Suudi Arabistan’ın Riyad şehrinde bulunan camii on yıllar boyunca, Riyad Ulu Camii ve akademisyenlerin ve öğrencilerin buluştuğu bir mekan olarak kilit bir rol oynamıştır. Qasr Al-Hukm Geliştirme Programının bir parçası olarak, RCRC mimarlık ofisi camiyi orijinal yerinde 16.800 m²’lik bir alan üzerinde yaklaşık 17.000 ibadetçiyi barındıracak şekilde yeniden inşa etmiş ve Ocak 1993’te ibadete açmıştır.
İmam Türki bin Abdullah Camii, erkekler ve kadınlar için ayrı bir ana ibadet alanı ve ayrıca ibadet için kullanılan 4.800 m²’lik bir avludan oluşmaktadır. Avlunun arka kısmında aydınlatma ünitelerini ve yükselticileri taşıyan ahşap kirişli tavanlar bulunmaktadır. Caminin kuzey ve güney taraflarında yükselen 50 metre yüksekliğindeki iki minare geleneksel islam mimarisi tasarımına sahiptir. Caminin diğer olanakları arasında biri erkekler diğeri kadınlar için olmak üzere iki adet 325 m²’lik kütüphane bulunmaktadır.
Caminin ana yapı elemanları arasında prefabrike beton birimler yer almaktadır. Dış duvarlar ve iç duvarların üst kısımları Riyad kireçtaşı ile kaplanırken, iç duvarların alt kısmı ve sütunlar beyaz mermerle kaplanmıştır. Üçgen biçimli kirişler ve dokulu tavan plakaları, eski camiyi kaplayan tavanda kullanılan ahşap Maşrebiye benzer bir görünüm sağlar. Cami, televizyon ve radyo canlı yayın olanaklarının yanı sıra uzaktan kumandalı TV kameraları ile donatılmıştır.
İmam Türki bin Abdullah Camii, birinci kat seviyesinde Assafah Meydanı boyunca uzanan iki köprü ile doğrudan Qasr Al-Hukm Sarayı’na bağlıdır.
Cami, 1995 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü kazanmıştır. Ödülün jürisi, Ulu Cami olarak bilinen İmam Türki bin Abdullah camisinin tasarımının, gelecekteki tasarımların geliştirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunabilecek bir stil izlediğini söylemişlerdir. Jüri, projenin yenilikçi tasarımını, özellikle Necd bölgesinin benzersiz yerel mimari tasarımının geleneksel mekansal özelliklerinin kullanımını takdir etmiştir. Ödül jürisi, caminin bölgedeki bir grup kamu binasının ortasında, kendisini empoze etmeden ve ayrı bir yapı olarak ayakta durmadan çevredeki kentsel doku ile tam bir uyum içinde yer aldığını da sözlerine eklemiştir.