Ali Rıza Demircan
haberin özeti şu:
“Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde sahte içkiden 1 kişi daha hayatını kaybetti. Böylece sahte içkiden ölenlerin sayısı 9’a yükseldi. Daha önce eşi Nurcihan Engin zehirlenme sonucu hayatını kaybeden Levent Engin de bugün yaşamını yitirdi.”
Aradan birkaç ay geçmiyor ki bu tür haberlerle irkilmeyelim. Geçen yıl böyle bir haber sonrasında Alkollü İçkilerin Bütün Üreticileri ve Satıcıları Suçlu ve Günahkârdır başlıklı makalemizle bu yaraya neşter vurmuştuk. Aynı sebepler aynı sonuçları veriyor. Biz de konuya yeniden eğilme gereğini duyuyoruz.
Sahte rakı üretimi ve sebep olduğu ölümler son günlerin ana konularından biri. Bu konu daha önceleri de sık sık gündeme geliyordu. Bu gidişle çok daha geleceğini de söyleyebiliriz. Rakının merdiven altı üretimi olan sahtesi, öldürücü olduğu gibi fabrikalarda üretileni de bir süreç içinde öldürücü. Ama gel gör ki hakikisi! Öldürücü değil de yaşatıcıymış gibi haberler yapılıyor.
Oysaki sahtesi, içenleri zehirleyerek öldürürken hakikisi, içenleri yanı sıra trafik kazaları ve cinayetler yoluyla masum insanları da öldürüyor.
Yaratanımızın koyduğu ölçülerle ayarlanmayan laik/seküler devlet aklı rakıyı ve diğer içki türlerini resmen ürettirerek, sattırarak ve içilmesini onaylayıp teşvik ederek güvenliğini, huzurunu ve sağlığını korumakla yükümlü olduğu vatandaşına kıyıyor. Kişisel kazancı için toplum sağlığı ve düzenini çiğneyen bir kısım muhteris yatırımcılar da bu alanda şer üretmede devleti izliyor.
Bizim ana amacımız insan doğasıyla örtüşen İslâm’ı öğretip öğreterek insanımıza ve Hakka yönelmesini amaçladığımız milletimize /devletimize faydalı olmak olduğu için içki haramına bir daha değinmek istiyoruz.
Maddeci temeller üzerinde kurulu eğitim sistemi ile insanımızı çürütüyoruz. Borca dayalı para sistemi ve faize dayalı ekonomi ile yoksul olan insanımızı daha da fakirleştiriyoruz. İnsan doğasıyla çatışan hukuk düzenimizle de hukuki ve sosyal adaleti çökertiyoruz.
Allah’ın emirleri ve yasaklarına aykırı gittiğimiz hangi alanlarda huzur, istikrar ve mutluluk sağlayabildik. Rabbimizin akıcı ve katı alkollü içkiler yasağını çiğnemenin de belalarını yaşıyoruz. Alkollü içkilerin sağlığımızla ilgili zararlarını bilmeyenimiz var mı?
Biz şikâyetçi olduğumuz kadın cinayetlerine dikkatleri çekelim. Öldürülen kadınların pek çoğu sevgilileri tarafından veya ayrılmak istedikleri eşleri tarafından öldürülüyor. Yani bu cinayetlerin başta gelen ana sebepleri iki büyük haram olan zina ve alkollü içkilerdir.
Rabbimiz bizlere merhametli olduğu için merhametini yansıtan emirlerinde şöyle buyurur:
“Siz ey imana ermiş olanlar! Sarhoşluk veren şeyler, şans oyunları, putperestçe uygulamalar ve gelecek hakkında kehanette bulunmak, Şeytan işi iğrenç kötülüklerden başka bir şey değillerdir: O halde onlardan kaçının ki mutluluğa eresiniz!
Şeytan, sarhoşluk veici şeyler ve şans oyunları ile sadece aranıza düşmanlık ve nefret sokmaya ve sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymaya çalışır. O halde, artık vazgeçmeyecek misiniz? (Maide 90,91)
Yeri gelmişken alkollü içkilerle ilgili lüzumlu bazı bilgileri hatırlatmak isteriz.
A – Dinimizin haram kıldığı Hamr/içki, mayi veya katı sarhoşluk veren bütün içkilerdir. Bu hususu Peygamberimiz şöyle açıklamaktadır:
« Her sarhoşluk veren içki Hamr’dır ve her sarhoşluk verici içki haramdır…»
B – Alkollü içkilerin yalnız sarhoşluk verecek kadarı değil, azı da haramdır. Peygamberimiz şöyle buyururlar:
«Çoğu sarhoşluk verenin, azı da haramdır.»
C – Tedavide kullanılmak üzere alkollü içkileri üretmek ve tedavi gayesi ile içki içmek de haramdır. Sevgili Peygamberimiz: “Allah sizin şifanızı, size haram kıldığı maddelerde yaratmamıştır, ” buyurmuşlardır.
D- Devlet meşru görse de alkollü içkilerin üretimi, alımı ve satımı da haramdır,
Peygamberimiz: «İçimini haram kılan Allah, alım-satımını da haram kılmıştır.” Buyurmuşlardır.
Burada bilvesile ifade edelim: Ülkemizde laik eğitim, faiz, içki, kumar, zina ve eşcinsellik gibi ana haramların arkasında devlet vardır. Ama laik bir devlette, yöneticilerin aldığı kararlar, yaptıkları uygulamalar ve çıkardıkları yasalar Allah’ın ve Peygamberinin haram kıldıklarını helal kılamaz. Bizi de bağlamaz. Peygamberimiz «Allah’a isyan hususunda insanlara itaat yoktur.» buyurmuşlardır.
Allah, Onun yasaları ve Cennet-Cehennem yokmuş gibi yaşayanlar yalnız dünya hayatlarına değil ahiretlerine de yazık etmiş olurlar. Yüce Allah’ımız denemeye uğrattığı insanlara günah işleme özgürlüğünü verdiği için bizim görevimiz yalnızca tebliğde bulunmaktadır. Biz görevimizi yapmaya çalışıyoruz. İnanıp inanmamak, yaşayıp yaşamamak hulasa Cenneti veya Cehennemi tercih etmek insana verilmiş tercih hakkıdır.
İslâm Dini’ne inanan insanlar olarak diğer bütün haramlar gibi alkollü içkilerin sahte olanına da olmayanına savaş ilan etmeliyiz. İman da akıl da bunu gerektirir. İçki içmemeli, içki içilen yerlerde oturmamalı, satışını yapan kurumlarla da ilişkilerimizi kesmeliyiz. İyice bilmeliyiz ki, içki içen insanlar, sosyal konumları ve tarihî şahsiyetleri ne olursa olsun, günahkâr insanlardır. Onları asla izlememeli ve dinlememeliyiz.