Bizim üzerimize oynanan ekonomik kriz programının maşası kimin elindeyse bizim doğrudan ve direk muhatabımız olmalıdır.
Canımızın yandığı kadar canı yanmalı, bizim ekonomimizin ve insanlarımızın gördüğü hasar kadar da insanları hasar almalıdır. Yavuz dedemizin “ La Erhame Beynel Mülk” Eşitler arasında Merhamet yoktur düşüncesiyle, bize iyi rüya gören, görmeyen, yardım eden, etmeyen devlet ya da millet topluluklarını ve dünyayı idare ettiğini zanneden kurumları diskalifiye etmemiz lazımdır.
Biz bu ekonomik krizden aslında kıtalar arası ve milletler arası kriz değil “keriz silkeleme” operasyonundan başka bir şey olmayan suni döviz “aslında Döv-Ez” fahiş artışlarıyla varlık hırsızlığı yapan oryantalizmin kravatlı eşkiyasına karşı hamlelerimizi oluşturmalıyız.
NEDİR BUNLAR? Döviz, Faiz ve Borsa;
Devletin elinde 3,5 milyon dönüm tarım arazileri vardır, ehil ellerle yönetilecek bir kooperasyonla “Hasat Ortaklığı” senetleriyle halkımız ve küçük birimler tasarrufa yönlendirilir. Metre kare konut sertifikaları üretilir, tasarruf özendirilir.
Tasarrufsuz iktisat olmaz, olamaz. Faiz sistemleriyle de helal ticaret olmaz. Et’e helal sertifikaları arayacağımıza, ticaret ve daha önemlisi siyasetimize helal sertifika arayalım.
Kalite; sosyal yaşamımızın olmazsa olmaz bir unsurudur. Eğitimde kalite, sağlıkta kalite, siyasette kalite bizi bölgenin merkezi yapmaya yeterli olacaktır.
3.BORSA’mız eskinin Galata Bankerleri mantığı ile çalışmalıdır. Spam denilen dangalaklıktan vazgeçilmeli, kaynak doğrudan gelmeli ve ölçüler ve kurallar dahilinde çıkabilmelidir. Kriminal kişiler ve kumar düşkünleri bu iş ve işlemlerden uzak tutulmalıdır. Soyu bozuk adamlarla, soysuz işler yapılır.
VERGİ SİSTEMİMİZ; 1935 Fransızların sömürgelerine yaptığı; ticareti ve büyüyecek firmaları kontrol altında tutabilmeyi amaçlayan bir “Avare Kasnaklı Sanayici küçük sanayicidir, elektrik parasını ve gelir vergisini alt dilimden öder” mantıkla adeta siz büyümeyin hep küçük kalın demektedir. Büyütülecek olanlar yandaşlar ve paydaşlardır. (Gerçi şimdi de öyledir.) Değiştirilmelidir.
Acil ve süratle; İbn-i Haldun’un da önerdiği az vergili, çok bereketli üretim, mal ve paranın artarak devlet hakimiyetinin devamlı ve istikrarlı olacağı sisteme geçilmelidir.
%10 Gelir Vergisi tüm masrafların matrahtan düşüldüğü model.
%2 KDV malın her hareketinde mahsupsuz. Bu model bütçemizi büyütür, kayıt dışını gönüllü kayıt içerisine aldırır, bürokrasiyi ve mevzuatı azaltır. Şelale sistemidir, akan ve hızlanan ticaret, akan su gibi temiz olur.
Bu fırsatlara daha devam edeceğiz.
Bize bunları yaşatanlara bedelini ödeteceğiz.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi