islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4791
EURO
36,2113
ALTIN
2.961,67
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Adi Dilencilikler Gibi Faizli Kredilere Talip Olmak Türünden Modern Dilencilikler de Haramdır

Adi Dilencilikler Gibi Faizli Kredilere Talip Olmak Türünden Modern Dilencilikler de Haramdır

Önce yazımıza hareket noktası olacak haberi özetleyelim:

 

İzmir’in Karşıyaka ilçesinde dilencilik yaparken yakalanan kadının üst aramasında, 7 çeyrek ve 1 yarım altın ile 4 bin 60 lira bulundu. Dilencilerin topladıkları çeşitli miktarlardaki paraya tutanakla el kondu. Dilencilere, Kabahatler Kanunu kapsamında 187’şer lira ceza kesildi.

Allah Yarattığı Canlıların Rızıklarını Üstlenmiştir

Bütün varlıkların yaratıcı olan  Allahımız, bütün canlıların rızıklarını üstlenmiştir. (Hûd 11/6) Ne var ki kulluk denemesi gereği, bazı kulların yenilen, içilen, giyilen ve yararlanılan zaruri gereksinimler anlamına rızıkları dar tutulmuştur. (Zümer 39/52) Bu sebeple yeterinden fazla nimetler verilen kullara zekât ve nafaka gibi görevler yüklenmiştir.

https://www.youtube.com/watch?v=8a_LNBZxXOc

Asıl olan herkesin, çalışması kendisinin ve ailesinin nafakasını temin etmesidir. Bu sebeple insanlara yük olmayı ve dilenmeyi yasaklayan Aziz peygamberimiz yeni Müslüman olan kişilerden Allah’ın birliğine inanıp O’na ibadet etmeleri, namaz kılmaları yanı sıra insanlardan hiçbir şey isteyeceklerine/dilencilik yapmayacaklarına dair söz almıştır. (bk. Müslim, “Zekât”, 108; İbn Mâce, “Cihâd”, 41; Ebû Dâvûd, “Zekât”, 27),

Sabırlı Yoksullar Saygıdeğerdir

Yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’de yokluğa sabır gösterilip hiç kimseden yardım istenilmemesi övülmüş ise de( Bakara 2/273) zaruret halinde ihtiyacın giderilmesi için kamudan sosyal yardım isteme hakkı verilmiş, kişilerden yardım talebi de helâl kılınmıştır. Rabbimiz şöyle buyurur:

“Kamunun ve yeterince kazanan kişilerin mallarında yoksulların ve ihtiyaçlarını gidermek için isteyenlerin belirlenmiş hakları vardır.” ( Meâric 70/23-25)

Konuya daha bir açıklık kazandırmak için Peygamberimiz de şöyle buyurmuşlardır:

 “Dilenmek yüz karasıdır, dilenen kendi yüzünü lekeler. Devlet yönetiminden sosyal yardım hakkını istemek ya da zaruret sebebiyle dilenmek ise helâldir” (Tirmizi Zekât 58)

Ancak acil ihtiyaçlarını giderecek imkânlara sahip olanların istemesi dünyevî zillet görülmüş, ahiret azabına uğratacağı da bildirilmiştir. Peygamberimiz şöyle buyururlar :

Elinin emeğiyle geçinme imkânı varken dilenenler; mal biriktirmek için avuç açıp isteyenler aslında cehennem korlarını talep etmektedirler. (Müslim, “Zekât”, 105)

Dilenenler dünyada yüzsüzlük ederek dilenmelerine karşılık âhirette yüz etleri soyulmuş olarak Allah’ın huzuruna çıkacaklarıdır. (Buhârî, “Zekât”, 52; Müslim, “Zekât”, 103, 104)

Dilenmeyi Haram Kılacak Mal Varlığı

Aziz Peygamberimiz “İhtiyacını karşılayacak mal varlığı varken, bir şey isteyen, muhakkak Cehennem ateşini çoğaltmış olur.” buyurduğunda, ‘ Ya Resulallah, istemeyi haram kılacak mal varlığı ne kadardır?’ diye sorulmuş, Peygamberimiz de şu açıklamayı yapmıştır:

  • Sabah ve akşam yiyeceği kadar bir mal varlığına sahip olmaktır. 

