islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4768
EURO
36,3253
ALTIN
2.957,23
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Abdürreşid İbrahim’i tanır mıyız?

Abdürreşid İbrahim’i tanır mıyız?
Abdullah YILDIZ

Abdürreşid İbrahim (1857-1944) aslen Buharalı Özbek bir aileden olup, Sibirya’da Tobolsk ilinin Tara kasabasında doğmuş; bölgedeki medreselerde yetişmiş ve hocalık yapmıştır. 1880’den başlayarak sık sık (1884, 1885, 1895 yıllarında) İstanbul’a gelmiş ve İstanbul’da bastırdığı Livâü’l-Hamd ve Çolpan (Çoban) Yıldızı isimli kitaplarını Rusya’da dağıtmıştır. 1897’de İstanbul’dan başlayarak üç yıl süren bir seyahate çıkmış; Mısır, Hicaz, Filistin, İtalya, Avusturya, Fransa, Bulgaristan, Sırbistan, Batı Rusya üzerinden Doğu Türkistan’a, oradan da Sibirya üzerinden Tara’ya dönmüştür (1900).

Abdürreşid 1902’de Petersburg’a geçerek orada Mir’ât dergisini, 1904-1905’te de Ülfet ve Tilmîz gazetelerini neşreder; Müslümanlar arasında ittifak kurmanın zaruretini anlatan Bin Üçyüz Senelik Nazra adlı eserini yayımlar. 1906’da Abdürreşid İbrahim ve arkadaşlarının hazırladığı “ittifak nizamnâmesi” bölge Müslümanlarının temsilcileri tarafından oy birliğiyle kabul edilir. Ancak Rus hükümetinin baskıları sonucu Akçuraoğlu Yusuf’la birlikte faaliyetlerini yurtdışına kaydırır ve ikinci büyük seyahatine çıkar. 1907’de Batı Türkistan, Buhara, Semerkant, Yedisu ve civarını içine alan bir yıllık geziden sonra tekrar Tara’ya gelip ailesini alır ve Kazan’a yerleşir. 1908’de buradan hareketle Sibirya, Moğolistan, Mançurya, Japonya, Kore, Çin, Hindistan, Hicaz ve Ortadoğu üzerinden İstanbul’da son bulan ünlü seyahatini tamamlar (1910) ve bu seyahat hâtıralarını Âlem-i İslâm adıyla yayımlar. 

Japonya’da, Şark milletlerinin Rusya, İngiltere ve ABD başta olmak üzere Batılı sömürgecilere karşı birlikte hareket etmelerini ve İslâmiyet’in Japonya’da yayılmasını temin için Asya Kuvve-i Müdafaası Cemiyetini kurar. Seyahati sırasında gördüklerini, Kazan’da oğlunun yayımladığı Beyânü’l-Hak, İstanbul’da Sırât-ı Müstakîm gibi gazete ve dergilere gönderdiği yazılarda anlatır. 

1911’de İtalyanların Trablusgarp’ı işgali üzerine Büyük Sahra’yı aşarak bölgeye ulaşır ve cihad fetvası dağıtarak halkı işgalcilere karşı harekete geçirir. Döndükten sonra vaaz ve konferanslarla anlattığı gözlemleri Sırât-ı Müstakîm’de yayımlanır.

İstanbul’da bulunduğu zamanlarda en sık görüştüğü insanlardan biri Mehmed Âkif Ersoy’dur. Sırât-ı Müstakim mecmuasında Abdürreşid İbrahim’in yazılarını yayımlayan Âkif onun yakın dostlarından olur. Mehmed Akif’in Safahât’ının ikinci kitabını oluşturan uzun “Süleymaniye Kürsüsünde” isimli manzumesinde kürsüde ‘konuşturduğu’ vaiz Abdürreşid İbrahim’dir. Şiirde onun “Âlem-i İslâm” başlığı altında kaleme aldığı seyahatlerini, gözlemlerini kendi lisanıyla anlatırken bir yandan da Müslüman dünyaya yönelik tespit ve tenkitlerini “içerden” biri olarak yapar. Onu söz konusu şiirinde şöyle tanıtır:

– Beni kürsîde görüp, va’zedecek sanmayınız; / Ulemâdan değilim, şeklime aldanmayınız!

Dînin ahkâmını zâten fukahânız söyler, / Anlatırlar size bir müşkiliniz varsa eğer,

Bana siz âlem-i İslâm’ı sorun, söyleyeyim; / Çünkü hiçbir yeri yok gezmediğim, görmediğim,

Şark-ı Aksâ’dan alın, Mağrib-i Aksâ’ya kadar, / Müslüman yurdunu baştan başa kaç devrim var!

Rusların Sarıkamış’ı işgali üzerine bölgeye gelip halkı cihada teşvik eden (1915) Abdürreşid İbrahim, o yıllar İstanbul’da kurulan Rusya Müslüman Türk Kavimlerini Himaye Cemiyeti’ne üye olup Budapeşte, Viyana, Zürih, Berlin ve Sofya’yı ziyaret ederek Rusya’da yaşayan Türklerin dertlerini dile getirir.

Milliyetler Birliği’nin Lozan’da düzenlediği Rusya Mahkûmu Milletler Konferansı’na katılarak Rusya Müslümanlarının dinî, medenî ve kültürel özerkliği için uğraşan, bu sırada Teşkîlât-ı Mahsûsa görevlisi olarak Almanya’daki esir Rusya Müslümanlarıyla konuşarak onlardan halifelik saflarında savaşacak bir birlik kurmaya çalışan Abdürreşid, Berlin’de onlara hitaben Tatarca Cihâd-ı İslâm gazetesini çıkarır.

Almanya’dan tekrar İstanbul’a dönen Abdürreşid İbrahim 1922-1923’de Rusya’da, 1930’da Kahire’de, 1930-1931’de Mekke’de bulunur. 1934’te ailesiyle birlikte Japonya’ya gidip oraya yerleşir ve ölümüne kadar İslâmiyet’in burada yayılması için çalışır. Tokyo’da inşasına öncülük ettiği caminin imamlığını yapar (1937). Japonya’da İslâm dininin resmen tanınmasını sağlar (1939). 17 Ağustos 1944’te Tokyo’da vefat eder (TDV İslam Ansiklopedisi, “Abdürreşid İbrahim” mad.; M. Âkif Ersoy, Safahât). Allah Teâlâ gani gani rahmet eylesin.

2021 Mehmed Âkif Yılı dolayısıyla, Safahât’ı ve “Süleymaniye Kürsüsünde” şiirini konuşurken mutlaka kendisini sıkça anacağımız Abdürreşid İbrahim’in İslâm davasına adanmış ömrüne binlerce selâm olsun.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.