“Hiçbir anne baba evladına iyi bir eğitimden ve ahlaktan daha değerli bir miras bırakamaz.”
“Hiçbir anne baba evladına iyi bir eğitimden ve ahlaktan daha değerli bir miras bırakamaz.”
Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI
Her ebeveyn sahip olduğu maddi ve manevi imkânları evladına sunar. Hatta birçok ebeveyn “Bizim tek arzumuz ve çabamız onun mutlu olmasıdır.“ diyerek sahip olduğu imkânları zorlayarak çocuğuna daha fazlasını sunmaya çalışır. Ancak bu fedakârlıklar yapılırken çocuk, farkında olunmadan doyumsuz bir birey haline getirilebilir. Her isteği yerine getirilen evlat, yerine getirilen isteklerine karşılık mutlu olmasının yeterli olduğunu ve ailesinin görevinin onu mutlu etmek olduğunu düşünmeye başlayabilir. Bu duygu ve düşünce de onu kanaatsiz bir birey haline getirebilir. Oysaki onlara sunulan bu imkanlar şükür duygusu ve teşekkür bilinciyle birlikte verilebilirse çocuklar sahip olduklarının farkında, pozitif düşünebilen ve paylaşımı yüksek bireyler olarak yetişebilirler.
Şükür duygusu verebilme
Şükür duygusu ve teşekkür etme alışkanlığı, çocuğa hediye verildiği zaman “Evladım teşekkür etsene” diyerek verilebilecek değil, tüm hayatın içerisine dahil edilerek verilebilecek bir kazanımdır. Çocuklara, sahip olunan nimetlerin zaten olması gereken şeyler olmadığı bunların bir yaratıcısı ve aracısı olduğu mutlaka anlatılmalı ve hissettirilmelidir. Yapılan konuşmalarda, sahip olunmayan nimetlerden çok sahip olunanlara vurgu yapılarak farkındalık sağlanmalıdır.
Örneğin aile sohbetlerinde çocuklara gününün nasıl geçtiği sorulup verdiği olumlu cevaplar sonrası sahip olduğu güzelliklere şükretmesi hatırlatılmalıdır. Olumsuz cevaplarında ise nimetleri ve fırsatları değerlendirme konusunda hatalarının olup olmadığı düşündürülüp, verilen nimetlerin ise her zaman kendi gayretlerimiz ile elde edilemeyeceği anlatılmalıdır. Yaşanılan ne olursa olsun isyana ve umutsuzluğa teşvik edici cümleler kurulmamalı, her şartta şükür edilecek nimetler anılmalıdır.
Kazandırmaya çalıştığımız her değeri öncelikle kendi hayatımızda uygulamamız ise çocuklara örnek olmamız açısından çok önemlidir. Birbirlerine teşekkür etmeyen ve elindekinin kıymetini bilmeyen şükürsüz ebeveynlerin, şükrü içselleştirmiş bireyler yetiştirebilmesi elbette ki zordur. Ailece oturulan sofrada yemeğe nimetleri bizler için yaratan Allah‘a şükrederek başlamak, yiyecekleri bizler için pişiren anneye “Eline sağlık” demek, çöpümüzü kapımızdan alarak hayatımızı kolaylaştıran görevliye ve her fırsatta çocuğun kendisine de teşekkür etmek, teşekkür bilincini yerleştirmek için güzel fırsat ve imkânlardır.