Mirat Haber Ajansı
Almanya’nın hızla yükselen ve seçimlerde sürekli önemli kazanımlar elde eden Almanya İçin İttifak ya da AfD adlı ırkçı ve İslam düşmanı partinin Korona krizi sonrasında yapılan son kamuoyu yoklamalarında önemli gerileme yaşadığı kamuoyu gözlemcileri ve Almanya’da demokrasiyi savunanlar tarafından dile getirilmeye başlandı. Hala ırkçı ve İslam düşmanı bir parti için çok yüksek ve tehlike arz edici olmasına karşın ülke genelinde 2017’den bu yana en düşük oran olan %9 paya gerilemesi bunun nedenleri konusunda uzmanları düşünmeye ve bunun bu insanlık dışı hareketin ortadan kalkmasında nasıl bir strateji izleneceği konusunda inceleme yapmaya yöneltti.
Öne sürülen nedenler arasında Avrupa Kararlılık Mekanizması ESM ve benzeri AB adımlarının çalışması, aşırı solun aksine aşırı sağ partilerin ancak bütünlük göstermeleri halinde halkın ilgisini çektiği gibi nedenler olsa da en başta geleni Korona virüsü krizinin ülkede bir felaket ortamı oluşturması ve bu tür panik ortamlarında halen iktidardakilerin, mevcut kurulu düzenin, derin devletin, eğer krizi yönetebiliyorlarsa herkesin tutunduğu bir nokta haline gelmesi ve saygınlığının artması. Nitekim Almanya’da kamuoyu araştırmaları bir bilim adamı olan Angela Merkel’in kriz yönetiminin %70 oranında başarılı bulunması ve AfD’nin Merkel’in partisinden oy çaldığı göz önünde bulundurulursa açıkça Müslüman düşmanı partinin oylarındaki gerileme daha iyi anlaşılabilir. Bu konuda parti destekçileri durumu hissettikleri için komplo teorisi yoluna giderek aslında krizin gerçek olmadığı, abartıldığı, hükümetin ya da bunların ardındaki küresel elitlerin yükselen sağı önlemek için bu virüsü orataya attıkları iddia edilmekte.