Anamuhalefet partisi CHP ile ilgili taciz, tecavüz iddiaları da, bu konuda yargıya intikal eden vakalar da devam ediyor. En son dün, Denizli Milletvekili Teoman Sancar, uygunsuz hatta sapıklık isnad eden suçlamalar sonrası istifa etti. Karşı cenahtaki günlük Sabah gazetesi, “Deniz Baykal’a yapılan kaset komplosuyla koltuğa oturan” CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, CHP Denizli Milletvekili Teoman Sancar’la ilgili 4 dakikalık uygunsuz görüntülerin olduğu kaseti seyrettikten sonra bu milletvekilini istifaya zorladığı yazılmakta. Denizli Milletvekili bunların asılsız olduğunu belirtmekte. Bazı çevrelerdd Sancar’ın Kemalist kanattan olduğu, PKK ittifakından dolayı zaten istifa sürecinde olduğu, bu yöntemle ona karalama yapılarak yollandığı iddia edilmekte.
Gerçek ne olursa olsun çağımızda kaset komploları sona ermelidir. Bunlar insanı zayıflatan, komplo çetelerini, karanlık mahfilleri güçlendiren iftira mekanizmalarıdır. Asla itibar edilmemeli, bunlarda siyasi rant aranmamalıdır. Bunun da üç temel nedeni vardır.
Birinci neden mahremiyettir. Mahremiyet Kurânî bir ilkedir, temel insan hakkıdır. İnsanların evleri, özel yaşantıları, siyasi rakip bile olsa araştırılamaz, kaydedilemez. Gizli kameranın da, güvenlik kamerasının da, cep telefonu kayıt yazılımlarının da, dinleme cihazlarının da kayıtlarını kullanmak, bunlardan çıkar elde etmek suçtur. Cep telefonu, bir izleme ve şantaj cihazı değildir. Güvenlik kamerası sadece soygunlar için kullanılır, bunun dışında kullanımı gelen geçenin, müşterinin, çalışanın mahremiyetinin ihlâlidir. Eşler birbirinden intikam için birbirini kaydedemez. Bunlar insanlık dışı, hatta şeytanî yöntemlerdir. Mahremiyet ihlali AHLAKSIZLIKTIR, bunu desteklemek Allah’ın kurallarına karşı gelmektir, toplumu da çökertir.
İkincisi video montajıdır. Bugün her video, ses kaydı, hem yeniden düzenlenerek, hem belirli kısımları çıkarılarak, hatta eklemeler yapılarak, bağlam dışı, bazen yanlış altyazı konarak hazırlanabilmektedir. Dolayısıyla bütün kasetler, mahremiyet ihlali suçunun yanısıra mutlaka montaj yoluyla saptırmayı da içermektedir. Montaj olduğu açık bir kasete itibar etmek de AHLAKSIZLIKTIR.
Üçüncüsü, deep fake denen günümüz teknolojileriyle yapay zeka ile tamamen asılsız görüntü oluşturma yöntemidir. Bunlar, aslından ayrıd edilmesi çıplak gözle imkansız görüntü ve seslerdir. Bugün herhangi bir devlet başkanı, siyasetçi, fikir adamı, kanaat önderini her tür sözü söylemiş hatta toplumca ahlaksız kabul edilen her tür eylemi yapmış gösterebiliyorsunuz. Ôrneğin Trump bana oy vermeyin sakın diyebiliyor. Bunlar şimdilik uzmanlarca saptanabiliyor, ama bu zaman alabilmekte, o zamana kadar da istenen etki oluşturulmaktadır. Örneğin seçimlerden bir gün önce sosyal medyada bir politikacıyı halka, dine küfrettirmek, ahlaksız eylemde göstermek mümkündür ve mutlaka bunlar ülkemizde de yapılacaktır. Kaynağı belirsiz bu tür deep fake videolara itibar etmek AHLAKSIZLIKTIR.
Kısaca kimden gelirse gelsin, ne amaçla olursa olsun kasetlere, tapelere, videolara işimize geldiği için inanmak, çağımızda kendimizi zayıflatmak, karanlık mahfilleri güçlendirmektir. Asla bunlara başvurulmamalı, rüşvet gibi, casusluk gibi yasadışı, ülke aleyhinde bir yönü varsa bunlar, rant elde edilmeden yargıya iletilmeli, orada uzmanlarca ülkeyi tehdit edip etmediği incelenmelidir.
Yoksa siyaset kasetlerle yönetilir. Ayrıcasonuçları da olumsuzdur. İtibar edilerek CHP’nin yıpratılmaya çalışıldığı FETÖ yapımı Baykal kasedi, bugün Baykal’ı aratan bu anamuhalefeti ortaya çıkarmıştır. Kime karşı olursa olsun kasetler, tapeler, DAİMA baştan reddedilirse bu kulvardaki çirkin taktikler gündemimizden çıkar.