islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Az Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Çok Bulutlu
11°C
Salı Az Bulutlu
12°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
13°C

Korona Virüsüyle İlgili Yazdığım Makalelerden Bir Özet

Korona Virüsüyle İlgili Yazdığım Makalelerden Bir Özet

Gözle görülemeyecek kadar küçük bir varlık nerde ise dünyayı dize getirdi. Bir küçük varlık, acaba bu gücü nereden aldı? Herkes, şimdi ondan kurtulmanın derdinde. Tamam, ondan kurtulmanın yollarını arayalım,  ama aynı zamanda bu olayın manasını ve perde arkasını da anlamaya çalışalım.   

Kur’an, bize ağacın başından düşen bir yaprak dahi Allah’ın bilgisi olmadan düşmez”,[1][1] derken Korona Virüsünden Allah’ın haberi yoktur, denilebilir mi? Hâşâ! Denilmez. Çünkü her şeyi yaratan Allah’tır. Allah soruyor: “Hiç yaratan bilmez mi?”[2][2] Bilir. Öyleyse Korona Virüsü nedir? Korona Virüsü Allah’ın ordularından bir neferdir. Her varlık gibi o da görevini yapmaktadır. Onun bir asker olduğunu nerden çıkardınız? İşte ilgili ayetlerden sadece bir tanesi.  

Kur’an diyor: “Yerlerin-göklerin orduları Allah’a aittir. Allah azizdir (güçlüdür) ve hakimdir, ne yaparsa hikmetle yapar).”[3][3] 

Kâinat bir kışla. İçindeki her varlık, Allah’ın askeri ve memuru… Allah’ın hangi askerini, hangi memurunu ne zaman devreye sokacağını Allah’tan başka kimse bilemez. Öyleyse biz diyeceğiz ki tarih boyu çeşitli ordularıyla yoldan çıkan insanlığa haddini bildiren Allah, bu virüsle de günümüz insanlığına vazifesini hatırlatıyor. Yanlış yollara sapanları uyarıyor. Başıboş değilsiniz, aklınızı başınıza alın, diyor.  

Otlak alanını aşıp ekilmiş bir tarlaya dalan bir koyun sürüsünü geri döndürmek için çoban taş atar. Taşlara hedef olan koyunlar, yanlış yerde olduklarını anlar, geri dönerler. Biz insanlar, o koyunlar kadar olamazsak, Allah’tan atılan Korona Virüsü gibi musibet taşlarının manasını anlayamazsak, günahlardan kaçıp sevaplara yönelemezsek koyunlardan aşağı düşeriz. Çok yazık olur bize. Ne mutlu taşlardan ders ve ibret alıp geri dönenlere. Günah ve haramlara veda edip secdeye kapananlara! 

Virüsten ve depremden korkanlara dedim: Virüsten ve depremden değil; virüsün ve depremin dizginleri elinde olan Allah’tan korkalım.[4][4] 

Allah’tan korkarsak ne olur? Hem bilimin ve hem de dinin kurallarına uyarız. Hem bilimin ve hem de dinin kurallarına uyarsak görünen ve görünmeyen virüslerin şerrinden korunmuş ve kurtulmuş oluruz.  

Şunu herkes duysun ve bilsin: Bilimin kuralları da dinin kurallarıdır. Çünkü bilimin kurallarını koyan akıl, Allah’ın eseridir. Aklın ortaya koyduğu buluşlar, ürünler de yine Allah’ın ona ilhamlarıdır.  

