İyi Parti genel başkan yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem sosyal medyada kızlarına yönelik olarak yapılan eleştirilere cevap verirken şöyle dedi:
“LGBT hakları insan haklarıdır. İnsan hakları savunucuları, hukukçular senin haklarını savunduğu kadar onların da haklarını savunur. İnsan olarak sen hangi haklara sahipsen onlar da aynı haklara sahiptir. Yiyorsa sen de git de Lübnan’da üç ay mülteci kamplarında çalış benim kızım gibi.”
https://odatv4.com/kizlarini-hedef-alan-paylasima-oyle-bir-yanit-verdi-ki…-02022156.html
Kızlarının mezun oldukları okullarla ve bildikleri yabancı dillerle iftihar eden sayın Bahadır Erdem, ülkemizde yalnızca mezun oldukları okulları ve bildikleri yabancı dilleri sebebiyle yanılgıya düşülerek aydın olarak kabul edilen pek çok insanımız gibi mühim bir hataya düştü. Eşcinselliğin insan hakkı olduğundan söz etti.
Cevabımızı sona bırakarak bazı bilgiler sunalım?
Eşcinsellik insan doğasına aykırılıktır. Her akıllı insanca bilindiği üzere organlar bilinen amaçlar için yaratılmıştır. Üreme organı ve anüsün görevleri bellidir. Tabiat varlıkları ve olayları ile çatışmanın doğurabileceği olumsuz sonuçları eşcinsellerin doğal dışı hayatında da görebilirsiniz. Eşcinsellik doğuştandır yargısıyla başlayıp sürdürülecek savunmalar aldanma ve aldatma girişimleridir.
Allah’ın insanlar için hayat düzeni olarak koyduğu İslâm’ın Hz. Muhammed’in tebliğ ettiği Kurân’la belirlenen son ve evrensel yasalarına göre eşcinsellik bir haramdır. Dünya ve âhiret cezayı gerektirecek suçtur ve günahtır.
Erkek erkeğe ve kadın kadına şekilleriyle eşcinsellik haramdır, ama eşcinsellik gibi İslam’ın mesela sosyal ve ekonomik kuralları içinde yaşanmasını yasaklayan jakoben laikliği kabul de haramdır.
Allah’ın yasalarını içeren İslâm’ın hayata yön veren ölçülerini anlatmayıp gizlemek de haramdır.
Zulüm, kamu malları ve imkanlarını yağmalama ve yağmalatma da haramdır. Zina da faiz de haramdır.
Eşcinseller günahkâr ve suçlu da jakoben laikler günahsız ve suçsuz mu?
Eşcinseller günahkâr ve suçlu da kamu mallarını ve imkânlarını modern yöntemlerle ve yasalara uydurarak iç edenler günahsız ve suçsuz mu?
Eşcinseller günahkâr ve suçlu da sevgili ve arkadaşlık ayağına yatarak zina ilişkilerine batan zinacılar ve onlara alkış tutan medya patronları ve yöneticileri günahsız ve suçsuz mu?
Eşcinseller günahkâr ve suçlu da Allah’ın en ağır bir dille yasakladığı faizle sömüren ve kendileri zenginleşirken kredi borçlarının faizlerini üretimlerine yükleyerek toplumun fakirlerine ödeten Tüsiad ve Müsiad üyeleri ve bankalaşarak kan rengine bürünen finans kurumları günahsız ve suçsuz mu?
Eşcinseller günahkâr ve suçlu da, jakoben laikliğin, yağmacılığın, eşcinselliğin zinanın ve faizin haramlığını açıklamayan Diyanet ricali ve İlahiyat akademisyenleri günahsız ve suçsuz mu? Eşcinsellerden daha merdud ve azaba yakın değil mi?
Eşcinseller örgütlenir ve eşcinselliklerini yaşar ve savunurken, onlar kadar olsun inandıkları değerlere fiilen bağlılık gösterip savunamayan bizler, hele hele bir de Müslümanların oylarıyla seçilip de İstanbul Sözleşmesi’ni savunanlar yok mu? Hak katında siyasi mevtalara dönüşen bu renksizleri oylarıyla hangi halk seçip diriltecek? Değil onlar, onları listelere koyacaklar da unutulacaktır. Dostuz, hakiki dost, çıkarlarına taparlar gibi yalakalık yapmaz, acı da söyler.
Rabbimizin Tevrat’ta zikredip Kurân’da pekiştirdiği yasasına göre bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir. (Maide, 5/32)
Bu kuraldan hareketle, kendileri için eşcinselliği tercih eden erkekler veya kadınlar bütün insanlığın kendileri gibi olmasını onaylamış bireylerdir. Bir diğer anlatımla üreme kanunu çiğneyerek Kıyamet’ten önce insanlığın sonunu getirmeyi fiilen ve fikren kabullenmiş günahkârlar ve suçlulardır.
Eşcinseller dahil her insanın canı, malı, inancı, aklı, nesli ve ırzı dokunulmazdır, uğruna ölümüne mücadele edilmesi gereken insan haklarındandır. Ama her biri Allah’a isyan ve topluma zulüm olan haramlar, örneğin faiz işlemleri, zina ve eşcinsellik gibi ilahi yasaklar, tıpkı zulüm gibi saygı duyulup savunulacak insan hakkı olamaz.
Ama bu ve benzeri gerçekleri kavramak için Bilkent, Boğaziçi, Koç hatta Oxford ve Stanford mezunu ve birkaç dil bilir olmak yetmez.
Bakara 138 ile işaret buyrulan Allah’ın boyası ile doğal renklere bürünmek gerek:
“ Siz de Allah’ın ortaya koyduğu tabiî renklere boyanın, insan yaratılışına uygun, İslâmî ilkeleri ve değerler dizisini hayata geçirin. Allah’tan başka kim, insan fıtratına uygun en güzel boyayı ve en uygun değerleri ortaya koyabilir. Biz yalnız O’nu ilâh tanıyor, O’na bağlanıyor, saygıyla O’na ibadet ediyoruz. “