Türk İş ,Hak İş, Disk,Tisk Memur Sem ve Diğer Sendikalarımızın Sayın Yöneticileri
Hak talep ederken karşı tarafın haklarına da saygı duyacak ve kimden gelirse gelsin zulme karşı duracak bir sendikacılık anlayışının insan doğası ve İslâm’la örtüştüğüne inananlardanım. Sizlere yaklaşımım temelde olumludur.
Kapitalizme şartlanmışlık sebebiyle sizler de siyasilerimiz ve diğer aydınlarımız gibi görevleriniz yap(a)mıyor, temsil ettiğiniz kitlelerin haklarını savunamıyorsunuz.
Çünkü sizler Ülkemizin kanını emen “Borca Dayalı Para Sistemi ve Faize Dayalı Ekonomik Düzeni” hayatımızın değiştirilemez gerçeği gibi algılıyorsunuz.
İŞVERENLER VE HÜKÜMET NİÇİN TALEPLERİ KARŞILAMIYOR
Sayın Sendika Yöneticileri
İş verenler ve hükümet niçin taleplerinizi karşılayamıyor? İşveren işçilerini mutlu etmek istemez mi? Hükümet üyeleri ceplerinden mi ödeme yapacak ?
Ülkemizde, işverenlerimizle birlikte işçilerin, memurların ve diğer sabit gelirlilerin yani milletimizin iliklerine kadar kanını emen “Borca Dayalı Para Sistemi ve Faize Dayalı Ekonomi Düzeni” var. Bu zalim yapı kamu sektörüne de, özel sektöre de egemendir.
ÜLKEMİZİN İÇ VE DIŞ BORÇLARI
Sayın Sendika Yöneticileri
Ülkemizin 500 milyar doları aşkın iç ve dış borçlarının üçte biri devletin, üçte ikisi de özel sektöründür. 2020 bütçesinde devletin faize ayırdığı para, yatırımlara ayrılandan çok olup 140 milyar liradır. Özel sektörün faiz ödemeleri de yaklaşık iki katıdır. Bir diğer ifadeyle Millet olarak 400 milyar faiz ödüyoruz.
FAİZLERİ MİLLET ÖDÜYOR
Millet olarak ödüyoruz diyorum. Çünkü devlet ödediği faizleri bizden vergi olarak alıyor. Özel sektör de ödediği faizi ürettiği mallara yüklüyor. On liraya alacağımız malı 15-20 liraya alıyoruz. Ekmeğimizden iç giysilerimize, konutlardan binek otolarımıza kadar bütün harcamalarda sömürülüyoruz.
TEDAVÜLDEKİ PARA VE VERİLEN KREDİLER
Merkez Bankasının ürettiği tedavüldeki para 150 milyar. Ama bankacılığın verdiği kredi 2.5 trilyon. Bizim mallarımıza dayalı olarak kredi veriyor, üstelik öz varlıkları ve mevduatların yanı sıra, onların pek çok katı, sahip olmadıkları paraların da faizlerini alıyorlar. Devletimizin korumasına tam bir modern eşkıyalık.
Bankacılığa aktarılan faizler işçilerimize, memurlarımıza, çiftçilerimize, küçük işletmelerimize verilse, insanımız mutlu olmaz mı ? İşsizlik bitmez mi? Büyük şirketlerimiz için vergi indirimine gidilse, AR-GE ça lışmalarımız artmaz mı, yatırımlar çoğalmaz mı?
Ülkemizin en büyük sanayi odalarından birinin başkanı kazançlarının yarısını faize yatırdıklarını söylüyor. Batan fabrikalar, konkordatoya giden işletmeler, faiz kurbanı değil mi? Ama onlar da sizler ve bizler gibi bilinçsiz oldukları için sömürüye boyun eğiyorlar.
AMERİKA, ÇİN ,JAPONYA
Dünyamızda siyasî, ve bilimsel gücü temsil eden Amerika değil mi? Çalışma Çin’de zirve yapmadı mı? Japonya teknolojik dev değil mi?
İtalya ve Fransa dünya ölçeğinde marka üreten gelişmiş ülkeler değil mi? Ama bütün bu ülkeler borçlu, çünkü bizi sömüren Emperyalizm onları da sömürüyor.
KADERİMİZ DEĞİLDİR
Sayın Başkanlar/Yöneticiler
Kuşatıldığımız bu “Borca Dayalı Para Sistemi ve Faize Dayalı Ekonomi Düzeni” kaderimiz değildir.
Bu zalim para ve faiz düzenini işleten kapitalist sistem ve sistemi besleyen kadrolar çare üretemez.
Çare bellidir. Adil ve merhametli bir para sistemi ve faizsiz düzen kurmalıyız. Kapitalizmin zincirlerini kıracak ekonomistlerimiz bu düzeni kurabilir. Üstelik yetişmiş ihtisas sahibi insanlarımız da vardır.
MİLLİ MUTABAKAT
Sayın Başkanlar/Yöneticiler
Milli mutabakatı gerektiren bu iktisadi devrim yalnızca sizinle yapılamaz ama siz olmadan da olmaz. Siyasi partilerin sizi uyarmasını beklemeyiniz, siz onları göreve çağırınız.
ELLERİ YIKAMAKLA Olmaz
Azap gibi gelen bu coronavirüs salgınını rahmete dönüştürebiliriz. Ama bu elleri yıkamak ve sosyal mesafeyi korumakla olmaz, harekete geçmek, birlikteliğimizi korumak ve devrimci atılımlarla olur.
Ümitvar olunuz. Çünkü faizli düzene savaş açmamızı emreden Allahımız bizimle beraberdir.
Ali Rıza DEMİRCAN