Şimdi gelin Korona Virüsünden korunmak için bilimin kurallarını hatırlayalım: 

1-Eller su ve sabunla en az 20 saniye yıkanmalı veya el dezenfektanı kullanılmalı, 

2-Yüze, ağza, buruna yıkanmamış ellerle asla dokunmamalı, 

3-Hasta insanlarla yakın temasta bulunmamalı, 
4-Kapı kolu, telefon, klavye gibi ortak kullanılan ve sıkça dokunulan nesneleri sıkça temizlemeli ve dezenfekte etmeli, 
5-Öksürük ve hapşırık sırasında ağız mendil ile kapanmalı, sonrasında mendili atıp el yıkanmalı.[5][5] 

Gelin bir de dinin kurallarını hatırlayalım: 

1-Yukardaki maddelerin hepsi ve bilimin bütün olumlu kuralları dinin de kurallarıdır.  

2-Fıkıh kitaplarımızın hemen hepsinde “Kitabüttahare=Temizlik Bölümü”, Hadis kitaplarımızda da “Kitabu’l-İman=İman Bölümü” şeklinde başlıklar vardır. Bunlardan biri beden ve çevre temizliğini, diğeri kalp ve iç temizliğini anlatır.  

3-Maddî ve manevî bütün virüslerden korunmak ve kurtulmak için beş vakit namaz kılınmalı. Cünüpken ve abdestsizken namaz kılınmaz. Cünüp olana boy abdesti farzdır. Namaz kılmak isteyene de abdest almak farzdır. Bu temizlikler, beden ve el temizliği demektir. Bu temizlikleri mükemmel yapanlara, yani sabun ve sair temizleyici maddeler kullanarak kendilerini ve kullandıkları malzemelerini dezenfekte edenlere virüsler kolay kolay zarar veremez.[6][6] 

4-Dinin karantina emrine uyulmalıdır. Hadis-i şerifte buyurulmuş: “Bir yerde bulaşıcı bir hastalığın olduğunu işitirseniz oraya girmeyiniz. O bulaşıcı hastalık bulunduğunuz yere ulaşırsa oradan ayrılmayınız.”[7][7]  

5-Hiç kimseye, canlı-cansız hiçbir varlığa haksızlık yapılmamalı, zulüm alkışlanmamalı, israftan, gösterişten uzak durulmalı, Allah’ın yasakları çiğnenmemeli, farzları yerine getirilmeli, herkese ve her varlığa merhamet ve yardım eli uzatılmalı.  

II 

Korona Virüsünden dolayı aşırı korku ve panik hasta olmayanı da hasta eder. Çünkü virüsle insan ölmez. Eceli gelen ölür. Ecel ise, Kur’an’ın ifadesiyle “ne bir saat erken gelir ne de bir saat geç”.[8][8] Tam vaktinde gelir, o vakti de Allah’tan başka kimse bilmez. Öyleyse Korku ile, karamsarlıkla hayatımızı zehir etmeyelim. Ama ölmeyecekmiş gibi de yan gelip yatmayalım. Dinin ve bilimin ittifakla istediği virüsten korunma kurallarına titizlikle uyalım.[9][9]Ahirette bizi kurtaracak amellere (eylemlere) ve eserlere önem verelim. Bunlardan sonra Allah’a tevekkül edelim. Allah’a tevekkül edene Allah yeter.

Müslüman ve mümin insan, ölümden korkmaz. Ahirete imansız ve salih amelsiz gitmekten korkar. Bu korkuyu taşıyanların yapacağı şey şu: Allah’ın verdiği nimetleri Allah yolunda harcamak ve Allah yolunda harcanmak. Allah’tan korkanlar için ölüm, cennete götüren bir araç, Allah’a kavuşturan bir miraçtır.  

III 

Yaşlılar musibetsavarlardir, korona virüsü telaşıyla lütfen onları gücendirmeyelim. 

Bugünün yaşlıları, dünün gençleriydi. Bugünün gençleri de yarının yaşlıları olacaklar. Öyleyse ey gençler! Bugünün yaşlılarını hor görmeyin ki yarın siz de hor görülmeyesiniz.  

