Bir şeyin sürekli tekrar edilmesi, kitlelere kabul ettirme propagandalarından en etkili olanlarından biridir. Konunun anlaşılması için örneklendirelim. Varsayalım ki memleketinize gideceksiniz. Bunun için bir otobüs bileti alıyorsunuz. Aynı memlekete gidecek olan 19 kişi de aynı otobüste, aynı koltuk numarası olan koltuğu satın alıyor.
Bir koltuğun 20 kişiye satılması, bileti alanların hepsinin gelmesine kadar hiç bir sorun yoktur. Ne zaman ki birden fazla kişi yolculuk yapmak için koltuk bileti ile gelirse, o zaman kavga başlayacaktır. Çünkü koltuk tek kişiliktir. Ama bu koltuk gelmez diye 20 kişiye satılmıştır. Çünkü bütün algı bunun üzerine kurulmuştur.
Böyle bir firmanın bir koltuğu 20 kişiye satması ile yaptığı açıkça dolandırıcılıktır, suçtur.
Mevcut finans sisteminin bankacılık işletme biçimi de bundan pek farklı değildir. Her iki durumda da bir olan şeyi 20 katına kadar var sayarak, olmayan bir şeyi banka satmaktadır. Banka sistemi bunu aleni açıktan kanunların önünde yapar. Bu çok doğal mış gibi anlatılır. İşte tam bir narkoz…
Bankalar olmayan şeyi para diye satıyor
İnsanlarımız zannediyor ki, bankalar parayı ancak mevduat toplayarak kredi verebiliyorlar. Oysa gerçek böyle değildir. Bankaların kasasında hiç para olmasada çok rahatlıkla kredi satabiliyorlar. Peki olmayan bir şeyi nasıl verebilirler? Uyguladıkları Kısmi Rezerv sistemi, Ters Kısmi Rezerv sistemi ve kredi talebi üzerinden mevduat yaratma şeklinde, bankalar sınırsızca kredi verebiliyorlar.
Finans sisteminin yapısı olarak para yaratma yetkisi bankalara verilmiş. Reel piyasayı, diledikleri gibi kontrol edebiliyor, dilediği sektöre kredi veriyor, dilemediğine vermiyor.
Bankalar; Kısmi Rezerv sistemi ile bankaya yatırılan halkın mevduatının Merkez Bankasınca belirlenmiş karşılık oranını (değişken olabiliyor %10 olarak alıyoruz) ayırarak, aynı parayı tekrar tekrar kredi verirler. Her kredi verdiğinde mevduat oluşturur, her kredi ile teminatlar alır. Bu olmayan şeyi sattığında, reel teminatlarla verdiği sanal kredinin karşılığını teminat olarak alır.
Oysa verilen gerçekte kredi yoktur. Ama teminatlar gerçektir. Ekonomi kaçınılmaz olarak ödeme zorluğu çekecektir, farklı ödeme araçlarına insanlar yönelecektir, çekler ayrıca ödeme aracı olarak kullanılacak. Ama sonuçta olacak olan şey, olmayan bir şeyin piyasada bankanın var kabul etmesi ile teminatlarla verilmiş kredilerin ödenemeyişi ve hacizle insanların mallarına el konulmasıdır.
Kurulu Borca Dayalı Para Kredi Sisteminin amacıda budur. İşleyiş biçimi, milletin ve devletin aleyhinedir. Eğer olmayan bir şeyi verip(sanal kredi) olan bir şey alınıyorsa bankalar tarafından(teminatlar) burada bu açıkça dolandırıcılık olmuyor mu?
Büyük oyunu görmek için başka bir açıdan bakalım;
Banka borç para verdiğinde, parayı alana bir mevduat hesabı açıyor. Onaylanmış kredisi o mevduata yatırılıyor. Banka, borç alanın mevduatında olan bu para ile, aynı zamanda bu adam bana bu kadar mevduat yatırdı diyor.
Her mevduat verilebilir bir kredi olduğu için;
1. Borcu veren banka
2.Borç verdiğinde kişinin mevduatını oluşturan banka
3. Borçla oluşan mevduatı yine borç olarak verebilen banka. Bunlar para yaratmak için kredi talebi ile oluşan bir süreç olup, banka böylece olmayan şeyi sadece talep edilmesi ile bankacılık kapalı bileşik sistemi içinde uyguluyor. Bunu anlamak için verilen kredi miktarının reel paranın 16 katına yakın verildiğine bakmamız yeter. Bugün itibari ile 2 Trilyon 390 milyar kredi verildi. Oysa toplam para miktarı 146 milyar 700 milyon Türk Lirasıdır.
Banka krediyi verdiği an parayı yarattığına bir örnek daha verelim;
Mehmet bey bankaya gitti. Kredi anlaşmasını imzaladı. Banka teminatları aldıktan sonra Mehmet beye 1.000.000 TL kredi açtı. Açtığı krediyi mevduat olarak Mehmet beyin mevduat hesabını göstere bir banka cüzdanı kendisine verdi. Banka, Merkez Bankasına da; bu mevduatı açan Mehmet Bey bize 1.000.000 TL yatırdı. Diyor. % 10 olan 100.000TL de zorunlu karşılık olarak banka Merkez Bankasına yatırdı.
Bankanın bilançosunda durum nasıl görünüyor diye baktığımızda; aktiflerin 1.000.000 TL arttığını görüyoruz. Banka Mehmet beyin mevduat yatırdığını gösteriyor. Pasifleri de 1.000.000 TL artıyor. Çünkü banka Mehmet’e kredi verdi. Böylece mevduatı borç vererek banka oluşturdu.
Bankalar, çek ve proje gibi değerler için de kredi verebiliyor. Teminatlar bankanın kredi kaldıraçları olarak kullanılıyor ancak teminat almadan da banka yukarda ifade ettiğimiz gibi kredi verebiliyor.
Özetle banka, Borca Dayalı Sistemini sürdürmek için kasasında para olmasına gerek yoktur. Muhasebe sisteminin yapısı ve işleyiş biçimi ile kayıt yöntemi ile banka havadan parayı rahatlıkla yaratabiliyor.
Toparlarsak; Borca Dayalı Para Sistemini Merkez Bankası Başlatıyor. Parayı yaratıyor ve satıyor, bankalarda bu sanal kayıtlarla parayı çoğaltıyor. Bu tezgah tamamen faiz elde etmek üzere kurgulanmış bir para kredi sistemi olup, bankalar halkı borçlandırıyor, iş adamını borçlandırıyor, devleti borçlandırıyor.
Devletin içinde ayrı bir devlet haline gelmiş bankaların sadece bayrakları ve istiklal marşları yok. Ya sömürülmeye devam edeceksiniz yada para kredi sistemini değiştireceksiniz.
Selam ve dua ile…
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi