Cemil Ufuk BAKIRÇAY
40 yıldır savaşın devam ettiği Afganistan’da Trump’ın Amerikan birlikleri çekilirken Katar’ın başkenti Doha görüşmelerinde barış umutları
Afganistan, tarih boyuİmparatorlukların yıkıma uğradığı ülke
Sovyet İşgali ardından gelen iç savaş. Bunun ardından Taliban rejimi. Amerikan İngiliz işgali. NATO güçleri. Ve Trump’ın geri çekilme doktrini etrafında Amerika’nın işgal güçlerini ülkesine taşıması için Katar’ın başkenti Doha’da 2019 sonunda alelacele yapılan anlaşma.
Ülkede geçen yıl Pompeo başkanlığında ve Zalmai Khalilzad tarafından yapılan bu anlaşma sonucunda Amerika Afganistan hükümetini davet etmedi ve onu Taliban ile anlaşma yapmaya zorladı. Oysa Afganistan hükümeti Taliban ile hala ciddi sorunlara sahip.
Öncelikle gerek hükümet gerekse Taliban çok sayıda karşılıklı mahkuma sahip. Bunları değiş tokuş yapmak istiyorlar. Ancak hükümet bazı azılı mahkûmları ve toplu katliam yapmış kişileri bırakmakta isteksizdi.
Geçen yıl yapılan Afganistan seçimlerini Eşref Gani, rakibi Abdullah Abdullah’ın karşısında kazanmış ancak Abdullah Abdullah seçimlerin adil ve meşru olduğunu kabul etmemiş, kendini cumhurbaşkanı ilan etmişti. İki lider bu yılın ilk yarısında bir anlaşma yaptılar, Abdullah, Eşref’in başkanlığını kabul ederken, Eşref de Abdullah’a Taliban ile yapılacak barış görüşmelerini yürütme yetkisi verdi.
Barış görüşmeleri başlamadan önce Afgan hükümeti ülkede geleneksel önemi olan, binlerce yıllık geçmişe sahip olan ve savaşan aşiretler arasında arabuluculuk işlevi de bulunan Loya Cirga adlı kurultayı topladı ve bu töresel oluşumdan azılılar dahil mahkum değişimi yetkisi aldı. Bu bir tür halk oyu niteliğinde oldu.
Büyük bir mahkum değişimi yapıldı ve ardından Katar görüşmelerine geçildi. Eylül sonunda da Taliban ile öngörüşmeler başladı. Geçen hafta Cumhurbaşkanı Eşref Gani kısa süreliğine Doha’ya uğradı. Abdullah Abdullah Pakistan ve Hindistan’ı ziyaret ederek onların da desteğini aldı.
Görüşmeler karşısında üç olası sorun çıkabilir. Birincisi iki tarafın anlaşmada istediklerini elde edemeyeceklerini düşünmeleri ve çekilmeleri. İkincisi, özellikle Taliban’ın daha radikal fraksiyonlarının mevcut liderliğe baskı olarak onları davayı satmakla suçlaması ve anlaşmaya destek vermeden mücadeleye devam kararı alabilmesi.
Üçüncüsü de geçen hafta iyice artan bu hafta devam eden, sorumluluğu alınmayan terör eylemleri. Bu terör eylemlerinde ilk şüpheli DAEŞ olmasına rağmen, yabancı ülkeler de bunları düzenliyor olabilir. Kuşkusuz DAEŞ’in nerede başlayıp Batı ülkelerinin nerede bittiği açık bir soru.
Afganistan’da barışın gelmesine hala epey yol var. Ama ülkenin bir an önce imar, inşa ve gelişme sürecine girmesi ve akan kanın durması da en acil konu.
Cemil Ufuk BAKIRÇAY