız itiyatları olan mü’minler bu mübarek ayı nefisle cihâd mevsimi bilmelidirler. Sözü geçen ha­ram ve ibtılalardan kaçınma hususunda nefsiyle sıkı bir savaş vermelidirler.

Hulâsa olarak deriz ki Hayat Nizamımız olan Kur’ân’ın Peygamberimize indirilmeye başlandığı Ramazan ayında biz Mü’minler nefislerimize Kur’ân terbiyesi tatbik etmeliyiz. Nefislerimizi fiilen Kur’ân hayatına intibak ettirirken Kur’ân’la fikrî rabıtalarımızı geliş­tirmeye de çalışmalıyız. Bizler Peygamberimizin sünnetini izleyerek Ramazan ayında özellikle Kur’ân okumaya ve dinlemeye önem vermeliyiz. Kur’ân-ı Kerim’in Al­lah’ın Kitabı olduğuna inanan insanlar olarak Kur’ân âyetlerini bu Ramazan ayında  ve bize nazil oluyormuş/iniyormuş gibi imanî bir heyecanla okumalı, dinlemeli ve üzerinde te­fekkür etmeliyiz. Bunun içinde Ramazan ayı Kur’ân-ı daha çok öğrenme ayı olmalıdır.

Kur’ân okumasını bilmeyenlerimiz Ramazan gece­lerini bu öğrenime tahsis etmelidirler. Kur’ân okuması­nı bilenler de Kur’ân’dan dersler takip etmeli, fakat yalnız okuma ile yetinmemelidirler. Kur’ân tercümeleri ve tefsirleri veya Kur’ân âyetlerini açıklayıcı değişik mevzulardaki muteber/güvenilir dini eserleri okumalıdırlar. Ayrı­ca vaazlar,  konferanslar ve televizyon konuşmaları dinlemelidirler.

(Her iftar ve sahurda Flash Tv’de yayınlanan konuşmalarımızın dinlenilmesini tavsiye ederiz.)

Öz ifadeyle Ramazan, mü’minler için bir eğitim ayı olduğu gibi bir öğretim ayı da olmalıdır.

Yazımızı Hz. Enes’in rivayet ettiği bir hadisle bi­tiriyorum. O, şöyle anlatıyor:

Şa’ban ayının son günü Allah’ın Resulü bize şöy­le hitab buyurdu:

 Ey insanlar! Büyük ve bereketli bir ay gölgesini üzerinize saldı. Bu ayda bin aydan daha hayırlı olan bir gece; Ka­dir gecesi vardır.

Allah bu ayın orucunu farz kıldı. Gecelerini ibâdet­le değerlendirmeyi de öğütledi Allah’ın sevgisine er­mek için kim bu ayda bir hayır yaparsa Ramazanın dı­şında yetmiş farz yapan kişi gibi sevab kazanır. Kim de bu ayda bir farz yaparsa bu ayın dışında yetmiş farz yapan kişi gibi sevab alır.

Bu ay sabır ayıdır. Sabrın mükâfatı ise Cennet’dir. Bu ay yardımlaşma ayıdır. Mü’minlerin rızıklarının artırılacağı aydır.

Kim bu ayda bir oruçluya iftar verirse bu onun gü­nahlarının bağışlanmasına ve nefsinin Cehennem’den kurtulmasına sebep olur. Ayrıca oruçlunun sevabın­dan bir kısmı eksiltilmeksizin ona oruçlunun mükâfatı gibi mükâfat verilir.

Bu ay, evveli rahmet, ortası bağışlanma ve sonu da Cehennem’den kurtuluş olan bir aydır.

Her kim yönetimi altındakinin işini azaltırsa Al­lah onu bağışlar ve onu Cehennem’den kurtarır. Bu ayda dört ameli çok çok yapınız. (Bunlardan) ikisi ile Rabbinizi razı edersiniz. İkisini yapmaya ise daima muhtaçsınız.

Rabbinizi hoşnut edeceğiniz iki amel Allah’tan baş­ka hiç bir ilâh olmadığına şahâdet etmeniz ve Ondan affını dilemenizdir. Yapmaya muhtaç olduğunuz iki amel ise Allah’dan Cenneti istemeniz ve Cehennem ate­şinden O’na sığınmanızdır.

Her kim oruçluya su içirirse Allah ona benim hav­zamdan su içirir ve o Cennet’e girinceye kadar bir daha susamaz.” (*)

(*)   Hayatüs- Sahabe,3/384 den özetlenmiştir.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.