islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4787
EURO
36,2260
ALTIN
2.957,05
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Tarihselcilere itirazım ve sorularım -1

Tarihselcilere itirazım ve sorularım -1

BU YAZI 17 Mart 2017 TARİHİNDE MİRAT HABER’DE YAYINLANMIŞTIR: BUGÜN KAMUOYUNDAKİ TARTIŞMAYA IŞIK TUTMASI İÇİN AYNEN YAYINLIYORUZ:

Ali Bardakoğlu’nu kırk yıldan beri tanırım. İlmî yönden mütemayiz kişiliği yoktu. Son dönemlerde geleneksel dîn anlayışına muteriz olan çıkışları oldu. Eleştirileri calib-i dikkatti. Birkaç makalesini okudum.

Vakfımız Ardev’e davet ettim. Düşüncelerini kendi ağzından dinledim. Aşırı uçlardaydı. Kölelik, Recm, Ergenlik öncesi evlilik gibi konuları Kur’ânî mevzularmış gibi eleştiriyordu. Tarihselcileri aşan bir mantıkla Kurân’ın sosyal ve ekonomik hayatına yönelik ilkelerinin lafzî anlamları içinde değerlendirilemeyeceğini yer yer açık, yer yer de örtülü biçimde dile getiriyordu

Başkanı olduğu Kuramer, Kur’ânın Arap örfü ve bilgisine göre nazil olduğunu söyleyen tarihselci Mustafa Öztürk’ü benimsemişti, Mustafa Öztürk Karar gazetesindeki köşesinde “tarihselci karşıtları şu şu konulara açıklık getirseydi ya…” çağrısını yaptığı sırada Ali Bardakoğlu’nun Kayıt Dışı Din Pazarı yazısı gelince aşağıda okuyacağınız yazıyı kaleme aldım. Fikir bakımından aralarında aynilik olduğundan ikisi de anılmaktadır. Yönelttiğim sorularda muhatap sığası kullanmadım ama zina ve eşcinsellik sorusu dışındaki sorularıma muhataptırlar. Niyetleri Allah bilir maksadım şahıslar değildir; zararlı gördüğüm akıma karşı çıkmaktır.

Aziz Kardeşim Ali Bardakoğlu;

Daha önce okuduğum makaleleriniz ve efkârını benimsediğiniz Mustafa Öztürk gibi kardeşlerin görüşleri sebebiyle sizi eleştirdiğiniz görüşlerden daha tenkit edilebilir görmekteyim; üstelik sakıncalı da bulmaktayım. Böyle olmakla birlikte bana gönderme lütfunda bulunduğunuz “Kayıt Dışı Dîn Pazarı” başlıklı makalenize imza atabilirim. Bunlar benim onlarca yıllık görüşlerimin daha bir vukufla dile getirilmiş şeklidir. Allah razı olsun.

Siz geleneksel yapıyı eleştirmekle kalmıyor, gereğince anlamaya çalışmadığınız Kur’ân’ı da asliyetinden soyutlayarak bizce “…belürsüz bir bakış açısıyla” yorumluyorsunuz. Ama bunu apaçık olarak dile getiremiyor ve örneklendiremiyorsunuz. Yanılmış olabilirim, bağışlayın ama verdiğiniz görüntü budur.

Evet, bazen açıktan ve bazen de satır aralarından okuyabildiğimiz tarihselcileri de aşan görüşleriniz, lafzi mûcepleri yönünden uygulanma noktasında Kur’ân’ı da yetersiz bulmaktadır. Ama yetersizliğe örnek olarak verdiğiniz görüşler hiç mi hiç Kur’ânî değildir.