Bu arada hatırlatmış olalım; İslâm bilginlerinin önemli bir kısmı, Ramazan bayramının birinci günü zaruri ihtiyaçları dışında “Sabah ve akşam yiyeceği kadar bir mal varlığına” sahip olup da fitre verebilecek durumda olanları fitre vermekle de yükümlü görmüşlerdir.

Buradan hareketle yazımıza hareket noktası olay olaydaki dilencinin dilenmesi, engellenilmesi gereken suçtur ve de ayıptır, haramdır/günahtır.

Modern Dilencilikler de Haramdır

Mal biriktirmek için kapı kapı dolaşılıp dilenmek kabahattir ve haramdır ama bu tür dilenciliğin toplumsal zararları azdır. Dilenciliğin toplumu çökerten asıl zararlıları ise modern türden olanlarıdır. Örneklendirelim:

Faizli Kredi İsteme Dilenciliği

  1. Malı ve de yatırımları çoğaltmak için şirketleşme yoluna gitmeyip doğrudan faizli krediler için kamu ve özel sektör bankalarına müracaatla kredi istemek de bir tür dilenciliktir. Bu da haramdır. Çünkü İslam dilencilik gibi borçlanmaya da sıcak bakmaz. Büyümenin yolu borçlanmak değil şirketleşmektir. Burada kişiler, faizli kredilerle servetlerini artırmak için aldıkları kredileri için ödedikleri faizi, ürettikleri ve alıp sattıkları mallara yükleyip insanlarını kanlarının emilmesine sebep olmaktadırlar.

Rakipleri Aşağılayarak Oy İsteme Dilenciliği

  • Kişisel özelliklerini anlatarak ve oluşturdukları ve geliştirdikleri projelerini açıklayarak oy isteyecekken suizan, yalan gıybet ve iftira yollarına başvurarak rakiplerine üstünlük sağlamaya çalışanların halktan oy talebi de modern dilenciliktir ve haramdır. Çünkü İslam demokratik yarışmada haramların işlenilmesini onaylamaz.

Görev Almak İçin Aracıya Başvurma Dilenciliği

  • Layık olmadıkları görevlere gelmek için etkili insanlardan aracılık istemek de modern dilenciliktir. Bu tür dilencilik adaleti ihlali sebebi olarak haramdır.

Özetlersek…

Görülüyor ki aktarılan habere konu edilen şekliyle dilencilik, yürürlükteki düzenimize göre kabahat, İslâm’a göre de suçtur ve günahtır. Ama zararları büyük olan dilencilik örneklendirmeye çalıştığımız modern dilencilik türleridir.

Asıl büyük felaket ise şudur: âdi dilencilik yerilirken modern dilencilikler doğal görülmekte; iş adamlığı, siyasi strateji ve hak arama olarak görülmektedir.

Kur’ân Çizgisinde Soralım

 Hayata Kur’ân ve Sünnet penceresinden bakarak değerlendirmeler yapılmadıkça gerçek Müslüman olunamayacağını bilme zamanımız gelmedi mi?

“ İman edip güvenenlerin kalplerinin Allah’ı anması ve inen Kur’ân yasalarına  karşı saygı duyup uygulaması zamanı gelmedi mi?  Onların  bundan önce kendilerine kitap verilmiş, sonra üzerlerinden uzun zaman geçmekle, kalpleri katılaşmış, çoğu da yoldan çıkmış kimseler gibi olmamalarının vakti gelip çatmadı mı? “ (Hadid 57 /16)

Ali Rıza DEMİRCAN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.