HAYIRLAR İÇİN SİVİL ÖRGÜTLER OLUŞTURMALI VE YAŞATMALIYIZ
Bismillahirrahmanirrahim
Herkes Hayır Yapmakla Yükümlü Kılınmıştır
Yüce Rabbimiz zengin-fakir, kadın-erkek, genç-yaşlı ve alim-cahil ayırımı yapmaksızın Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’de bizlere; “Hayırlaryapınız”buyurur. Rabbimiz bizlere; “Yaradan’a itaat ve yaratılanlara faydalı olan işlerde yardımlaşınız” buyurarak görev yükler.”Hayırlarda yarışınız.”emrini de verir. Bu emirleriyle Rabbimiz Hayır ve Birr gibi iki Kur’ânî kavramı kullanarak bizi iyi olan, güzel olan, doğru olan; şahıs, aile ve toplum yararına olan ve insanlara faydalı olabilecek olan sözlere, davranışlara, işlere ve ilişkilere yönlendirmektedir.
Hayırlar İçin Sivil Örgütler Oluşturmalı ve Yaşatmalıyız
Yapmamız, yardımlaşmamız ve yarışmamız gereken hayırlar iki bölüme ayrılır. Bunlardan bir bölümü kişi olarak tek başımıza yapabileceklerimizdir. Diğer bir bölümü de ancak birliktelik halinde başarabileceklerimizdir.
Yaşadığımız dönemlerde insanımıza, toplumumuza, ülkemize ve insanlığa ışık tutacak, yarar sağlayacak hayırlar ancak birliktelik içinde yapılabilir. Bunun içindir ki Yüce Rabbimiz Kur’ân-ı Kerim’in Âl-i İmran Sûresi’nin 104. âyetinde bizlere birlikteliği emir buyurmakta, güncel ifadesiyle sivil örgütler oluşturmamızı emretmektedir. Bu ayet-i kerimede Rabbimiz şöyle buyurur:
“ (Ey müminler!) içinizde aynı inanç ve amaçları paylaşan topluluklar oluşturun. Hayra çağıracak; İslâm Dîni’nin, ortak aklın ve ilmin verileri olan Marûf’a yönlendirecek; İslâm Dîni’nin, olgun aklın ve bilimsel verilerin sakındırdıkları olan Münker’den kaçındıracak örgütler oluşturun. Başarılı olacak olanlar da onlardır.”
Hiç şüphe edilmemelidir ki bu Âyet-i Kerîme’de bizlere asrımızın yükselen değerleri arasında yer alan sivil örgütleri oluşturmayı emir buyurmaktadır. Nitekim tarihimizde de Vakıflar yoluyla bu emir gerçekleştirilmiştir.
Yaşadığımız dönemde sanayi ve ticaret odaları, barolar, sendikalar, Kızılay, Yeşilay, Çocuk Esirgeme Kurumugibi kurumlar, siyasi partiler, dernekler, Vakıflaryaşadığımız toplumda kurulmuş olan sivil örgütlerdir. Bu örgütlere katılmak ve yenilerini, örneğin eşcinsellik ile mücadele edebilecek veya faiz karşıtı mücadelesini sürdürebilecekörgütler oluşturmak bizim görevimizdir.
Odalar, barolar, sendikalar, siyasi partiler gibi sivil örgütleri ve benzerlerini oluşturmak ve yaşatmakla yükümlü olunca sürekli olarak seçmen ve aday olabileceğimiz gibi seçilenlerden ve kaybedenlerden de olabiliriz. O halde seçmenler, seçilenler/kazananlar ve de kaybedenler olarak yapmamız gereken birtakım İslâmi görevlerimiz vardır.
• Beş bölüm halinde devam edecek yazılarımız bu başlık halinde yaptığımız televizyon pragramımızın deşifresi esas alınarak hazırlanmıştır.
Devam Edecek
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi