islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4768
EURO
36,3253
ALTIN
2.957,23
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Önyargı ve İnsan üzerine

Önyargı ve İnsan üzerine
17 Nisan 2021 11:53
A+
A-

Dünyada hiçbir kimse yoktur ki, önyargısız olmasın. İnsanlar, yaşamları boyunca içinde bulunduğu tabiatı tanıma değerlendirme ve alt etme mücadelesi verdiler. Gördükleri bazı şeylere güzel, bazılarına ise kötü dediler. Neye göre iyi, neye göre kötü olduğu kararını; bazen, o şeyin verdiği faydaya, bazen estetiğine göre vermiştir. Önyargının kökleri tercihlerimiz üzerinden atılmıştır ve yüzeyseldir. Yüzeysellik, anlam ve olgu derinliğine varmadan kısa yoldan karar almanın bir sonucu/sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sadık USLU

Örneğin; bir kelebek, her zaman güzel olmuştur. Bir tırtıl ise sürekli itici, olumsuz tarafta kalmıştır. İnsanın, bedeni ve zihni ergonomisi böyle maalesef. İnsan, yaratıldığından bu yana yeryüzündeki canlıların çoğuyla etkileşim içerisinde olmuştur. Bu etkileşim süreci, insana diğer canlı türlerle simbiyotik deneyim, mesafeli yaşama ya da reddetme eğilimi kazandırmıştır. Dolayısıyla; insanın, kısa yoldan karar verme kabiliyeti doğru yönetilemediğinde önyargının çarpanı haline gelecektir. Öyleyse; kötü olarak algılanan tırtıl, evre değiştirip kelebeğe dönüştüğünde geçmişi unutacak mıyız?

İnsanlığın şekilciliğe verdiği değer, bu örnekle daha net bir şekilde göze çarpmıştır. Şâşâ, kaliteyi gölgede mi bırakıyor? İyilik ve kötülüğün neden ya da nereden kaynaklandığı gerçeğinin çoğu zaman önemsenmediğini görüyor, yaşıyoruz. Koskoca hayatlar bu düsturla akıyor.

Kendi fıtratında iyi olan bir karasinekle, kötü roldeki bir uğurböceği arasındaki tercih, muhtemelen uğur böceği üzerinde taktir görecektir. Bu çizgi anime bakış ile verdiğimiz örnekleme konunun anlaşılmasını güçlendirme amacını güttüğünden hayal dünyamızdan destek almamız açısından önemlidir. Tabii ki bu gibi yaklaşımlar, hikaye, roman, çizgi film ve animasyon yazarları tarafından da kullanmıştır. “Çirkin Ördek Yavrusu” isimli hikayede aynı önyargı çok belirgin biçimde işlenmiştir. Keza; “Notr Dame’in Kamburu” romanında önyargı tavan yapmış, çirkin ve güzel, cehalet ve bilgelik gibi karşıtlıklarla insanlığın iç dünyasında yaşadığı uçurum anlatılmıştır. Öncelikle; görünümün önyargı üzerinde birinci derecede etkili olduğunu görüyoruz.

İnsan da diğer birçok canlı gibi seçici bir yapıdadır. Bu seçicilik, onun gerçekten değerli olduğunun da ifadesi gibidir. Elbette insan değerlidir. Çünkü; insan, her zaman en iyisini ister. Ancak; ona ulaşıp ulaşamaması, çabasına ve diğer fonksiyonlarına bağlıdır. İstemek kadar, istediğine ulaşma motivasyonu da ayrı hüner gerektirir. Burada insanın kendi potansiyelini zorlaması ve becerisini ortaya koyma ihtiyacı doğmaktadır. Zaten mutluluk denilen şeye ulaşmak, satır aralarındaki bu gibi sırların keşfi ile mümkündür. İnsanın doğuştan sahip olduğu değeri, azami düzeyde koruyabilmesi kendini mutlu hissetme haliyle ilgilidir. Kendisiyle barışık, özgüveninin devamında yapıcı oluşu ve paylaşımcı davranışları da insanı yüceltir.

Pekala; mutlak mutluluk var mıdır? Böyle bir sorunun cevabının kişisel olduğunu söylemek mümkündür ancak. Bu sorunun cevabını verecek insanın, nasıl yaşadığı, neler gördüğü, inançları, korkuları, hevesleri, kendine bakışı vs önemlidir. Ayrıca; insanın arzularının, yaşama sebebine göre şekilleneceğini söyleyebiliriz.  Bu başlıkları detaylandırarak birbirine benzer cevaplar bulabiliriz. Tıpkı parmak izleri gibidir, insanların yaklaşımları… Cevaplar, birbirine benzer olsa da; içlerinde yaşattıkları duygular farklıdır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.