islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5361
EURO
36,1688
ALTIN
2.964,33
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

KUR’AN, TEVHİD’İN DAMGASIDIR

KUR’AN, TEVHİD’İN DAMGASIDIR
25 Temmuz 2021 08:55
A+
A-

İlhan ORAL

“İnsanların çoğu hakikatleri anlamazlar.” Kur’an’ı Kerîm’de bu beyan çok yerde geçer.  İnsanlar, inanan inanmayan, aklını kullanan kullanmayan kategorisinde yerlerine yerleşirler.

Kur’an tevhid Kitabı’dır. Bugün ki müslümanların tamamına yakını bu gerçeğe ilgi duymadıkları görülmektedir. Bu önemli hikmet düzeyinde hakikati anlamaktan kaçınıyorlar ve hakikatine yaklaşma hususunda yetersiz, yeteneksiz ve isteksiz görünüm sergiliyorlar. Bilginin, birliğin, dirliğin, hamlenin ve tevhid şuurunun önünü tıkıyorlar.  Bu sebepten dolayı da bu kadar ciddi hakikate bigâne kalıyorlar. Bunların düşünürü, yazarı, eğitimcileri, din hizmetlileri hemen hepsi hayali ve izafi bir İslam imajı ortaya koyma havasına giriyor. İtikadî alanda çöküş yaşayan toplum adına, kalkıp tutarsız ve yanlış telkinlerin önüne geçmeyi düşünmüyorlar. Cesaretle ve fedakârlıkla bir irade ortaya koymayı akıllarına bile getirmekten çekiniyorlar. Buna rağmen hemen hemen birçoğu Kur’an hakkında konuşmaktan geri kalmıyor doludizgin devam ediyor.

Bu ve benzeri konularda her hangi bir meselenin çözümü hakkında yardım istense hemen “çalıştaylara” başvururlar. Birçok masraf yaparlar ve bir sürü israfa dalarlar. Ziyafetlere katılırlar, oradan buradan toplayıp sundukları bilgi kırıntıları yazılı dosyalarını da alıp giderler. Fakat bu çalıştay hastaları, her alanda bitmeyen hazine Kerîm Kitap Kur’an’a müracaat etmeyi akıllarından bile geçirmezler. Ve insanlık âleminin en yüce şahsiyeti Hazreti Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine müracaat etmekten özenle sıvışır giderler. Kur’an’sız ve sünnetsiz çare üretmeye kalkışan bu zevat, ne Allah Teâlâ’nın hakkına, ne Kur’an’ı Kerîm’in hikmetine ve ne de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e gereken itinayı göstermiyorlar.

…Şüphesiz Allah, emrini tamamlar. Allah her şey için kader; ölçü ve muayyen bir zaman tayin etmiştir. (Talak:65/3) Kim ne yaparsa yapsın Allah Teâlâ’nın hesabı, bütün hesapların üstündedir. Allah her şey için kader; ölçü ve muayyen bir zaman tayin etmiştir. En başta Allah Teâlâ din dediği sistemini de koyduğu ölçü ve ilkeler ile göndermiştir. Allah Teâlâ, bunu ölçü, kıvam, hikmetler ve ilkeler sistemi olarak gönderdiği gibi kullarına da müthiş bir uyarıda bulunmuştur; Allah’ın dininin gayrısını mı arıyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa hepsi ister istemez ona teslim olmuş çevrilip ona götürülüyorlar. (Ali imran;3/83)

Bu ayetin bir sonraki ayette de; Kim İslam’dan başka bir din ararsa, o istediği din asla kendisinden kabul olunmaz ve ahirette de o, ebedî zarar edenlerden olur. (Âli İmran:3/85) Bu ilâhî beyanlar ile insan, oturup başını iki eli arasına alıp biraz düşünebilse; “dedelerim varmış, hepsi alınıp götürülmüşler, dedem götürülmüş, babam da götürüldü. Ben de onların peşinden yola devam eden yolcuyum. Bunlar gösteriyor ki, kâinat bir kudretin elinde bir sistem olarak çalışıyor. Yaratılışından itibaren yirmi dört saatlik bir günün dakikaları, saatleri ve vakitleri, senenin ayları, gezegenlerin yörüngeleri daha nice sistem değişmeden devam ediyor. Rabbim bana da değişmez bir sistemin Kitabı Kur’an’ı, kılavuz olarak vermiş, ben Ona uyarken niçin, geleceği meçhul, görüşü merdût olanların kışkırtmasına aldanayım?” deyip düşünmüyor.

Böyle düşünüp evrensel mantık kuralları çerçevesinde karar verebilen insan, körü körüne ona buna aldanan değil, net akıl bağımsız bir irade ile fitnecilere uymayan değerdir. Allah vardır, kâinatı yaratan ve yöneten Odur. Göklerin, yerin ve içindekilerin mülkiyeti yalnızca Ona aittir. Yüz üç kitap ve son Kitap Kur’an, insanlara verilip tevhidi anlatan kitaplar olarak hepsi Onundur. Arı’ya balı, küçücük bir böceğe ipeği yaptıran yalnız Odur. Suda ki nice hakikatleri yerleştirip hayat kaynağı yapan ve kar tanelerinin her birine ayrı desen koyup yere indiren de Odur. Onun Kitabını anlamadan beyanda bulunanların hepsi düşük akla sahip olan yetersizlerdir. “Keşke bilselerdi!” Keşke müslüman okumuşlar tevhid sistemine bağlansalardı!

Tevhid, mutlak ve ebedî huzurun damgasıdır! Ölümü öldüremeyen düşünmelidir!

Toprakta çürüyenin, ölümsüze başkaldırması tuhaftır!  

Esselamu aleykum

ETİKETLER: Tevhid
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.