Bugün Beylerbeyi Sarayı’nın da bulunduğu semt aslında iki ana kısımdan oluşmaktadır. Bunlar “Beylerbeyi” ve “İstavroz” dur.
Mimar Zeynep Aybüke Tiryaki
Bugün Beylerbeyi Sarayı’nın da bulunduğu semt aslında iki ana kısımdan oluşmaktadır. Bunlar “Beylerbeyi” ve “İstavroz” dur. İstavroz kısmı İmparator Constantiaus yıllarında yaptırdığı kilisenin kubbesi üzerine koyduğu Haç’tan dolayı bu isimle anılmaktadır. Beylerbeyi kısmının ismini alması ise Sultan III. Murat devri Beylerbeyi Doğancı Mehmet Paşa’nın yalısının bu bölgede olmasından kaynaklanmaktadır.
Beylerbeyi Sarayı adı ile bilinen ilk saray yapısı Sultan II. Mahmut tarafından Mehmet Said Efendi yönetiminde ahşap malzeme ile 1826 yılında yapımına başlanan sahil sarayıdır. Bu yapının mimarı Balyan ailesinden Krikor Amira Balyan’dır. Ahşap sahil sarayın yapımı 1832 yılında tamamlanmıştır. Saray; Mâbeyn, Zülvecheyn ve Harem dairelerinden oluşmaktaydı. Serdâb Kasrı, Sarı Kösk, Şevkâbâd, Küçük Yalı, Büyük Yalı gibi 24 kasırın yanında hamamlar, mutfaklar, ahırlar sarayın tamamlayıcı yapıları olarak inşaa edilmişti. Sultan Abdülmecid, saltanatı yıllarında babası Sultan II. Mahmut’un inşa ettirdiği Beylerbeyi Sarayı’nda ikamet etmiştir. Özellikle bahar ve yaz aylarında sayfiye sarayı olarak kullandığı sarayda onarımlar yaptırmıştır. 1851 yılında Beylerbeyi Sarayı’nda bir yangın çıkmış ve sonrasında padişah tarafından terk edilmiştir.
Saray 30 sene kadar ayakta kaldıktan sonra yangın tehlikesinden korkan Sultan Abdülaziz tarafından, yerine kâgir bir saray yaptırılmak üzere yıktırılmıştır. Sultan Abdülaziz, Mimar Sarkis Balyan’a, yapımı 1861’den 1865 yılına kadar süren ve bugün ayakta olan Beylerbeyi Sarayı’nı yaptırmıştır.
Beylerbeyi Sarayı geniş tutulan bir bahçenin içerisinde kompleks olarak ele alınmıştır. Bu kompleksin içinde ana binadan başka Mermer Köşk, Sarı Köşk, Ahır Köşk ve Sahil Köşkleri bulunmaktadır. Bu yapılardan Sarı Köşk ve Mermer Köşk II. Mahmut döneminden kalma yapılardır.
Beylerbeyi Sarayı’nda Türk Evi Plan Tipi uygulanmıştır. Denize ve karaya bakan kısımları orta kesimlerinden ileriye taşırılmıştır. Yapının çatı kısmı dışarıdan korkuluklarla kapatılmıştır. Bodrum katı ile beraber 3 katlıdır. Birinci katta tamamen mermer malzeme ikinci katta ise mermer benzeri taş malzeme kullanılmıştır. Katlar birbirinden kırıklı ve belirgin bir silme ile ayrılmıştır. Cephede kullanılan pencereler yuvarlak ve dikdörtgen formdadır.
Yapı içerde güneyde Harem ve kuzeyde Mabeyn olmak üzere iki ana bölümden oluşur. Toplamda 6 salon, 24 oda, 1 hamam ve 1 banyo ve 3 tane girişi bulunur. Bu girişler Harem, Selamlık ve Koltuk kapılarıdır. Sarayın iki katının planı da ortadaki büyük bir salonun çevresindeki odalardan oluşmaktadır. Zemin katta suyu denizden alınan ve üzeri camekân ile örtülü bir havuz bulunmaktadır.
Beylerbeyi Sarayı, dış cephe düzenlemesi açısından Barok, Rönesans üslupları ile oryantalist akımın etkisinde ele alınan Eklektik Üsluplu bir yapıdır. Yazlık saray olarak yapıldığından genelde yazlık ve misafir ağırlama amaçları ile kullanılmıştır. İç mekânlarında uygulanan plan Türk Evi Planı’dır. Dekorasyonu ise dönemin diğer saraylarında görülen Batılı anlayıştadır. Yapının bahçe düzenlemesi setler halinde ele alınmıştır.
Günün Terimi:
Kagir: Kâgir terimi, Farsça kökenli bir kelime olup; “taş ve tuğladan yapılmış olan” anlamında gelmektedir. Bu terim; halk arasında genellikle yığma yapılar için kullanılmaktadır.
Kâgir yapı; taşıyıcı elemanları taş, tuğla veya beton duvarlardan oluşan yapılardır. Bu taşıyıcı duvarlar; yapıya etki eden bütün yükleri karşılarlar. Bu duvarların temelden çatıya kadar aynı düzlemde inşa edilmelidirler.
Merhaba,
Minyatür sanatı ile uğraşmaktayım yeni projemde beylerbeyi sarayını işlemeyi planlıyorum. Yazınız çok bilgilendirici oldu benim için teşekkürler emeğinize sağlık.
Mümkünse sizden bir ricam olacak haberimizdeki görselleri çözünürlüğü yüksek olarak benimle paylaşırsanız size minnettar kalacağım saygılarımla.
İyi çalışmalar, sağlıkla kalın