islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4780
EURO
36,4367
ALTIN
2.954,01
BIST
9.294,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

Devlet-i A.Ş

Devlet-i A.Ş
19 Temmuz 2018 12:33
A+
A-

Resmi olarak yeni sistemin başlaması ile birlikte daha önce 2015 yılında Balıkesir Ekonomi Ödüllerinde Sn. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirilen, “Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa Türkiye de öyle yönetilmelidir” ifadesi gündeme geldi.

Devlet şirket gibi yönetilir mi?

Neoliberal akımın 1970’leden itibaren güçlenmesi ile girişimcilik ve işletmecilik tüm dünyada yükselmeye başladı. Verimsiz görülen kamu kesimi, özel sektörün dinamiklerine uygun hale getirilmeye çalışıldı/çalışılıyor. Bu bazen karşımıza kamu-özel ortaklığı olarak bazen de yap-işlet-devret şeklinde çıktı. 1980’lerden beri güçlenen kamu işletmeciliği kavramı kamu yönetimi birimlerinin değişimini sağladı. Bizde “Yeni Kamu Yönetimi Anlayışı” olarak ön plana çıkarılan bu yaklaşım kamu yönetimi içinde bulunan birimlerin işletme mantığı ile yönetilmesinin daha doğru olacağını vurgulamaktadır.

Şirketlerde başarı kriteri karlılıktır. Başarı ya da başarısızlığın tek muhatabı ise şirketin tepe yöneticisidir. Kimse, kapıdaki güvenliğin işini eksik yapmasından tutun da orta kademe yöneticilerin işlerini bilmemesi üzerine durmaz. Bütün sorumluluk tepe yöneticidedir. Madem bütün hesabı tepe yönetici veriyor dolayısı ile tüm kontrolün de onda olmasından daha doğal olan nedir? Aynı durum devleti yöneten kişi içinde geçerlidir. Siyasi olarak topluma karşı sorumlu konumda bulunan, halka hesap vermek zorunda olan ve seçimlerde yaptıkları yada yapmadıkları yüzünden oy kaybeden yada kazanan kişi bugünkü sistemde Cumhurbaşkanımızdır.

Ne fark var?

Aslında kamunun işlerini yürüttüğü bütün birimleri birer işletme. İşletmelerde iki temel amaç vardır; karlılık ve topluma hizmet etmek. İşletmenin kimin tarafından kurulduğuna göre bu amaçların öncelik sırası değişir. Devlet eli ile kurulan bir birimin öncelikli amacı topluma hizmet etmek iken, özel sermaye tarafından kurulan bir işletme için ilk amaç kar elde etmektir. Lakin devlet tarafından sunulan bir mal veya hizmetin sadece toplumsal fayda sağlama özelliğine odaklanmak kamu bütçesinde kapanmayacak açıklara sebebiyet vermektedir. Kamu kesimi de özel sektör gibi yaptığı işi minimum maliyetle yapmalı, süreçleri yakından takip etmeli, sıkı denetim yapmalı, performans kriterlerini belirlemeli ve uygulamalıdır. Artık, devlet yapılanmaları için de karlılık ön plana çıkmaktadır. Burada da üretim faktörlerinden (emek, sermaye, doğal kaynak, girişimci, teknoloji) biri olan emeğin verimi, süreçlerin performans üzerinden takibi önem kazanmaktadır.

Dolayısı ile devletin performansının artması için işletme mantığının tabandan tavana kadar her alanda uygulanması toplumsal menfaatlerimiz için elzemdir. Burada tüm yükü personele yüklemek haksızlık olacaktır. Bir işletme faaliyetlerini yürütürken nasıl ki minimum maliyet ile maksimum fayda peşinde koşuyorsa devletinde maliyetleri azaltma noktasında tüm üretim faktörleri üzerinden tasarruflu davranması gerekmektedir.

Bir girişimci, kendi açtığı işletmenin, personelinin verimli olmasını, kaynakların etkin kullanılmasını ve daha yüksek kazanç ve fayda sağlanmasını isterken, konu devlet olduğunda bu kaygıları görmezden geliyor. Oysaki klasik kamu mantığı ile yürütülen işlerin tüm toplum adına yük olduğunu unutmamak gerekiyor.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği “Ben bu ülkenin anonim şirket gibi yönetilmesini istiyorum” ifadesi toplumun bir kesiminden tepki alsa da işin refah boyutu üzerinde düşünülmeli, tüm üretim faktörlerinin daha verimli, kaynaklarımızın daha etkin kullanımının mümkün olacağı, refahımızın yükseleceği bu modelin geliştirilmesi için toplumun tüm kesimlerinden katılım sağlanmalı, her bir vatandaşımız bu yapının ortağı olduğunu unutmamalıdır.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.