Görüşlerinizdeki Açık Zaaflar ve Açıklamalarımız

Örneğin sizin de birçok makalenizde tekrarlayıp dile getirdiğiniz görüşlerinizin bir kısmı, Mustafa Öztürk’ün diliyle “temcid pilavı” misali tekrar tekrar ısıtılıp önümüze koyduğunuz türden ve şöyle:

Kur’an’daki tüm ahkâm her zaman ve zeminde lafzî mucepleriyle tatbik edilsin diye vaz edilmiştir” düşüncesine sarahaten veya zımnen sahip çıktıklarından, hiç değilse kıtâl, ganimet, zimmîlik, kölelik gibi konularla ilgili ayetlerin günümüz sosyolojisinde nasıl uygulanacağı ya da uygulamaya yönelik ne tür adımlar atılacağı meselesini izah etmek zorundadır. Ne var ki sayın tarih-üstücülerimiz izahat hususunda isteksiz davranmaktadır.”

Kur’ân insanı olarak ben istekliyim. İzahlarım da aşağıda.

a. Kur’ân’da Rabbimiz Peygamberimize ve müminlere Kıtal/Savaş emri veriyor. (Nisa 84, Bakara 190) Bu doğru. Bir diğer doğru da Kıtal âyetlerini özetleyen Bakara 190; Nisa 91; Tevbe 36 ve Hac 39’ da emredilen Kıtalin bizimle savaşanlarla savaşı içermekte oluşudur. Üstelik mazlumları korumak için savaşmamız da emredilmektedir.(Nisa 75)

Kıtal emrinde anlayamadığınız nedir? Mütecavizlerle savaşılmayacak mı?

Dünyada ordusu olmayan millet var mı? 20. asır iki dünya harbini yaşamadı mı? Emperyalistlerin Ortadoğu savaşı devam etmiyor mu? Savaşmasaydık mesela kurtuluş harbini nasıl verecektik?

b. Ganimeti amaçlamaksızın meşru savaş sonucuGanimetalmak Kur’ânî ve de adil bir yasadır. Burada anlaşılamayacak bir husus göremiyoruz? Soralım: Savaş açanların sebebiyet verdiği zararları kim karşılayacak? Dünyamızda savaş tazminatı diye bir gerçeklik olduğunu bilmiyor muyuz? Dünya gerçekleri ve Kur’ân’ı anlamdan konuşmak da ne oluyor?

c.Zimmiliğikavramayan bilgi yoksunu insanlar İslâm adına nasıl konuşabiliyorlar anlamak mümkün değildir.Temel haklar ve özgürlüklere sahip olup askerlikten bile muaf olan zimmiler azınlıktır. Azınlıklar dünyamızda varlığını sürdürmüyor mu?

Azınlığın çoğunluğu yönettiği ülke var mı? Örneği bizden verirsek 500 yıldır Rumlar ve Yahudiler aramızda ki varlıklarını sürdürmüyor mu? Hangi batı ülkesi daha medeni bir azınlık sistemini fiilen oluşturulabildi? İş gücümüze muhtaç olmasalar Müslümanları benimseyip içselleştirecek bir batı ülkesi gösterilebilir mi? Mültecilere bakış açıları ortada değil mi? 14 asırlık İslâm tarihinde hangi Müslüman ülkede Ehl-i Kitabofobi oluştu?

d. Tarihselcilerimiz gibi Kur’ân’ı anlamak için okumayan ve kavram çalışması yapmayan donanımsız kişilerin onaylamadıkları geleneğin engelleyici izinde kölelik ve odalık sistemini anlaması mümkün değildir. Mazur görelim ama İslâm Savaş Esirliği Sistemi’nitam bir bağnazlıkla hâlâ kölelik ve odalık sistemi olarak sömürmelerini nasıl mazur görelim. Esir ile köle arasını ayıramayan, “Ma meleket” nedir diyerek ortaya dökülmelerinde cevabımızı dinlemeye bile tahammül edemeyen benzeriniz tiplere nasıl tahammül edelim. Öğretmek istiyoruz da öğrenmeye niyet yok.

Konuyu açıklayan “Kur’ân ve Sünnet Işığında Câriyeler ve Sömürülen Cinsellikleri” isimli 300 sayfalık bir kitap telif ettik, her birinize de sunduk. Sizi davet edip bizzat dinleme inceliğini gösteren kardeşinizi dinlemeye bile tahammül edemediniz. Zerafeti geçtik karşıt fakat doğru fikirlere saygı nerede?

Ali Rıza DEMİRCAN

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.