Mirat Haber Ajansı
Koronavirüsün denetimde tutulmasına yardımcı olan katı hareket kısıtlamalarına rağmen, Malezya aşırı kalabalık gözaltı merkezlerinde yeni vakalarda artışla karşı karşıya. Salgın, geçtiğimiz ay yapılan ve 2.000’den fazla belgesiz göçmenin gözaltına alındığı bir dizi baskınla çakıştı. Kamplara yönelen Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), COVID-19’un yayılmasını durdurma bahanesiyle yapılan bu baskınların sadece virüsü daha da yaymaya hizmet ettiğini, yetkililerin, gözaltı merkezlerinde enfeksiyon riski konusunda birçok kez uyarıldığını ancak bu riski göz ardı ettiklerini iddia ediyorlar. Baskınlar 1 Mayıs’ta “kırmızı bölgeler” olarak adlandırılan alanlarda başladı, bu da bölgenin iki haftalık süre içinde 41’den fazla koronavirüs vakası ürettiği anlamına geliyor. Bu alanları polis ve ordunun uyguladığı ağır kısıtlamalara tabi tuttular. Bölgeyi kapatıp sakinlerin içeri veya dışarı girmesini önlemek amacıyla jiletli telle çevrelediler. Baskınlar, Malezya’nın insan hakları komisyonunun yanı sıra sağlık ve hak gruplarından da hızlı bir tepki aldı. Aşırı kalabalık tesislerde göçmenleri gözaltına almanın riskleri ve test veya tedavi için kendiliğinden gelmesi gereken göçmenler arasında devlete güvenin kaybolması sonucu kendiliğinden gelmeyecekleri konusunda uyardılar.
Baskınlarda tutuklananlar arasında Myanmar’da etnik temizlikten kaçan Rohingya grubu var. Gözaltı kamplarında yaşayanların birçoğu, yetkililer tarafından sığınmacılar için ilk müracatta bile reddedildi, ancak şimdi geri göndereceklerine gözaltına gönderiliyorlar. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği BMMYK’nın Ağustos 2019’dan bu yana Malezya’nın gözaltı merkezlerine erişimi reddedildi, bu da ajansın uluslararası korumaya ihtiyaç duyan kişileri tanımlayamamasını veya serbest bırakılmasını savunmamasına neden oldu. BMMYK kaydını bekleyen tahmini 80.000 kişi var. Uluslararası Göç Örgütü’ne göre de 2018 itibariyle Malezya’da tahmini olarak 2 ila 4 milyon belgelenmemiş göçmen işçi ve 2 milyondan fazla belgelenmiş göçmen işçi var.