Hadis-i Kudsîde buyurulmuş ki: “Eğer beli bükülmüş yaşlılar, takva sahibi gençler, süt emen yavrular, otlayan hayvanlar olmasaydı, belalar sel gibi üstünüze dökülecekti.”[10][10]  

Evlerdeki yaşlılar, hele bu yaşlılar ana-baba ise, hele bu ana-babalar alim, namazlı-niyazlı Allah dostu kimseler ise onlar bereketin direkleri, rahmetin paratonerleri, bela ve musibetlerin de savarlarıdırlar. 

Ey korona virüsü nedeniyle yalnızlığa mahkûm olan kardeşlerim, üzülmeyiniz. Sizi sizden daha çok düşünen Rabbiniz var. Ona iltica zamanıdır. Ona dönünüz, Onunla olunuz, Onunla kalınız. Onunla olursanız en hayırlı ve vefalı dostu bulmuş, yalnızlıktan kurtulmuş olursunuz, 

IV 

Korona Virüsü bize kıyamet gününü hatırlatıyor. 

Kıyamet gününde kişi kardeşinden, anasından, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacak.[11][11] Korona Virüsü bu dünyada bu hale soktu bizi. Dünyamızda bir taraftan deprem oluyor, bir taraftan da görünmez virüs aramızda kol geziyor. Virüs evde kalmaya, deprem evden çıkmaya zorluyor. Çaresiz kalan insan soruyor: “Eynelmeferr=Kaçılacak bir yer yok mu?”[12][12] İşte tam bu an Allah’tan cevap geliyor: “(Ey insanlar!)  فَفِرُّٓوا اِلَى اللّٰهِۜ  =Allah’a kaçın.”[13][13] Sığınacağınız tek emin liman benim. Depremin, virüsün ve bütün olayların dizgini benim elimde.

Makalelerimin birinde de şöyle demiştim: Korona Virüsü, bir çeşit Nuh tufanıdır. Yanımdaki ve yakınımdakilere diyorum: Tufandan korkmayın, Nuh’un (as) davetini kabul etmemekten ve Nuh’un (as) gemisine binmemekten korkun. Bu zamanın Nuh’u, Hz. Muhammed’dir (sav), gemisi de İslamiyet’tir.  

VI 

“Asıl musibet, muzır musibet dine gelen musibettir”[14][14] Bu değerli ve duyarlı sözden yola çıkarak ben de diyorum ki: Asıl musibet ve zararlı musibet Harameyn-i şerifeyn’in ve diğer ibadet hanelerimizin başına gelen musibettir. Şimdi gelin soralım kendi kendimize: Acaba biz ne yaptık ki bir virüsle mabetlerimizden uzaklaştırıldık? 

Bize göre cevap şu:  

1-Bir sosyal hayat dini olan İslamiyet’i camilere ve vicdanlara hapsetmiştik.  

2-Hac ve umre için Kâbe’ye koştuk, ama kırmadığımız gönül kalmadı. Halbuki Kâbe hakkında bile Peygamberimiz şöyle buyurmuştu: “Ey Kâbe! Sen ne kadar güzelsin. Kokun ne kadar hoş ne kadar anlı-şanlı ve saygıdeğersin. Muhammed’in canı kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki inanmış bir insanın Allah katındaki değeri ve saygınlığı seninkinden daha büyüktür. Onun malı, kanı keza böyle dokunulmazdır.”[15][15] 

Bundan ilhamla Yunus da:

Yunus der ki ey hâce/ İstersen var bin hacca 

Hepisinden iyice/ Bir günüle girmektir.” Demştir.

Sümmani baba da:

Gurbete gidenler azığın alır, /Kimisi gider de, kimisi kalır, 

Kimi sevap için Kâbe’ye varır,/ Kâbe kapınızda görmez misiniz.” Demiştir.

4-Bizim asıl ve en önemli suçlarımızdan biri de emr-i bilmaruf ve nehy-i anilmünker görevini hakkıyla usulüne uygun yapmamış olmamızdır. Allah buyuruyor: “İçinizden bir ümmet çıksın, insanları hayra çağırsınlar, iyiliği emredip, kötülüklerden sakındırsınlar. İşte asıl kurtulanlar onlardır.”[16][16]  

5-Korona Virüsünden dolayı ölenlere ağlandığı gibi, güzel ahlakın yok olmasına ve hakiki Müslümanlığın yaşanmamasına, bir İslam ülkesinde zina, müstehcenlik, lutîlik gibi ahlaksızlıkların yüz bulmasına da ağlanmalıydı ve bunlara geçit verilmemeliydi.  

VII 

Yayınladığım en son makalemde bir cümle var. Onunla özetimizi özetlemiş olayım: 

 “Maske, mesafe ve el temizliğine dikkat etmeyen hem intihar etmekte ve hem de bile bile cinayet işlemektedir. Bu eylem, günahların en büyüğüdür. Kul hakkına tecavüzdür.” Çünkü Kur’an, bir insanı haksız yere öldürmenin bütün insanlığı öldürmek kadar büyük bir cinayet olduğunu söylemiştir. Bu vebal ve günah, insanın hem dünya cennetini ve hem de ahiret cennetini elinden alır ve insanı cehennem mahkûmu eder. Öyleyse dostlar ne kendimize kıyalım ne de başkalarına. Yukarda arz ettiğimiz maddî ve manevî kurallara mutlaka uyalım.  

TEKLİFLERİMİZ  

1-Çok acil, bilim kurulu gibi din alimlerinden müteşekkil din bilim kurulu oluşturulmalıdır. Bunlar, Kitap ve Sünneti esas alarak bugün yaşanan ve gayretullah’a dokunan yanlışları, gayr-i ahlakî durumları ortaya koymalı, sadece ülkemize değil, bütün dünyaya bu kararları duyurmalı ve bütün insanlığı toptan tevbeye ve Allah’ın iradesine teslime davet etmelidirler.  

2-Korona Virüsü ile mücadelede bilim insanlarından oluşan kurulun kararları ne kadar önemli ise din alimlerinden oluşan kurulun ortaya koyacağı ahlak kararları da o kadar önemli görülmeli, bunlar, maddî ve manevî vürüslerden korunmak için önlemler sınıfına dahil edilmelidir. Her iki kurulun kararlarına tabandan tavana herkes kendini uymaya mecbur hissetmelidir.  

Allah devletimize ve milletimize zeval vermesin. Allah’ın ahkâmı, Hz. Peygamberin (sav) ahlakı hayatımıza hâkim olsun. Allah hepimizi görünür-görünmez virüslerden, musibetlerden korusun. Selam ve sevgilerimle. 

[17][1] Bkz. En’am, 6/59 

[18][2] Mülk, 67/14 

[19][3] Fetih, 48/7 

[20][4] Sosyal medyada yayınlanan MADDÎ VE MANEVÎ SAĞLIĞA KAVUŞTURAN REÇETE başlıklı makalemize bakılmalıdır. Orada çok etkili dualara da yer verilmiştir. 

[21][5] https://www.posta.com.tr/koronavirusten-korunmanin-yollari-2235829 

[22][6] Bkz. Bakara, 2/222 

[23][7] Buhari, Tıb, 30; Müslim, Selam 92, 93, 94, 98, 100. 

[24][8] Bkz. Nahl, 16/61 

[25][9] Bu kuralların geçtiği makalemizin adı şu: “KORONA VİRÜSÜNÜN ANLAMI, BİLİM VE DİNİN İTTİFAKI” Lütfen onu da mutlaka okuyalım. 

[26][10] Bkz. Ebu Yala el-Mevsıli, Musned, 11/511; Taberani, el-Evsat, 7/134.. 

[27][11] Abese, 80/34-36 

[28][12] Kıyame, 75/10 

[29][13] Zariyat, 51/50 

[30][14] Nursî, Said, Lem ‘alar, 

[31][15] İbn Mace, Fiten, 2 

[32][16] Al-I İmran, 3/124 

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.